Bölüm atmıyordum ehehe olsun. kızmayın bana :/. Kendinize iyi bakın falan filan KASEHRURH neyse hadi bölüme başlayalımmm.
Nefessiz kalınca dudaklarımızı ayırdım. Rose hemen başını boynuma gömdü. Gülümsediğini hiss ediyordum.
"Jisoo ben-" dedi ve kapı çalınca hemen ayrıldik....
Jisoo
Az önce Rosé'm ile öpüşmüştük. Kalbim çok hızlı atıyordu. Sıcak dudakları güvende hiss etmemi sağlamıti. Nefessiz kalıncaya dek öptüm onu. Ama hiç ayrılmak istediğim dudaklardan mecburen ayrılmak zorunda kalmıştım.
Rose ise utanmıştı sanırım bana sıkıca sarıldı sonra geri çekilip ve konuşmaya başlamıştı ki kapı çaldı ve hemen kapıyı açıp dışarı çıktık.
1 saattir hastanedeydim ve çok yorulmuştum. Bizimkilere her şeyi anlatmıştım. Ama Jennieye söylememeleri gerektiği konusunda defalarca uyarmıştım. Jennie de hastahaneden taburcu olmuştu ama Felix ve Jennie bu gece Irenenin evinde kalacaklardı. Bunları düşünürken Rose başını omzuma koyup uyuya kaldığını fark ettim. Bu yüzden de arkadaşlarına onu eve götüreceğimi söylemiştim. Hyunjin ve Ryujin lisanın yanında kalacaklarını söylemişlerdi.
Ben de bebeğimi yavaşça kucağıma aldım. Bir şeyler mırıldandı ve kaşlarını çattı. Sonra bana daha da sokulmaya başladı.
Uyanmamasına dikkat ederek onu arabaya yerleştirdim. Arabayı çalıştırdım ve kendi evime sürmeye başladım.
Yol boyunca aracı yavaş kullanmıştım çünki bebeğimin uyanmasını istemiyordum. Evime varınca araçtan indim ve Rosenin olduğu kısma doğru gitmeye başladım. Kapıyı açtım ve onu yavaşça kucağıma aldım kapıyı ise ayağımla kapattım. Bebeğimi kucağıma alınca hemen bana sokuldu. 'Tanrım çok tatlııı' diye geçirdim içimden.
Evin kapısını zor da olsa açtım ve içeri geçtim. Hiç vakit kaybetmeden yatak odasına gidip kucağımdaki meleği yatağa yatırdım. Kendim ise mutfağa indim su aldım ve hiç vakit kaybetmeden yukarı çıktım. Kıyafetlerimi çıkardım sadece iç çamaşırlarım ile yatağa girdim. Aklıma Rosenin kıyafetlerini çıkarmadığı geldi ve hemen onun da üzerindekileri çıkardım ve ona sarılıp uyudum.
Sabah başımda birinin bağırması ile uyandım. Hemen gözlerimi açtım ve uyku sersemi bir şekilde etrafima baktım ve ne olduğunu anlamaya çalıştım. Rose bana bakıp konuştu.
" İnanmıyorum sana Jisoo benden faydalandın mı gerçekten ?!" Diye sert bir sesle sordu.
"Rose Tanrı aşkına ne dediğinin farkında mısın ? Ben öyle bir şey yapmam.' Diye yanıtladım.
"O zaman neden ikimizde çıplak ve bir birimize yapışmış bir şekilde uyuyorduk ?!" Dedi sert bir sesle
"Bak Rose ben sana hiç bir şey yapmadım. Ben her zaman iç çamaşırlarım ile uyurum ve senin de uyuyunca rahatsız olacağını düşündüğüm için senin de kıyafetlerini çıkarmıtim o kadar. Öyle bir şey yapacak biri miyim ben Rose ?" Diye sorudum sona doğru sesim kısılmıştı. O ise bana baktı ve gözleri doldu bir anda
" Üzgünüm Jisoo özür dilerim sen öyle bir şey yapmazsın ama-" sözünü kestim ve yataktan kalkıp banyoya girdim.
Üstümü giyinip aşağı inince Rosenin mutfakta bir şeyler pişirdiğini gördüm. Yanına gittim ve tabakları aldım masaya dizdim. buz dolabından meyve suyu çıkardım bardaklara döküp onu da masaya koydum.
Telefonumu yukarda unuttuğumu hatırlayınca hemen yukarı çıktım telefonu aldım. Jennie aramıştı. Hemen onu aradım. Ve aşağı inmeye başladım. Birkaç çalıştan sonra açmıştı. Hemen konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Ruthless" Beauty Jenlisa (G!P)
FanfictionOkulun popüler kızı olan Jennie Kim'in garip bir şekilde okuldakı öğrencilerin korkulu rüyası olan Lalisa Monabal'a ilgisi vardı.. Lalisa zengin bir aileden olsa da aile sevgisi görmemiş ve sürekli dışlanmış bu yüzden de aşka inancı kalmayan ve acım...