33㊂Zarilia / 1

66 13 10
                                    

1 Yıl sonra

"Annee uyan!" Harper uyuyan Wini'nin tepesine çıktığında Hayden kardeşine nazaran sadece odada oturup video oyunları oynamayı tercih ediyordu.

"Hadii geç kalacağız!" dedi Harper hevesle yatağın üzerinde annesi uyansın diye zıplarken.

Harper oldukça heyecanlıydı şayet Zarilia gezegeninde çocuklar için 2 yılda bir düzenlenen eğlence parkına gitmek için Wini ikizlere söz vermişti. 

Tabii, bu aile aktivitesini duyan Travis de onlara eşlik etmek için gönüllü olduğundan beraber yola çıkmak için hazırlıklara koyulmuşlardı.

Wini, yataktan ağır hareketlerle kalktığı sırada heyecanla başının etini yiyen Harper'ı görmezden gelmeye çalıştı. "Tamam, kalktım.." dedi esnerken. "Bana bir saniye ver."

Harper, annesine sarılıp konuştu. "Hız trenine binecek miyiz?"

"Boyun yetiyorsa evet benim ay çöreğim." dedi miniğe sarılırken.

"Yer çekimsiz fanusa da girecek miyim?"

"Kusmamaya söz verirsen evet."

Harper, küçük kıkırtılar eşliğinde gülümsedi. "Videoları izledim ve zaten eğlencesi orada." dedi. "Böyle havada süzülüp gidiyor."

Wini, yüzünü buruştururken güldü. "Bunu görmek için gönüllü olduğumu düşünmüyorum." dedi kahkaha atarken. "Kardeşin uyandı mı?"

"Yoo kalkmadı." dedi Harper, kardeşinin olduğu odaya bakarken. "Ölmüş olabilir. Onu burada bırakalım."

Wini, miniği kenara çekerek kendisi de yerinden doğruldu. "Umarım ölmemiştir." dedi gülerken. Ardından Hayden'ın odasına girip sesini yükseltti. "Hadi bakalım ölü çocuk, kalk. Çıkıyoruz!"

Hayden, bir süre yerinde rahatsızlıkla kıpırdandı. "Gitmek istemiyorum anne söylemiştim!" dedi oldukça keyifsiz bir yüz ifadesiyle.

"Seçim şansın yok ufaklık, 10 dakika içinde hangara inmiş ol." dedi Wini odanın ışığını ve kapısını açık bırakıp giderken.

Wini ve Harper hangara indikleri sırada onlardan yaklaşık bir 5-6 dakika sonra Hayden da elinde video oyunuyla inmişti.

Wini, "Oyun burada kalıyor." dedi isyankar tavırlara geçiş yapan çocuğa karşı sabrını korumaya çalışırken.

Normal şartlarda olsa çocuklar bu kadar hızlı büyümezdi ama Wini'nin insanları için bu durum farklıydı.

Su halkı olan bu millet, çevredeki tehlikelere karşı hayatta kalabilmek için hızlı gelişmek zorunda kaldığı evrimsel bir süreç içindeydiler.

Hayden, "Zaten gitmek istemediğim bir yere götürüyorsunuz şimdi de elimden oyunu mu alacaksın? Gerçekten berbatsın." dediğinde Wini'nin kaşları çatıldı.

Bu ikisi aynı yaşta olmalarına rağmen nasıl bu kadar farklı olabilirdi, diye düşünmekten kendini alıkoyamadı. "Burada büyük olan benim ve işim de aile aktivesini bölecek herhangi bir şeyi önlemek. Yani kapat şunu."

Hayden, elindeki oyunu bıkkınlıkla kapatıp Wini'ye de, oldu mu manasında gösterdiğinde Wini gülümsedi. "Teşekkürler."

Birlikte bavulları gemiye taşıdıkları vakit Ashley arkadan giden gruba veda etmeye geldi. "Yağmur mevsimi gelmiştir oraya. Islanmamaya dikkat edin." dedi gülümserken.

"Merak etme otel, yağmur bulutlarının üstünde olacak." dedi ardından ekledi. "Ayrıyeten bizler için yağmur sıkıntı değil ve yeni güvenlik şefi olarak geçici bir atama da yapıldı. Ben gelene kadar idare edecektir."

"Sorun yok sadece gidip eğlenin." dedi Ashley. "Biz de bir orada bir burada oturup can sıkıntısından ölmeyi bekleyeceğiz."

İkisi konuştuğu sırada arkada Harper'ın bağrışı duyuldu. "Anne, kapat dedi duymadın mı!" diye bağırdı genç çocuk.

Hayden da kardeşine aynı şekilde karşılık verdi. "Kapa çeneni anne kuzusu!"

Wini, ikiliden bıkmış gibi Ashley'e geri döndü. "Benim pilotu gördün mü?"

"Oh, pilot da mı gelecekti?"

Wini, onayladı. "Evet, Travis'ten bahsediyorum aslen. Heyecanlı olup bizden önce gelir diye düşünmüştüm ama ortalıkta yok daha."

Ashley, "Vay, çocukları gezdirmek bahane yani. Sevgilinle iyi gezmeler mi demeliydim ki?" son cümlesini biraz kısık sesle söylediğinde genç gülmüştü.

"Kendisini en son kaptanın yanındayken görmüştüm. Bir şey hakkında konuşması gerektiğini söylüyordu." diye lafına devam ettiğinde Wini'nin tek kaşı şüpheyle havaya kalktı.

"Ne gibi şeyler?"

Ashley, omuz silkti. "Emin değilim. Sadece önemli olduğunu söyledi."

Konuşma esnasında geminin gücü bir anda kesildi. Tüm gemi karanlığa gömülürken İkizler korkuyla Wini'nin yanına koştu.

Wini, çocukların korkulu tepkilerine rağmen sakin kalmaya çalıştı. "Endişelenmeyin, sadece bir enerji kesintisi olmuş olabilir. Aniden olabilir bu tür şeyler."

Aradan geçen bir kaç dakika sonunda Travis, hangara girerken enerji de geri gelmişti.

Mühendisler enerji panellerini yeniden başlatmışlardı. Gemideki ışıklar yavaş yavaş yanmaya başladı ve sistemler tekrar çalışır hale geldi.

Travis, "Merhaba Doktor Ashley, merhaba Wini." dedi ikiliye yaklaşırken. "Seninle böyle özel bir aktivitede yer almayı dört gözle bekliyordum." dediğinde Wini gülümsedi.

Ashley, "Dört gözle mi? Sen ne zamandan beri insani deyimleri kullanıyorsun?"

"Üzerinde çalışıyorum. Doğru yerde kullandım mı?" diye sordu Travis.

Doktor, ufak bir kahkaha atarak hangarın çıkışına doğru ilerledi. "Tanıdığım tüm insanlardan daha yerinde kullandın emin olabilirsin."

Wini ve Travis hangardan çıkan doktoru izlerken android, kararsız bir tavırla konuştu. "Bana esprili konuştu sanırsam."

Wini, androidin koluna girerek onu onayladı. "Evet, öyle yaptı." dedi gülerken.

Travis, aşırı yapmacık duran bir gülüş sundu. "Hahaha."  dedi ama sanki az güldüğünü düşünmüş gibi son bir "Ha." daha ekledi.

Wini, "Bu neydi şimdi be?" diye kahkaha attığında Travis anlamaz tavırlarla sevgilisine baktı.

"Bu tepki, espri karşısında verilecek doğru eylem değil mi?"

Genç, androidin omzuna başını yasladı. "Doğru tepki, yanlış telaffuz." diye ikinci kez güldüğünde hepsi yolculuk için gemiye girdi.

Uzay Yolu {Ara Verildi}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin