1.8

4.6K 250 105
                                    

Şaşkınlıkla bakıyordu yüzüme. Bir şey demesini bekliyordum ama o bir şey demek yerine yalnızca bakıyordu.

"Ben cevabımı aldım." Buruk bir gülümsemeyle Yunus'un yanına gittiğimde neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Ona söyledim." Şaşkınlıkla bakma sırası Yunustaydı anlaşılan.

"O ne dedi?" Omuz silkmekle yetindim.

"Hiçbir şey. Ben demiştim, benden hoşlanmıyor diye." Yunus kaşlarını çatıp baktığında bir şeylerin olması gerektiği gibi olmadığını fark ettim.

Balkona çıkan Kerem'e baktım. Ne diyeceğini bilemez hâldeydi. Konuşmak istiyordu ama çekiniyordu bir şeylerden.

Neyse ya.


Takımdakilerle aramızdaki sorunu çözmüştük. Daha doğrusu İrfan hariç herkesle.

İrfanla aramızın kötü olduğu 7 kilometre öteden anlaşılırdı.

Tesiste bana ayrılan odaya girdiğimde masanın üstündeki buketle kaşlarımı çattım.

Kırmızı gül buketi.

Kerem mi göndermişti? Cevabını bu şekilde mi vermek istemişti acaba?

"Gülüşünde kayboluyorum, seni çok seviyorum. :)" notu sesli bir şekilde okuduğumda gülümsedim.

Bilge: Teşekkür ederim.

Kerem: Ne için?

Bilge: Ne için olacak.

Bilge: Güller için :)

Kerem: Bilge

Kerem: Ben sana gül göndermedim?

Şaşkınlıkla bakıyordum telefonuma. Kerem göndermemiş miydi?

Bilge: Kusura bakma.

Bilge: Sen sandım.

Bilge: Aptallığıma geldi.

Bilge: İyi idmanlar.

Kerem: Bilge?

Kerem: Ne aptallığı?

Kerem: Kim göndermiş yazmıyor mu?

Kerem: Baksana iyice.

Bilge: Baktım zaten Kerem.

Bilge: İsim yazmıyor sadece not var.

Bilge: Ben de sen sandım.

Kerem: Ne yazıyor?

Bilge: Boşversene.

Modum düşmüştü. Kapı açıldığında bakışlarım kapıya kaydı.

İçeriye giren Altay'a baktım. "Günaydın."

"Günaydın." Bakışları bukete kaydığında tepkimi merak ediyordu.

"Beğendin mi?" Şaşkınlıkla ona bakıyordum.

"Sen mi gönderdin?" Kafasını salladığında şaşkınlığım gitmişti.

"Aramızın bozuk olmasını istemiyorum Bilge. Benden hoşlan demiyorum ki, sadece benden uzak durma. Arkadaşım ol? Ben seninle arkadaş olmaya da varım."

Vay be.

O bana ben başkasına...

"Güller için teşekkür ederim. Aramız bozuk değil, hallettik merak etme." Gülümseyerek söylediğim şeyle o da gülümsemişti.

"Ancak daha önce de söylediğim gibi. Sadece arkadaş olmak istiyorum." Kafasını sallamıştı.

"Seninle her şeye varım."

Birinin seni sevmesi böyle bir duyguymuş demek ki. Onu üzmek istemiyordum ancak ne yapabilirdim ki bu durumda.

Aklım Kerem'deyken onunla nasıl flörtleşebilirdim?

İçeriye giren Mert Hakanla odam adeta yol geçen hanı olmuştu.

"Ooo gençler, ne güzel buketmiş bunlar. Bir şeyi bölmüyorum değil mi?" Yok abi neyi böleceksin?

"Yok Mertciğim, neyi böleceksin. Hayırdır ne oldu? Neden geldin?" Sorduğum soruyla neden geldiğini hatırlamaya çalıştı.

"He şey için ya, Dosyalar varmış seni çağırıyorlar." Saruhan abi çağırıyor olacak ki ben de oturduğum yerden kalkıp odadan ayrıldım.

"Kim göndermiş çiçeği?" Yunus'un sorusuyla duraksadım. Kerem, dinlemiyormuş gibi yapsa da dinliyordu.

"Altay göndermiş." dediğim şeye alayla sırıttığında ona baktım. "Noldu Kerem? Komik bir şey mi var?"

"Bir de bana yazıp diyorsun ki sen mi gönderdin? Sanki Altay'ın gönderdiğini bilmiyormuş gibi." Kaşlarım çatılmıştı.

"Ne alakası var? Seninle konuştuktan sonra Altay geldi odama." Kafasını he he inandım der gibi salladığında sinirlerimin yükseldiğini hissettim.

"Ben sana neden gül alayım Bilge?"

"Haklısın, neden alasın ki. Biz neyiz ki? Doğru pardon ben bu noktayı kaçırmışım." dediğim şeyle gözlerini devirmişti.

"Ben sana gül neden alayım? Sen gül sevmezsin ki. Sen beyaz lale seversin." Bakışlarım ona döndüğünde bunu nasıl bildiğini açıklamasını bekliyordum ancak tık yok.

"En azından çiçek almaya değer görmüş, yargılamamak lazım." Bozulduğumu belli etmeden konuştuğumda Yunus aramızdaki bu gerginliğin sebebini anlamaya çalışıyordu.

"Abi size neler oluyor? Ne bu aranızdaki mesafe? Noluyor sana Kerem?"

"Ya bırak Yunus. Ben yanlış anlamışım belli ki bir şeyleri. Neyse ne, gidiyorum ben. İyi geceler size." dediğim şeyle arkamda şaşkınlıkla bana bakan iki adam bırakmıştım.

Beni istemiyordu ve net bir şekilde bunu belli ediyordu.

Zorlayamazdım.

Bilgem... Çok seviyorum seni ya. Üzmek de istemiyorum seni aslında. :((

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin