42㊂Cygnus / 2

44 10 26
                                    

"Kaptan, Cygnus sistemine yaklaşıyoruz." dedi Buck, dümeni kontrol ederken.

"Hızımızı ışık hızının altına düşür."

Gemi, Kaptan'dan gelen emirle yavaşlatıldığında ekibin gözleri büyülenmiş bir şekilde manzarayı izliyordu. Cygnus, etrafındaki uzay boşluğunda zarif bir mücevher gibi parlıyordu. Gezegeni çevreleyen devasa halkalar, ışığı yansıtarak büyüleyici bir görüntü oluşturuyordu. Halkaların arasında, oldukça büyük olan enerji kalkanları gezegeni koruyordu.

Uh'ie sanki düşman inine giriyor gibi hissetmekten kendini alıkoyamadı. "Evden fazla uzaklaştık sanki..."

Kaptan, oturduğu yerden eğilip karşısındaki manzarayı izlediği sırada Buck'a ikinci bir emir verdi. "Bizi içeri sok."

"Hay hay Kaptan."

"Uh'ie, sen de şu arkadaşları sohbet kanalına davet et." diye devam etti Makkov.

Uh'ie aldığı emri onaylarken sohbet kanalını Cygnus'a bağladı. Kaptan Makkov, "Ben Spectrum Keşif Gemisinden Kaptan Makkov." konuşurken gergin bir şekilde elleriyle oynaması onu daha da strese sokuyordu. "Gezegeniniz uzay sahasına habersiz giriş yaptığımız için özür dileriz. Lakin acil bir durum söz konusu olduğundan hızlı davranmamız gerekti. Göndermiş olduğunuz elçi bir anda kapandı ve-," derken Spectrum gemisinin tüm güç sistemi bir anda kapandı.

Bu ani güç kapanmasının etkisi olarak kırmızı durum alarmları bile ötmeye fırsat bulamadan jeneratörler ile devre dışı kaldı.

Rusto, "Ana güç kapandı efendim." derken sorunu anlamaya çalışıyordu.

"Dış saptırıcı ve taktikleri kapatın." diye ikinci bir emir verdi Makkov.

Rusto, olumsuz anlamda başını salladı. "Girdiğimiz işlemler dönüt yapmıyor, Efendim."

Makkov ne olduğunu anlamaya çalıştığı sırada aniden geminin ön camından gezegenden gelen mor ve kırmızı karışımı bir ışığın kendilerine yaklaştığını gördü. Geminin tüm içi açık mor bir renk ile kaplandığı sırada Buck, "Onlar... Bizi tarıyor, Kaptan." dedi.

Işık, geminin içine nüfuz ederken, mürettebatın yüzleri hafifçe aydınlandı. Bu taramanın ne anlama geldiğini ve ne gibi sonuçlar doğuracağını bilmeseler de herhangi bir düşmanlık göstermemek amacıyla sessizce işlemin bitmesini beklediler. Tarama devam ederken, geminin her bir parçası, her bir kablosu ve her bir sistemin içine bakıldığından emin olundu.

Tam her şey bitti derken bu sefer de kırmızı bir tarama şeridi gemide bulunan herkesin içinden geçmeye başladı. Bu şey geminin aksine direkt içeride bulunan kişileri hedef alıyordu. Vücutlarından geçen bu ışık şeridi, bir anlığına herkesi hareketsiz kıldı. 

Biliyorlardı ki tarama, onların biyometrik verilerini ve fiziksel durumlarını analiz ederek bilgi topluyordu. Wini, "Bu ışık sadece dışsal değil," dedi, korkusunu gizlemeye çalışarak. "Bizi tamamen analiz ediyorlar." 

Buck, herkesin içinden dikkatlice geçen kırmızı ışık gidince konuştu. "Var ya bahse girerim bu şey kansere sebep oluyordur."

Tüm her şey bittiğinde geminin güç sistemi tekrardan devreye girdi. Işıklar açıldı, kontrol tekrardan ekibin eline geçti. Wini, "Güç geri geldi Kaptan." dedi ve görevinin başına döndü.

Uh'ie, "Kaptan, Cygnus'tan bize bir koordinat geldi." dedi. "Sanırım buraya iniş yapmamızı istiyorlar."

Makkov, "Pekala, o zaman aşağıda neler varmış görelim." derken Buck'a gemiyi verilen koordinatlara indirmesi için emir verdi.

Uzay Yolu {Ara Verildi}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin