Kerem: *konum*
Bilge: Noluyor?
Kerem: Gel sen.
Attığı konuma gittiğimde masanın etrafında oturmuş Kerem, Yunus, abim üçlüsünü görmeyi beklemiyordum.
"Bunun burada ne işi var?" Abimin sorduğu soruyla derin bir nefes aldım. "Asıl onun burada ne işi var?" Sorduğum soruyla Kerem ortalığın sakinleşmesini bekliyordu.
Bilgisayarı alıp ikimizin de göreceği şekilde karşımıza koyduğunda kaşlarım çatılmıştı.
Defne ve o adamın o temasları, abimi oldukça rahatsız ediyordu. Bana inanmamıştı, şimdi gözlerine de inanmayacak mıydı?
"İnanamıyorum." dediği şeyle gözlerimi devirip oturduğum yerden kalktım.
"Bilge." Arkamdan seslendiğinde ona bakmamıştım bile.
"Özür dilerim."
"Dileme, istemiyorum." Ona karşı olan bu soğuk sesimle onun sesinin titrediğini fark ettim.
"Özür dilerim kardeşim."
"Bu ilk defa olmuyor, anlıyor musun? Yıllar önce de aynı şeyi yapmıştın. Söz vermiştin bana, ne olursa olsun inanacağım sana demiştin." Yunus ve Kerem, bizi yalnız bırakmak istermişçesine ayaklanmışlardı.
"Oturun, özel bir konu değil." dediğim şeyle oturmuşlardı yerlerine.
"Bundan 4 yıl önce ben daha yeni üniversiteye başlamıştım. Abim, o zamanlar da Defne'yle birlikteydi. Defne yine aynı şeyi yaptığında abim yine bana inanmamıştı. Şimdi aynı şeyi tekrar yaptın ve seni affetmeyeceğim." söylediğim şeyle abimin yüzündeki pişmanlık o kadar netti ki.
"Özür dilerim diyorum işte."
"Her şey özür dilemekle oluyor mu? Ben kalbim kırıldığında özürle aa tamam özür diledi ya barışalım diyecek kadar basit ve iradesiz bir insan mıyım? Ben sen mutsuz olacaksın diye kendimi mutsuz etmek zorunda mıyım? Bana ne kardeşim. Sen yaşadıklarından pay çıkarmayıp bir hatayı iki defa yapıyorsan bu senin problemin. Ben bir kere yapılan yanlışa hata, ikinci kere yapılan yanlışa istek derim." dediğim şeyin haklılığını bildiğinden dolayı sesini bile çıkarmamıştı.
Oradan ayrıldığımda artık abime karşı uzun bir süredir tuttuğum bu kırgınlığı gün yüzüne çıkarmıştım.
Ağlamam hızlanırken beni kimsenin böyle görmesini istememiştim.
Az kalsın çarpacak arabaya baktım.
Arabadan inen tanıdık sima ister istemez kendimi toparlamaya itmişti beni.
"Bilge, sakin ol. İyi misin? Neler oluyor?" Altay'ın endişeli sesi kulaklarımı doldurduğunda hayır, iyi değildim.
Bana sarıldığında ağlamamı iyice serbest bırakmıştım.
Anlatmak istiyor muydum? Belki. Anlatacak mıydım? Bilmiyorum.
•
"Daha iyi misin?" Oturduğumuz cafe maviyle dekor edilmişti ve mavi rahatlatırdı. En azından beni.
Sakinleştiğimi hissettiğimde anlatmaya hazırdım.
"Abim bir hatayı iki kere yaptı. Hem de aynı hatayı, aynı kişiler için aynı kişilere." Söylediğim şeye karşılık şefkatle bakıyordu bana.
"Ne yaptı?"
"Onu daha önce aldatan karısının onu bir kez daha aldattığını söylediğim için bana inanmadı." dediğim şeyle kaşları çatılmıştı.
"Her insan hata yapar Bilgeciğim, sence abin neden kasıtlı olarak seni üzmek istesin ki?"
"Üzmek istemese bile üzdü. Bana söz vermişti, bana da söz verdirtmişti. Biz birbirimize her koşulda inanacaktık. Kendi verdiği, verdirttiği sözü unuttu. Benim duygularımı hiçe sayarak o kadınla beraber olmayı seçti Altay."
Söylediğim şeyle haklı olduğumu gördü.
•
Eve gittiğimde kendimi yatağıma attım. Alışması zor olur muydu bu eve? Sanmıyorum.
Çalan zille yattığım yerden kalkıp adımlarımı kapıya çevirdim. Kapıyı açmamla bana sarılan birisiyle sarsılmam bir olmuştu. Kokusundan tanımıştım, Keremdi bu.
"Ne oluyor?" Sorduğum soruyla bedenini benimkinden ayırmıştı. "İyi misin?" Bilmiyorum iyi miydim?
"İyiyim."
"Bana yalan söylemek zorunda değilsin. İyi olsan da olmasan da yanında olacağım."
"Gerçekten iyiyim, bir şeyleri aşıyorum." dediğim şeyle gülümsedi.
"Kapıda kalmasana gir içeriye." Kafasını olumsuzca salladı. "Sözüm olsun, başka zaman. İdman yarın çok erken saatte, seni görmeden de uyuyamazdım."
Gülümseyerek bakıyordum yüzüne. Ne çabuk alışmıştım ona.
"Teşekkür ederim, her şey için." "Rica ederim, her zaman tek mesaj uzağındayım. Bil istedim."
Biliyordum.
bilgeakay: Todo final es el comienzo de otra cosa. (Her son başka bir şeyin başlangıcıdır.)
keremakturkoglu, altaybyndr1 ve 455 kişi beğendi.
keremakturkoglu: Bazı defterler kapanmaz, sadece rafa kaldırılır :)
bilgeakay: Bilmiyorum, belki de.
keremakturkoglu: Bence öyle, ben eminim.
bilgeakay: (':yunusakgun17: Kaarrddeeşim👑
bilgeakay: Gel bi yeneyim seni.
yunusakgun17: Bilge, sana 17 tane gol atarım.
bilgeakay: Yiyorsa at.
keremakturkoglu: Ben öğreteceğim rahatta kal sen.
yunusakgun17: Öğret sen 🥸altaybyndr1: 🐥
bilgeakay: kaptanım 🥳merthakanyandas: Rahatta kal asker
bilgeakay: Tamamdır komutanım🫡X: Makyaj güzeli.
Y: Kudurmuşsun sanki, kızın yüzünde makyaj yok.
X: Aynen kesin, ne kudurcam?
Z: Tamam ben de Bilge'nin kolyesiyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Öyle olmasını istediğimi de nereden çıkardın ufaklık?" Söylediği şeyle gülümsedim. "Belli ediyorsun, çok belli." dediğim şeyle bana yaklaştı. "Hmm, belki de öyledir." Belki değil, öyleydi. Ellerini yüzümde gezdirdiğinde istemsizce kapatmıştım gözl...