28㊂ Yarış

97 14 11
                                    

Gemi mürettebatı 2 haftalık uzun bir yolculuğun ardından delegeleri bırakmış lakin fazlasıyla yorgun düştüklerinden geldikleri Babel gezegeninin 3.45 sapma yörüngesinde bulunan mühendislik gezegenine gitmeye karar vermişti.

Üstten alınan emirle Spectrum gemisinin sistemlerini kontrol ve rutin bakımının yapılması için 48 saatlik ara verildi. Bu da tüm mürettebatın 2 gün boyunca izinli olduğuna haberdi.

Wini çocukları da almış Spectrum'un ortak kullanım alanı olan yemek salonunda bir şeyler atıştırdığı sırada Buck, Rusto ve Uh'ie de onlara eşlik ediyordu.

Bazen birbirleri ile bazen de çocuklarla eğlendikleri sırada Buck içeriye giren Travis'i gördüğü anda ayağı fırladı. "Aha geliyor!" dedi sanki uzun zamandır onu bekliyormuş gibi.

Onun gelmesi için elini sallarken neredeyse salondaki herkes de onlarla beraber heyecanla ayaklanmıştı. Wini ve Travis bu heyecanın sebebini anlayamazken Uh'ie, "Evet, bahisleri açıyoruz. Kimi tutuyorsanız şimdiden söyleyin!" dedi.

Travis, Wini ve çocukların olduğu masaya etrafındaki heyecanlı kalabalığı incelerken oturdu. "Yüzbaşı, neler olduğunu öğrenebilir miyim?"

Wini de aynı cevabı ondan bekler gibi yüzbaşına baktığında Buck, yarım ağız bir gülüşle lafa girdi. "İkiniz de gemideki en güçlü kişilersiniz. Hatta şu koca adamdan bile." dedi gülerek Rusto'yu işaret ederken.

Rusto, "Ama hala seni ezebilirim." diye karşılık verdiğinde Buck boğazını temizler gibi bir hareket yapıp lafına devam etti. "Ama sadece biriniz bu gemide en güçlü kişi olarak anılabilir."

Hayden, ağzındaki lokmayı yuttuğu sırada Buck'a döndü. "En güçlü annedir!" diye çıkıştığında Wini onun sevimliliğine dayanamamış sıkıca minik olana sarılmıştı.  

Buck, "Sana anne mi diyor?" dedi gülerken.

"Evet, etraftaki çocuklardan duymuş. Böyle seslenirken mutlu gözüktüğü için bir şey demedim." dedi Wini. 

Hayden, Wini'yi desteklediği sırada Travis'in tek başına kaldığını gören Harper, onun üzüleceğini düşündüğünden o da robotun koluna girerek, "Merak etme, sen kazanacaksın. Ben seni desteklerim." dedi güven vermek istercesine bakışlarını androide dikerken.

Travis, koluna giren çocuğa dikkatle baktı. "Desteğin için teşekkür ederim, Harper. Ancak hatırlamalısın ki kazanmak ya da kaybetmek önemli değildir. Bu bir müsabaka ve deneyimdir. Kişilerin birbirleriyle rekabet ettiği bir olaydır. Ancak sonuç ne olursa olsun, önemli olan deneyimin kendisi ve kişiler arası bağdır." dedi ve miniğin başını hafifçe okşadı.

Wini bu ikiliyi gülümseyerek izlediği sırada Uh'ie, "Travis, çoğu kişiden daha harika bir babasın." demekten kendini alıkoyamamıştı.

Buck onu onaylarken konuştu. "Evet, kesinlikle! O soğuk dış görünüşünün altında sevgi dolu bir kalp var adeta." dedi dramatik bir şekilde kendi kalbinin üstüne elini koyarken. 

Travis, "Benim bir kalbim yok Yüzbaşı." dedi, ardından, "Peki en güçlü olana nasıl karar vermeyi düşünüyorsunuz?" diye sordu.

Uh'ie, "Bilek güreşi ile!" diye lafa atladı kenardan hala bahisleri toplarken. "Buck, bu insan oyununu bana öğretti. Bu karar vermede işe yarar bir yöntem gibi duruyor."

Travis, oturduğu yerden başını Yüzbaşıya çevirdi. "Bilek güreşi?" diye sordu.

Buck, ilk başta ikisinin elini masanın üzerine birbirlerine paralel gelecek şekilde yerleştirip daha sonra eşit bir pozisyonda olacak şekilde kaldırdı ve birbirlerinin ellerini tutmasını sağladı.

Ardından iki tarafa sırasıyla biraz baskı uygulayıp sağa sola yatırırken, "Bu şekilde birinizin eli masaya değene kadar güç uygulayacaksınız. " diye anlattı.

Uh'ie, bahisleri toplamayı bitirmiş ikiliye döndüğünde, "Travis, o parlak kıçını hazırlamış olsan iyi edersin çünkü ben sana oynadım." dedi. [Siz kime bahis oynardınız? Bakmadan söyleyin :)]

Travis, onaylayıp Wini'nin elini gösterildiği şekilde tuttuğu sırada bu güç ve bahis gibi idaaların mantığını hala anlamamıştı. "Bu yarışmanın önemini anladığımdan emin değilim Yüzbaşı."

Wini, Travis'in elini sıkıca kavradı. "Seni kırmak istemem Travis ama biz sirk hayvanıyız."

Rusto, "Ben sana oynadım Şef." dedi bakışları Wini'ye dönerken. "Beni yüz üstü bırakma." dedi.

"Hadi hadi drama yapmayın." Buck ikilinin elinin üstüne kendi elini koyup üçten geriye doğru saymaya başladı. 

"3"

"2"

"1"

"Başla!" komutu duyulduğu anda ikili de tüm gücüyle birbirinin elini masaya devirmeye uğraşıyordu.

Aynı rekabet izleyiciler arasında da dönerken kimi Wini'ye kimisi de Travis'e destek veriyor, seslerini duyurmak için bağırıyorlardı.

Buck, "Bitir onu Travis hanımcılık yapma!" diye bağırdığı sırada Rusto, "O bir hiç ama param her şey, ez onu Şef!" diye kendini rekabetin ortasında o da kaybetmişti.

İkili birbirini destekleyenlerin ortasında bilek güreşinde sona doğru yaklaşırken Wini, Travis'in elini masaya değdirmeyi başaran taraf olmuştu.

Etraftakilerdense sadece Wini'ye bahis oynayanlardan büyük bir heyecanla tezahürat sesleri duyulmaya başlamıştı.

"Tebrik ederim Wini." dedi Travis.

Herkes bu durumla eğlenirken ortamda mutsuz olan sadece Harper vardı. "Ama kaybettiğin için üzülmedin mi Travis?"

Robot, miniğin üzgün duruşuna baktı. "Kazanmak ve kaybetmek geçicidir Harper, bunun üzerine düşmemelisin. Birlikte yarıştığın ve seni destekleyen kişilerle bir arada olmanın keyfini çıkarman gerekir. Bu yüzden üzülmek için bir sebep yok."

"İnanılmaz bir rakiptin, Travis." dedi Wini gülümseyerek Travis'in elini tutarken. "Şu vakte kadar beni bu kadar zorlayan ilk kişisin. Bu da takdir edilir bir şey."

Belki ikisinin arasında en çok kimin güçlü olduğunu merak ediyor olabilirsiniz diye belirtmek istedim djdjjdjd


Uzay Yolu {Ara Verildi}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin