Travis, düğünle ilgili bu beklenmedik gelişmeleri not alarak duygusal reaksiyonları daha iyi anlayabilmek için kendi verilerini güncellemeye devam etti. Düğün gününe dair bu ani değişiklikler, android için insanlar arasındaki duygusal ilişkilerin karmaşıklığını daha iyi anlamak için önemli bir öğrenme fırsatı sunmuştu. Çiftlerin ayrılma kararına kadar...
Komuta odasında görevini yaptığı bir vakit Buck, bu rahatsız edici sessizlik içinde konuşan ilk kişi olmuştu. "Bu düğün olacak benden demesi." dedi ardından Travis'e döndü. "Ve Binbaşı'nın sinirine bakma Travis. O sadece çok şaşırdı."
Makkov, "Zaten yüzbaşının düğünü iptal etme gibi planları falan da yoktu sadece gözü yemedi o kadar." dedi. "Kararını değiştirecektir."
"Gözü mü yemedi?" dedi Travis bu kelimelerin mantığını anlamaya çalışırken. "Stres, Önemli bir olaya verilen gergin tepki." diye devam etti android, bir kaç saniyede yaptığı içsel araştırmayla.
"Doğru." dedi Makkov. "Yani hala sağdıç olacaksın. Şimdiden hediyeni hazırla sen. O düğün olacak."
"Bu bilgi kesin mi Kaptan?" diye sordu android.
"Yüzde yüz." dedi Makkov. Buck da oturduğu yerden onu onayladı.
Wini, "Hediye demişken, daha ben de bir şey almadım. İnsanlar normalde ne hediye alır düğünlerinde?" diye sordu Kaptan'a dönerken.
Makkov, bir süre düşünür gibi yaptı. "Ev eşyası olabilir."
Rusto, "İnsan bağlanma törenlerinde bir kaç kez bulundum." dedi. "Genelde ev eşyası yanında değerli mücevher ve takılar da veriliyor."
Uh'ie burun kıvırdı. "Eh, insan adeti işte."
Makkov, bu yabancı türler arasında kalan sayılı insanlardan biri olarak dışlanmış gibi hissederken gülümsedi. "Hey, ben de buradayım. En azından dedikodumu ben gittikten sonra yapın."
Travis, "Ama hediye denilen şey veren kişinin kişiliğini yansıtmalıdır. Mücevher ya da ev eşyasının beni yansıttığını düşünmüyorum." dedi, hemen ardından bakışlarını Rusto'ya çevirip "Daha önce bir insan bağlanma törenlerinde gerçek katılımcı olarak bulundunuz mu?" diye sordu.
"Hayır..." dedi Rusto bir kaç saniyelik tereddütle. "Uzaktan tebrik ettim hep." dedi gözlerini kaçırdığı sırada, boğazını temizledi.
"Bunu bir onur olarak görmediğiniz için mi?"
Rusto, "Onur? Belki..." dedi. "Ama insan bağlılık ayinleri genelde, büyük oranda konuşmayı, dans etmeyi ve ağlamayı içeriyor..." derken onun ağlamayı onur kırıcı olarak gördüğünü odadaki herkes anlamıştı.
"Dans etmek..." dedi Android Rusto'yu tekrar ederken. Ardından bakışları Wini'ye döndüğünde genç olan huzursuzca yerinde kıpırdandı.
"Hey, bana bakışların hiç hoşuma gitmedi." dedi Wini, robotun aklını okumayı denerken. Belki bu robotun belirli bir gözleri yoktu ama Wini, onun neler düşündüğünü pek ala anlamıştı.
Travis, düzenli olarak yaptığı kaydına devam etti. "Alpha; biyomedikal tanı programım ve sürekli öğrenen yazılımım kendi kendine yetebildiği için burada ve diğer yerlerde bulunan kimselerin eğitimine herhangi bir ihtiyaç duymuyorum. Ama birbirleriyleyken sıklıkla iletişimlerini gözlemlemekteyim. Bu sayede canlı etkileşimi hakkında oldukça fazla şey öğrendim." kendi kendine kayıt aldığı gözlem verilerini işlediği sırada Wini'ye döndü.
"Eğer korkun ayağına basmam ya da seni düşürmemse bu konu hakkında endişe etmene gerek yok." dedi Android.
Wini, alaycı bir şekilde gözlerini devirdi. "Zaten öyle bir şey yapma ihtimalinin olmayacağını biliyorum üstün zekalı."
Travis, anlamaz şekilde başını hafifçe yana yatırdığında durumu analiz etmeye çalıştı. "O zaman benimle dans etmeyi reddetme sebebin nedir?" diye sorduğunda bu sefer dikkatini kumanda odasında bulunan kişilere çevirdi. "İnsan bağlanma adetlerinde çiftler dans eder, haksız mıyım Kaptan?"
Makkov, elini iki yana açıp salladı. "Beni aranızdaki olaya hiç dahil etmeyin." dediğinde bu durumdan uzak kalmaya çalıştığı açıkça belliydi.
Wini, "Başkalarının mutluluğuna alerjim var belki de?" diye sitem ettiğinde sıkıntılı bir nefes verdi. "Kime anlatıyorsam... Zaten benimle çıkman bile bir ömür sürmüştü."
"Oooouuu birileri trip yiyor." dedi Buck, oturduğu yerden keyifle kahkaha atarken. Ardından Wini'ye yalvarır gibi döndü. "Lütfen biraz daha süründür onu!" dedi gülmeye devam ettiği sırada.
Travis, "Yanlış bir şey mi söyledim?" diye sorduğunda Wini, vicdan azabı çektiğini hissediyordu.
Aslen genç olan ona tavır almak falan istememişti, tek istediği olayı anlamasıydı. Karşısındakinin bir robot olduğunu hatırlayana kadar... Biliyordu ki kendisi açıkça bir şeyleri söylemezse imalardan anlamayacaktı. Bu yüzden aralarını kızıştırmaya çalışan Buck'a sinirli bir bakış atıp eline geçen ilk şeyi ona doğru fırlattı.
Daha sonra Travis'e dönüp, " Hayır, Travis. Yanlış bir şey söylemedin. Sadece bilirsin..." dedi fakat lafın devamını utandığı için getiremedi. "Yani bilirsin... Bu ilişkiyi daha ileriye taşımak falan..."
Cümlelerinin sürekli yarım kalmasından dolayı Travis, anlamlı bir çıkarım yapmakta zorlanıyordu. Fakat 'ilişkiyi ileriye taşımak' tabirinden bir şeyler anlamıştı.
Makkov, daha fazla bu gerilime dayanamazken sesli bir şekilde, "Hazır düğün sezonu açılmışken siz de evlenin." diyivermişti.
Kumanda odasından sesli bir tezahürat yükselirken Wini utançtan kafasını önündeki ekrana gömmeyi düşündü. Travis ise sonunda olayı kavramışken Kaptan'a döndü. "Olumlu, kaptan." dedi.
Ardından, şaşkın bakışlar içerisinde kıpkırmızı kesilmiş olan çocuğun kendisine bakan gözlerine çevirdi dikkatini. "Eğer Wini de bu bağlanma için hemfikirse bundan mutluluk duyarım." dedi.
Buck, dahil o an herkes bu teklifi kabul edeceğini tahmin edemedikleri Travis'e dönüp ikinci kez sevinç çığlıklarını oda içinde koparırken diğer taraftan Wini'yi onaylaması için destekliyorlardı. "Evet, de! Evet, de" diyerek hep bir ağızdan tekrar ediyor, ritmik bir şekilde alkış tutuyorlardı.
Genç, gülümsemekten kendini alamazken Travis'in evliliği cidden kabul edeceğini düşünmemişti bile. Gözlerinin dolduğunu hissetti o an. Öyle ki içeride tutamadığı bir kaç damla gözyaşı sevinçten firar ettiği sırada elinin tersiyle usulca onları oradan aldı ve başıyla onaylayarak kendisine yöneltilen evlilik teklifini kabul etti.
Rusto, "İşte bu yüzden asla böyle olaylara katılmıyorum." derken herkesin sevincinin yanında koca adam, arkasını dönüp kimse görmeden gözlerindeki yaşı sildi...
Travis, neşe dolu bu ortamın havasına katıldığı sırada bugün için son bir veri kaydetti. "Alpha; iletişim konusunda hala anlayamadığım pek çok unsur var. Bunlardan bir tanesi de mutluluk... Bu insani duygunun tanımını yapmak benim için imkansız olsa da neye benzediğini söyleyebilirim. Wini ve çocuklar... Onlarlayken, olmam gereken yerde gibi hissediyorum. Bunu daha ayrıntılı nasıl açıklamam gerektiğinden emin değilim. Belki de verilerim Alpha; sana çok sıradan ve geçersiz gelecek. Haklısın da... Fakat bazen sıradan olanı görmek daha zordur. Yaşayanların böyle durumlar için kullandıkları harika bir deyim var, 'burnunun ucundakini görememek'.. Belki de mutluluk ve duygu gibi şeyler bize bu kadar yakındır, çünkü ben buraya geldiğimden beri mutlu olduğumu hissedemiyor olsam da biliyorum... Alpha, sana kesin olarak söyleyebilirim ki; Ben mutluyum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Yolu {Ara Verildi}
Fiksi IlmiahBxB Android, genç olana döndü. "Yaklaşık yirmi dakika sonra gezegeniniz imha edilecek," dedi, "Haydi, bir şeyler yemeye gidelim." #11 uzay WattpadScifiTR ♡ WattpadLGBT-TR ♡