Wini, son kez aynada kendisine bakıp memnun bir şekilde gülümsedi. Ardından gülümsemesi aklına gelenlerle soldu. "Bir robota süslendiğimi farkındayım de mi?" kendini gülümsemeye zorlarken kapısının çalmasıyla aynanın önünden ayrıldı.
Wini kapıyı açtığında karşılaştığı manzarayla hayran kalmamak için kendini zor tuttu.
Normalde hiçbir kıyafet giydiği görülmeyen Travis, bugün oldukça özenmişti. Üstünde siyah minimalist bir takım elbise vardı. Ceketin omuzları belirginleştirilmiş ve ince kesimli kolları vardı.
Ayakkabıları siyah, parıldayan deri cinsinden olup normalde herkeste mi böyle dururdu yoksa Wini, Travis'e hayran kaldığı için mi bilinmez onun üzerindeki her şey bu gece oldukça şık gözüküyordu.
Travis'in, yüzündeki ifadesizliğe nazaran, elinde, beyaz ve pembe güllerin olduğu zarif bir görünüme sahip çiçek buketi vardı.
Android, Wini'nin hayranlık dolu bakışlarını incelediği sırada bu randevu işini doğru yaptığını anlamıştı. "Merhaba, Wini. Randevu için seni almaya geldim." dedi elindeki çiçekleri ona uzatırken.
"Travis sen... Kıyafet giyiyorsun..." uzatılan çiçeklerin güzelliği hoşuna gitse de onun dikkati hala android üzerindeydi.
"Yüzbası Buck, yakıcı olmamı söyledi."
Wini, "Verilen emri başarıyla tamamlamışsın o zaman." dedi gülerek. "Çocuklar seni böyle görse eminim bayılırlardı."
Travis, "Onlar da randevumuza katılmıyor mu?"
"Hayır, sadece sen ve ben." dedi utanırken. "Şey çıkalım mı biz o zaman?"
"Planlarıma göre bu şimdiki adımımız."
Wini, her şeyi planlamış olan robota gülmemek için kendini zor tutarken beraberinde odadan çıkıp yanında kendisini nereye götüreceğini bilmeden ilerlemeye başladı. Kalbinin deli gibi attığını hissediyordu. "Sen de gergin misin?" diye sordu eliyle kalbinin atım hızını dinlerken.
"Bu imkansız." dedi Travis, önüne bakıp yürümeye devam etti.
Wini, "Ben çok heyecanlıyım ve biraz da korkuyorum."
Travis, "O zaman seni geri odana bırakmalı mıyım?" dediğinde yönünü Celesialıya çevirdi.
"Hayır hayır! Bazen korku iyidir yani iyi anlamda korku. Bazen korku heyecan verir."
Travis, anladığını belli edercesine başını salladığında randevu için uygun bir ortam yarattığı simülatör odasına gitti.
Her türlü ortamı gerçekçi bir şekilde simüle edebilen oda Wini'nin sualtı gezegeninden bir restoranı oluşturduğunda özlemle gülümsedi. "B-ben ne diyeceğimi bilemiyorum." dedi tanıdık manzarayı incelerken.
Kendi gezegenini neredeyse 8 yıldır görmemişti ama şimdi en sevdiği mekan karşısında duruyordu.
Gözleri, zihnine dolan tatlı anılarla yaşardı. Bir sevinçle Travis'e teşekkür etmek için arkasını döndüğünde onun görünüşünün de değişmeye başladığını gördü. "Travis?.."
Travis, bu randevunun daha gerçekçi hissettirmesi amacıyla odada ayrıyeten kendine bir insan bedeni de yaratmıştı.
Odada insan bedeninin aynısı olan bir beden simüle etti ve yükleme tamamlandığında android bir süre bedenini incelerken bu yeni vücutta hareket etmeyi denedi.
Wini'nin gözleri, Travis'in dönüşümüne odaklandı ve ona karşı içinde şimdiye kadar hiç hissetmediği, hatta hissetmemesi gereken, garip duygular nüksetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Yolu {Ara Verildi}
Science-FictionBxB Android, genç olana döndü. "Yaklaşık yirmi dakika sonra gezegeniniz imha edilecek," dedi, "Haydi, bir şeyler yemeye gidelim." #11 uzay WattpadScifiTR ♡ WattpadLGBT-TR ♡