"Ruthless" Beauty Jenlisa (G!P)

Hayal değil. Gerçekti...

Sanırım benim hayattaki en iyi kararım arkadaşlarım olmuştu....

Lisa

Eve gelince babama gözükmeden odama çıktım ve elimdeki sargı bezini açtım. Elimi çok derin kesmiştim bu yüzden sagi bezi sürekli kıpkırmızı oluyordu.

Elime baktığımda çok derin bir kesik olduğunu tekrar gördüm ve içimden siktir çektim. Keskinlikle dikiş attırmam gerekiyordu. Okula gidince orda yaptırırım diye düşündüm ve sadece sargı bezini değiştirdim. Telefonuma gelen bildirimler ile telefonu elime aldım.

Jennieden cevapsız 7 arama ve 20 tane mesaj vardı. Hiç birine bakmadan guruba girdim ve çocukların yazdıkları mesajları okudum.

Biz 7 arkadaştık...🖕✨🌷

Han: ben hazırım Roseeeeeğ
Hyunjin: ben de hazırım kızzzz geliyorum hemenn.
Ryujin: beni de bekleyin lan
Rose: aaaa arabada yer kalmamış tühh :(
Ryujin: sorun değil hanı arabadan attık mı her şey tamamdır ;))
Han: ismimi büyük yaz elimdeki 40 numaralı terlik götune girmesin. :))))))))))))))
Ryujin: o terliği gotune tersine sokup  düzüne... Sen anladın :)))))))))))))))))))))))))))))
Seulgi: boş yapmayın gelin hadi. Okula geç kalacağız.
Ben: kız sen çok zekisin ya gurubun zeka kaynağısın.
Ryujin: kim ben mi ? Ayh biliyorum bebeğim ;)
Ben: üzerine mi alındınn ya salak şeyyy seni demedim. Seulgiyi dedim. ;)
Ryujin: nçnçnç ayıp ya siktir git Lisa 🖕
Rose:  ben de hazırım çıkın evden.!
Han: tamamdır komutanım.
Hyunjin: emriniz olur Leydim.<3
Ryujin: yavşama lan Kadınıma🖕
Seulgi: o Jisoonun kadını bebeğim ve siktirin çıkın evden.

Gülerek gurupdan çıktım ve üzerimi giyindim. Gerçekten kafadengi arkadaşlarım vardı. Hepsini çok seviyorum.  Jungkookun aradığını görünce hemen açtım.

Jungkook: kardeşim ilaçlarını aldım. Geleyim mi size ?
Ben: lan olum ilaçları almak için ne kadar gezdin ?
Jungkook: bilmiyorum ama 70 den çok eczaneye girdim. Neyse çok yoruldum kardeşim geliyorum size.
Ben: okula gel ben de çıkıyorum şimdi.
Jungkook: TAMAMMM öptüm kardeşimmm.

Gülerek telefonu kapattım ve çantamı alıp odamdan çıktım. Güzel babam evde yok hemen evden çıkmak için haraket edeceğim sırada babamın gür sesi kulaklarıma doldu.

"Nereye gidiyorsun ?!" Diye sordu sinirli bir sesle. Yine içmişti.

"Okula" dedim ve hareket edeceğim sırada. Tekrar konuştu.

"Sana gide bilirsin dediğimi hatırlamıyorum Lalisa Monabal" dedi dişlerinin arasından tıklayarak.

"Gide bilir miyim ?" Diye sordum çaresiz bir şekilde.

" Git ama eve çabuk gel sana güzel cezalar hazırladım." Dedi ve iğrenç bir sesle güldü.

"Eline ne oldu ?" Diye sordu ilgisiz bir şekilde. Aslında sorması beni mutlu etmişti. Neden bilmiyorum ama ondan ilgi görmek beni mutlu ediyordu.

" Küçük bir kaza" dedim ve gideceğim sırada elimi tuttu.  Sertçe elime bastırdı. Dişlerimi sıkıp gözlerimi sımsıkı yumdum. Canım çok yanıyordu.  Neden yapıyordu bunu ?

"Neden yapıyorsun bunu ?" Diye sordum fısıldayarak.

"Neden yapacağımı sana mı soracağım ?!!" Diye bağırdı ve yüzüme sert bir tokat attı. Sonra tekrar bir tane de tokat attı yere düştüm ve ağlamamak için kendimi tuttum. Bir anda sertçe ayakkabısının tabanı ile elime bastırdı. Yüksek sesle inledim o ise iğrenç bir sesle güldü. Elime daha çok bastırdı ve gülmeye devam etti. Telefonu çalınca ayağını çekti ve bana göz kırpıp  gitti.