0.2

6.6K 290 127
                                    


Kerem: Ne demek ufaklık, görevimiz.

Kerem: Abin çok güzel kek yaptığından bahsetti.

Kerem: Ve hatta en iyisi olduğunu.

Kerem: O keki yemek bir bana nasip olmadı herhalde.

Bilge: Ayıp ediyorsun :))

Bilge: İstediğin kek olsun.

Kerem: Kekimi yarın istesem? Çok mu acele olur? Merak ediyorum da :)

Bilge: Yarın görüşmem var, keki nasıl getireceğim ki?

Kerem: İlk iş gününe ben götürürüm?

Kerem: Yanlış anlaşılmasın,

Kerem: Kek için :))

Bilge: Pekala.

Bilge: Sen öyle diyorsan.

"İstediğiniz bir şey var mı?" Abimlerin yanına gittiğimde abim tek kaşını kaldırarak meraklı gözlerle bakıyordu bana.

"Markete gideceğim?" Açıklama yaptıktan sonra kafasını olumsuzca sallamıştı. Eksik olan malzemeleri tamamlamıştım ve keki hazırlamıştım. Kek soğuyunca göz hakkı, abimlere de biraz ayırmıştım.

Sabah saklama kabına koyduğum keki çantama yerleştirdim, en son. Keremin geldiğini belirten mesajıyla ayakkabılarımı giyip aşağı inmiştim.

Gülümseyerek bakıyordu yüzüme. Çantamdan çıkardığım kabı ona doğru uzattığımda şaşkınlıkla bakıyordu.

"Gerçekten yapacağını düşünmemiştim." dediği şeyle gülümsedim.

"Yesene." kabı açıp içindekilerden birini ısırdığında yüzünde keyifli bir ifade vardı.

"Çok güzel olmuş, ellerine sağlık." "Afiyet olsun."

"Bence kimse bu tattan mahrum kalmamalı. Takım arkadaşlarımla paylaşsam sorun olur mu?" Omuz silktim, yoo niye olsun?

Arabanın rotasını Samandıra tesislerine çevirmiştik. Vardığımızda bana şans dilemişti.

"İyi geçeceğinden eminim ve eğer iyi geçmezse Galatasaray'a beklerim."

Sarı lacivert akan kanım müsaade eder miydi buna?

Teşekkür ederek arabadan indiğimde üzerimde bir gerginlik vardı. Tesisin kapısından içeriye girdiğimde tam olarak nereye gitmem gerektiğini düşünüyordum ki karşıma çıkan görevli abla, yeri göstermişti.

Kapıyı tıklatıp içeriye girdiğimde takımın tercümanı olduğunu bildiğim Saruhan Bey, gülümseyerek bana bakıyordu.

"Merhaba."

"Merhaba." Eliyle karşısındaki sandalyeyi gösterdiğimde gösterdiği yere oturdum.

"Bilge Akay." Elini sıktığımda gülümseyerek gözlerini dosyamda gezdirdi.

"Bilgini test etmek gibi algılama lütfen." Bahsettiğim dillerde birkaç soru sorduğunda onu tatmin edecek şekilde konuştuğumda gülümsedi.

"Pekala... Hayırlı olsun o zaman." Elimi sıktığında ben de gülümsemiştim. İnanabiliyor musunuz? Stajım bitmeden önce televizyondan izlediğim adamlarla iş yapacaktım, tanışacaktım.

Saruhan Abi beni takımla tanıştırdığında gülümseyerek bana bakan takımıma bakıyordum.

"Hayırlı olsun."  Mert Hakan'ın söylediği şeyle gülümsedim. "Teşekkür ederim."

Takım idmanına döndüğünde ben de odama yerleşmiştim.

Kerem: Tamamen Fenerbahçeli oldun mu?

Bilge: ğwöxpeödpwmcpd evet.

Kerem: Tüh, Galatasaray'da daha güzel gözükeceğini düşünüyordum.

Bilge: Şansına küs.

Kerem: Takımdakiler keki çok beğendi.

Kerem: Mertens gizlice ikinci dilimi de yedi.

Bilge: sğcmwpdmepxkprd yaaa

Bilge: Afiyet olsun.

Kerem: Teşekkür ederiz :)

Bilge: Ne demekk :)

Saruhan Abi, genç yaştaki meslektaşlarına şans verilmesi gerektiğini düşündüğü için bundan sonraki ilk maçın takım tercümanı ben olacaktım.

Şans mıydı bilmiyorum ama, ilk maç Galatasaraylaydı.

Bu işin bana kattığı en güzel şey, yedek kulübesinden maçı izlemek olacaktı.

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin