1.0

5K 234 49
                                    

Kerem: Gelmiyor musun?

Bilge: Sana yeterince rahatsızlık verdim.

Bilge: Bu gece otelde kalırım.

Bilge: Yarın da ev bakmaya başlarım.

Kerem: Saçmalama Bilge.

Kerem: Beraber bakarız evlere ne rahatsızlığı?

Kerem: Gel hadi bekliyorum.

Böyle de içime sinmiyordu, sanki zorunluluktan davet ediyormuş gibi.

Kerem'in evine geldiğimde zili çaldığımda hemen kapıyı açmıştı.

İçeriye girdiğimde mutfaktan yemek kokuları geliyordu.

Mert Hakan'ın yemek sözünü yarın akşama ertelemiştik, yarın daha uygun oluyordu takıma.

"Hoşgeldin." Gülümseyerek söylediği şeye ben de gülümseyerek cevap verdim. "Hoşbuldum."

"Yardım edeyim ben de?" Sorduğum soruyla üzerimi süzdü.

"Bekle."

İçeriden getirdiği eşofman ve tişörte baktım. "Rahat edemezsin böyle. Hem bunlarla uyursun." Kafamı salladığımda getirdiği eşyaları aldım. "Benim odamda giyinebilirsin."

Adımlarımı odasına doğru atmıştım. Odaya girdiğimde Kerem'in aşina olduğum kokusunun etrafı sardığını fark ettim.

Kokusunu tarif etmek istiyorum ama gerçekten edemiyorum.

Üzerimi değiştirip eşyalarımı alıp çantamın yanına koydum.

Ellerimi yıkayıp Kerem'in yanına gittiğimde bana çok da ihtiyacının olmadığını fark ettim.

"Ben ne yapayım?" Sorduğum soruya cevap vermeden önce beni bi' tepeden tırnağa süzmüştü. "Çok yakışmış." Sırıtarak söylediği şeye göz devirdim. Bana biraz bol gelen siyah tişörtü ve verdiği gri eşofmanıyla öncelikle tam anlamıyla Kerem koktuğumu belirtmeliyim.

Zil çaldığında bana bakıp benim açmamı istedi. Kerem o sırada yemekleri karıştırmakla meşguldü. Kapıyı açmamla Yunus'un üzerime çullanması bir olmuştu. "Kardeşim."

"Sen Kerem değilsin ki." Sonradan dank etmişti. Bütün ağırlığı benim üzerime vermişti ve düşmekten son dakika kurtulmuştum.

"Bilge?" Beni süzdüğünde tek kaşı havalanmıştı.

"Yunus?" Ben de onu taklit ettiğimde bakışmamızı son bulduran şey Kerem'in seslenmesi olmuştu. "Bilge kim gelmiş?"

"Kerem?" Yunus'un bakışları ikimiz arasında gidip geliyordu.

"Gelsene oğlum içeri. Kapasanıza kapıyı, bak yemekler yanacak sizin yüzünüzden." Kerem söylenerek mutfağa gittiğinde Yunus'un bakışları hâlâ üzerimdeydi.

"Bilgeciğim neden buradasın?" Yunus'un yüzünde aldatıldığını düşünen bakış vardı ve bunu fark ettiğimde kocaman bir kahkaha atmıştım.

"Merak etme, Kerem seni aldatmıyor." Dediğim şeyle Kerem'in söylendiğini duymuştum.

"Abimle kavga ettim, ev bakacağız da Kerem de otelde kalmayayım diye şey etti."

"Hmm şey mi ettin." Sırıtarak Kerem'in sırtını sıvazladığında yüzünde imalı bir sırıtış vardı. Kerem onun omzuna vurduğunda ellerini teslim olurmuşçasına kaldırmıştı.

"Eee kardeşim? Masada bize de yer var mı? Bilgeciğim?" Dediği şeyle omuz silktim.

"Benim evim değil."

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin