"Mesai bittiğinde Megan ile tekrardan buluşacağım." dedi Buck, sarhoş gibi motor bölümünden bir dostuna yakınırken.
Fakat arkadaşı onu dinlemek harici diğer işleri yapınca pes etmiş gibi bir eliyle alnında biriken teri silip konuştu. "Madem iş konuşmaya bu kadar heveslisin, şu motorları ben gaza bastığımda biraz daha itiş sağlayacak şekilde ayarla."
Adam, alay eder gibi Buck'a döndü. "Bunun dünyadaki bir yarış arabası olmadığını biliyorsun değil mi?" dedi eliyle motor kumandasını işaret ederken. "Bu bebek, milyonlarca bağımsız işlemi yapan kuantum bir motor sistemi."
"Evet evet, biliyorum. Ama biliyorsun ben sürünce bir sınır olmasın istiyorum anladın ya?"
"Aa evet anladım. Ses çıkaran egzoz sistemi de kurmamı ister misin yanında?" dedi adam gülerken. "Belki bir araba parfümü falan da asmak istersin, hazır başlamışken ön camlara silecek de ekleriz."
Buck, boşluğuna denk geldiği anda bu saçma fikirlere gülecekti ki arkalarından kendisine seslenen Travis'i duymasıyla eğlencesi yarıda kaldı. "Pardon, Yüzbaşı Buck. Sohbetinizi bölüyor muyum?"
"Yok gel Travis. Naber?" Buck, androidin geminin bu bölümüne gelmesini yadırgamıştı.
"İyiyim, teşekkürler." dedi Travis, ikilinin yanına giderken. "Bir konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum. Bir randevuya nasıl hazırlanacağım konusunda."
Buck, ilk başta arkadaşına oradan da tekrardan robota döndü, kulaklarında bir problem falan olduğunu düşündü. "Tekrar eder misin? Randevu mu dedin?"
"Olumlu, Yüzbaşı."
Motor bölümünden başka biri merakla atıldı. "Sen ciddi misin! Daha ben bile birini bulamadım!" dediğinde sesi sitemkar çıkmıştı.
Buck'ın yanındaki arkadaşı da Travis'e şaşkın bakışlarla döndü. "Cidden randevuya mı çıkıyorsun?"
Travis, ikinci kez onayladı. Adam, "Vay be, güzel duygu dolu bir etkinlik desene." dedi.
Android, onu umursamadan dikkatini tekrardan Yüzbaşıya verdi. "Sizden tavsiye istiyorum. Geçmişteki başarılı ilişkileriniz ve yaklaşık bir gün önce de dişi bir insanla çiftleşmeye girmek üzere olduğunuzu göz önüne alarak sizden tavsiye istemenin doğru olduğuna kanaat getirdim."
Buck, yarım ağız gülümsedi. "Tamam, istediğin tavsiye olsun. Talihli kadın kim peki?" başı biraz sola düştü. "Ya da erkek? Ya da şey... Nesne?.." dediğinde bir robotun neye meyilli olduğunu kestiremiyordu.
"Güvenlik Şefi, Wini."
Travis, kim olduğunu söyledikten sonra kargo bölümünden gelen bir elemanın isyan dolu sesi duyuldu. "Ne! Yok artık, hadi ama daha iki gün önce benim teklifimi reddetti!"
"Bekle, kim kime teklif etti?" Buck, heyecanla olayı daha da irdelercesine soruşturduğunda odada bulunan diğer çalışanlar da görev yerlerinden ayrılmadan bu sohbeti dinliyordu.
"Wini, bana randevu talebinde bulundu." dikkati Buck'ta iken konuşmaya devam etti. "Kabul ettim ve şimdi de yaşayanlara özgü olan bu sosyal aktivitenin ayrıntılarını öğrenmem gerekiyor."
Buck, hiç düşünmeden konuştu. "O zaman işe şık giyinmekle başla. Eğer bu gerçek bir randevu ise ki-," dedi bakışı arkadaşına giderken, "Wini teklif etmiş yani gerçekliğinden hiç şüphe yok. Dostum sen, yakıcı olmalısın."
"Yakıcı." diye tekrar etti Travis.
Buck, onu onaylarken konuştu. "Ama abartma da. Şık ama rahat ol ve senin karakterini yansıtsın." dediğinde iğneleyici bir şekilde Travis'i süzdü. "Ve senin pek modaya uygun olduğun söylenemez. O yüzden ben senin yerinde olsam armur kumaş tarzı spor takım elbise giyerdim."
Travis, kendisine denilen 'modaya uygun olmamak' tabirini vücuduna bir bakış atarak kontrol etti. Kıyafet giymesine diğerleri gibi ihtiyacı yoktu. "Kıyafet. Anladım." dedi başıyla onaylarken.
Ardından Buck, devam etti. "Ve onu randevuya çıkarmak için kapısından sen al." dedi.
Buck'ın yanında bekleyen arkadaşı da lafa girdi. "Belki çiçek falan da götürebilir." odada bulunanlar ağız birliğiyle onu onaylarken Travis, randevuyla ilgili ayrıntılar konusunda kendisine yardımcı olan bu kadar çok kişiyi görünce şaşırdı.
Android, "Bu veriler benim için gerçekten faydalı oldu. Teşekkürler Yüzbaşı ve diğer herkes." dedi ardından motor bölümünden zihninde oluşturduğu planlamalar ile ayrıldı.
Buck ve arkadaşı onun gittiğinden emin olana kadar ellerini önünde bağlamış bir süre beklediler.
Travis, tamamen gözden kaybolduğunda ise ikisi de birbirinin zihnini okumuş gibi aynı anda topukları arkasına değe değe kumanda odasına hiç nefes almak için bile durmadan koştular.
Kumanda odasına yaklaşık bir kaç dakika içinde ulaşan ikili içeriye daldıkları anda kaptan koltuğunda Ashley'den araştırma raporlarını alıp inceleyen Makkov'a aynı anda konuşmaya başladılar.
İkisi de heyecanla ve nefes nefese bir şekilde, aynı durumu farklı cümlelerle anlatmaya çalıştığında ortamda sadece anlaşılmaz bir gürültü kopmuştu. Tek ortak kelimeleri, 'Wini ve Travis.' idi.
Kaptan, her kafadan ayrı bir ses çıkınca karmaşaya daha fazla dayanamayıp elindeki raporları kenara bıraktı ve ikisini sakin olması için susturdu. "Bir sakin olun ne oluyor? Buck?"
Buck, nefesini düzenlemeye çalışırken bir kaç saniyede cümlelerini kafasında topladı. "Pekala." dedi sakin bir şekilde durumu izah etmeye çalışırken. "Wini, Travis'e çıkma teklifi etmiş."
Rusto, oturduğu yerden arkasına şaşkınlıkla döndü. "Ne?"
Kaptanın da kaşları inanmaz bir şekilde havaya kalkmıştı. "Ciddi misin?"
Kenara konulan raporları eline alan Ashley, bilmiş bir şekilde güldüğünde Makkov ona döndü. "Sen bununla ilgili bir şeyler biliyor muydun?" dedi sesi kısık çıkarken.
"Evet, Wini bir şeyler anlatmıştı." dediğinde elindeki raporları katladı. "Ama görünüşe bakılırsa şimdi herkes biliyor."
Makkov, bakışlarını etrafta gezdirdi bir tur. "Bu gerçek mi? Gerçekse ben ne ara ne kaçırdım?"
"O ikisi gemiye bile birlikte geldiler ve onca zamanda da yakınlardı. Normal değil mi?" Uh'ie'nin sesi duyuldu kenardan. "Yani aralarında bir şey olmasa garip olurdu aslında."
Rusto, soğuk bir şekilde söze girdi. "Bir biyolojik ve yapay yaşam formu birbirleriyle eşlenemezler ki. Çıkıyorlarsa da ayrılacaklardır."
"Nereden biliyorsun, belki birbirlerine aşık bile olmuşlardır?" dedi Uh'ie tek kaşını kaldırırken.
"Bu o kadar basit bir konu olsaydı keşke..." Makkov, dramatize bir şekilde konuşmaya girdi. "Onun sınırları yani belli bir kodlaması var. Hani en iyi senaryoda bile o-," diye devam ettiği sırada görev yerine tekrardan dönen Travis'i görmesiyle aklına gelen ilk yalanda konuyu değiştirdi. " Ne kadar taco yemek istese bile seksen üç yaşındaki adamın, yemeğin çıkışı için o kadar uzun süre tuvalette kalabileceğini sanmam."
Herkesin gözü Androidin üzerinde iken Travis, üstündeki bakışları hissetmiş gibi oturduğu yerden arkasını döndü.
Onun arkasını dönmesiyle birlikte, kumanda odasındaki ekip, bakışlarını bir salise gibi kısa bir sürede tekrardan önlerine eğdiğinde robot bu durumun sebebini irdelememeye karar verdi.
Şayet şuan için, randevu planlamak gibi daha önemli bir işi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Yolu {Ara Verildi}
Science FictionBxB Android, genç olana döndü. "Yaklaşık yirmi dakika sonra gezegeniniz imha edilecek," dedi, "Haydi, bir şeyler yemeye gidelim." #11 uzay WattpadScifiTR ♡ WattpadLGBT-TR ♡