31㊂Sirius / 3

59 14 6
                                    

Travis, dahili mikrofona, "Makine dairesi cevap ver," dedi. "Enerji istiyoruz. Ana kontrol sistemi yanıt vermiyor."

Makkov, parmağıyla asansörü işaret etti. "Travis, orada neler olduğunu bizzat öğrenmenizi istiyorum."

Travis, başıyla onaylayıp asansöre doğru dönerken, asansörün kapısı açıldı ve elinde kılıçla saldırı pozisyonunda bekleyen Uh'ie göründü. "Hain! Nihayet seni yakaladım!"

Makkov, "Uh'ie," dedi. "Elindeki şu lanet şeyi...-"

Kaptan, cümlesini tamamlayamamıştı ki Uh'ie ileri atıldı. "Kraliçe ve Fransa adına!"

Uh'ie birden ileri bir hamleyle Makkov'a saldırdı. Bu ikisinin arasında kalan Travis, neredeyse arada kaynıyordu.

Bu sefer Makkov, atılmaya hazırlandı, fakat kılıcın ucu bu kez, kendisine doğru döndü.

"Şimdi de yanına robot bir müttefik almışsın..." Uh'ie, tam hamle yapacağı sırada, göz ucuyla Buck'ın arkadan kendisine yaklaşmakta olduğunu gördü ve ona doğru hızla döndü.

Buck, sanki hiçbir şey yapmıyormuş gibi hemen durdu.

Uh'ie, "Aha, başka bir yandakçı daha!"

Buck, "Özür dilerim ama yanıldın," dedi. Sonra, Uh'ie'nin omzu üzerinden arkasına baktı.

Uh'ie, arkasına dönerken, Travis ustaca ona uzandı ve Uh'ie'nin omuz sinirini yakaladı.

Uh'ie, un çuvalı gibi yere yıkıldığında Makkov, hemen dahili mikrofona döndü. "Baş mühendis! Enerjiye ihtiyacımız var! Makine dairesi, cevap ver!"

Hoparlörden tenor bir ses yükseldi. "Siz mi aradınız?"

Makkov, öfkesini engellemeye çalışırken, "Wini sen misin?" diye sordu. Travis, duyduğu tanıdık ses ile dikkatini iletişim hattına verdi.

Wini, "Kaptan konuşuyor. Ben Kaptan Wini Uhura, Spectrum gemisinin kaptanı. Acaba kiminle konuşuyorum?" dediğinde herkes birbirine baktı.

 "Wini, Ben Makkov."

"Makkov kim? Böyle bir subayım yok benim."

"Wini. Ben Kaptan Makkov. Makine dairesinden çık, diğerleri nerede?"

Wini, "Aşçılar beni dinleyin," dedi genel hoparlörden. "Kaptanınız konuşuyor. Bütün tayfa için iki tam porsiyon dondurma hazırlanmasını istiyorum. Geçmiş başarılı görevlerin hatrı için kaptanın özel bir ikramıdır.  Ve şimdi, kaptanınız uygun bir seçim yapacak."

Makkov, koşar adımlarla asansöre doğru fırladı. Travis hemen kaptan koltuğuna yöneldi. "Efendim," dedi. "Şimdiki düşüş oranımıza göre, gezegenin egzosfer tabakasından kurtulmamız için yirmi dakikadan az bir vaktimiz var."

Makkov, sert bir tavırla, "Pekâlâ," dedi. "Şu taklitçi kaptanımızın üstesinden gelmeye çalışacağım. Enerjiyi temin eder etmez kullanmak üzere hazır olun." Asansörün kapısı Makkov'un üzerine kapandı. 

Wini'nin sesi geminin her yerinden duyuluyordu, "Buluşacağız kıyının ötesinde!" Aslında, Wini'nin bir solist olduğu söylenemezdi. Eğer Wini'nin serenadı, geminin bütün hoparlör sistemini bağlamamış olsaydı, komik bile sayılabilirdi. 

Fakat geminin enerjisi kesilmişti ve hemen bir çözüm yolu bulunmadığı takdirde gezegenle birlikte mahvolmaya mahkûm olacaklardı.

Makkov, makine dairesine indiği zaman baş mühendis ve iki adamı portatif bir cihazla makine odasının kapısını inceliyorlardı. 

Makkov'un gelişi üzerine mühendis, başını kaldırıp baktı. "Şu kapıyı açmaya çalışıyoruz, efendim," dedi. "Wini buraya gelmişti ve sizin kontrol odasına çağırdığınızı söyledi. Biz dışarı çıkınca da kapıyı içerden kilitleyip bizi dışarıda bıraktı. Dahili hoparlörden onunla konuşmanızı dinledik."

Makkov, "Hem dümeni kilitledi, hem de enerjiyi kesti," dedi. "İkinci bir yolla onu geçip yedek makineleri çalıştıramaz mısınız?"

"Hayır, Kaptan, ana kontrol tablosundan her şeyi kilitledi." baş mühendis, adamlarından birini dürttü. "Büroma çık ve buranın planını getir. Eğer, kesmek zorunda kalacak olursak, enerji devrelerini de beraber kesmek istemem." Tayfa, başıyla anladığını işaret etti ve koşarak uzaklaştı. 

Makkov, "Dümen için hiç değilse bataryadan enerji veremez misin?" diye sordu. "Düşüşümüzü belki önleyemez ama hiç değilse sabit bir yerde kalmamızı sağlar. Belki on dokuz dakikamız kaldı."

Baş mühendis, "Deneyebilirim."

"Güzel." Makkov, kaptan köprüsüne dönmek üzere tekrardan asansöre bindi. Wini'nin şarkısı ise devam ediyordu, "Tıpkı eskisi gibi öpüşeceğiz." 

Kaptan köprüsünde, Makkov, ters bir sesle, "Şu gürültüyü kesemez misiniz?" dedi. 

Buck, "Maalesef kaptan. Makine dairesindeki ana enerji kanallarını kullanarak her kanalı kontrolü altına alıyor. Neyse en azından Travis'in süprizi şarkıyı aklında tutacak kadar etkili olmuş." dedi androide gülümserken. "Şanslı hergele"

"En azından birilerinin mutlu olacağı bir şeyler var." dedi Makkov bıkkınlıkla.

Ardından aklına aniden bir şey gelmiş gibi durdu. "Kontrolü altına alamayacağı bir şey var. Travis, geminin bütün bölümlerini kapat. Eğer bu hastalık bulaşıcıysa, hiç değilse yayılmasını önleyebiliriz."

Travis, "Anladım, Kaptan," dedi. Geminin bütün güvertelerindeki kısımları birbirinden ayıran kapakları kapayan kolu çekti.

Otomatik olarak alarm çalmaya başladı. Alarm sesi, Wini'nin sesini bastırdı. Alarm kesildikten sonra, çok kısa süren bir sessizlik oldu. 

Sonra ikinci kez Wini'nin sesi duyuldu, "Yüzbaşı Buck, ben kaptan Wini. Şarkımı yarıda kestiniz. Yaramazlık yaptınız. Size dondurma verilmeyecek." 

Travis, dahili mikrofondan, "Aslında bunu yapan benim Wini." dediğinde kısık bir gülme sesi duyuldu.

Wini, "Sorun değil benim çarklı turtam, sen her şekilde dondurma alacaksın ama Buck, seni durdurmadığı için almayacak."

Tavis, "Bana sinirli olmadığını bilmek rahatlatıcı." dediğinde Wini'nin ikinci kez kıkırtıları duyuldu.

Buck, bu ayrımcılığa isyan edeceği sırada Travis, kaptana dönerek, "On yedi dakikamız kaldı, efendim," dedi. 

Wini'nin konuşması sürdü, "Bütün gemi personeli dikkat! Saat 19'da geminin oyun salonunda resmi bir balo verilecektir. Bütün personel baloda hazır bulunacak." gencin alaylı kahkahası ortalığı çınlattı. "Gecenin özelliği olarak, geminin bütün  personeline, birer maaş ikramiye verilecektir. Başka hediyeler için de hazır olun."

Makkov sordu, "Dahili hoparlörler bağlanmadan önce Uh'ie'den bir haber alınabildi mi?"

Buck, "Doktor Ashley, onu revire yatırmış ve bayıltıcı ilaç vermiş," dedi. "Durumu daha kötüye gitmemiş ama yapılan bütün deneyler olumsuz sonuçlar veriyormuş." 

Travis, "Doktorun kendisine göre bazı düşünceleri vardı ancak ne olduğunu anlatmasına fırsat kalmadan konuşma kesildi."

"Tamamdır fakat Wini şuan hepimiz için birinci derecede önem taşıyor."

Makkov konuştuğu sırada bir haberci gelerek Kaptanı selamladı. "Efendim, Baş mühendis sizi selamlıyor. Atlama için bataryalardan enerji temin etti. Dümeni artık kullanabilirsiniz. Ayrıca, Baş Mühendis, makine dairesine ancak kapıyı kesmek suretiyle girebilecek. On dört dakika sonra işini tamamlayabileceğini bildirdi."

Makkov, "Bizim de ancak bu kadarcık vaktimiz kaldı zaten," dedi. "Makinelere tam enerji vermek de üç dakika kadar sürer. Baş Mühendise selâm söyle elini biraz daha çabuk tutsun ve ana kabloların dışındaki devreleri boş versin. "

Uzay Yolu {Ara Verildi}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin