2.4

4.4K 240 22
                                    

Haftalık tatil zamanı gelmişti. Yılın bu zamanlarında futbolculara biraz tatil için zaman verilirdi.

Bazen bazıları ailelerinin yanına gider, bazılarıysa toplanıp bir şeyler yaparlardı.

Biz ne yapacaktık?

"Abiciğim acaba ailecek toplansak mı böyle?" Mert Hakan'ın dediği aile Fenerbahçe'ydi.

Bazıları gelemeyeceğini belirtirken bu sefer bakışlar bana dönmüştü.

"Bence gel, seni Sera'yla tanıştırırım." Ferdi'nin dediği şeyle gülümsemiştim.

"Gözde de seninle tanışmak ister." İrfanla aramızdakileri halledip yakın olmuştuk. Mert Hakan'ın yeri ayrıydı tabii her zaman.

"Benim tanıştırabileceğim kimse yok." Mert Hakan sırıtarak konuştuğunda ben de onun bu hâline gülmüştüm.

"Senin gibi yakışıklı bir adam... Henüz nasıl kapılmadın?" dediğim şeyle sırıtması genişlemişti.

"Valla Bilgeciğim, herkesi kabul edemiyorum canım ya." Mert Hakan'ın dediği şeyle güldüm. Abi edasıyla kolunu omzuma atıp bakışlarını diğerlerine döndürmüştü çünkü benim geleceğimden emindi.

"Ne yapacağız ki? Nereye gideceğiz hem?" Sorduğum doğruyla Mert Hakan, güzel bir noktaya değinmişim gibi tepki vermişti.

"Ben diyorum ki, Antalya." Antalya da sıcak olurdu yahu.

"Bence İzmir'e gidelim, Bilge hiç gitmemiş." Altay'ın söylemiyle bakışlarım ona dönmüştü. Söylemiş miydim?

Ben hep İzmir'e gitmek istemiştim ancak hiçbir zaman vakit bulamamıştım.

Ben henüz ortaokuldayken okuduğum bazı kitaplar sanki İzmir'e gittiğimde her şeyin tam olacağını sanki hayatımın aşkıyla orada birlikte olacağımı hissettiriyordu.

"İzmir olabilir." Mert Hakan onaylar bir şekilde konuşmuştu. Diğerleri de olabileceğini belirttiğinde istikamet belliydi, İzmir yolcusu kalmasın.

"Nereye gidiyoruz dedin?" Abim tek kaşı havada dinliyordu beni.

"İzmir'e gidiyoruz abi."

"İzin?"

"Almama gerek yok, ben 23 yaşındayım."

Kerem bir şeyler demek istiyordu ama abim aramızdakileri bilmediği için Kerem'in tepkisini yersiz bulabilirdi.

"Ne yapacaksınız orada? Bak sen küçükken salak salak hayatımın aşkını bulacağım İzmir'de siz ne anlarsınız uzak durun benden cart curt saçmalıyordun. Bak bir anda enişte bulmak istemiyorum kendime." Abimin dediği şeyle bakışlarım Kerem'e kaydı.

"Kardeşim, benim evin anahtarı arabaya düşmüş herhalde versene Kerem anahtarı gidip bakayım." Yunus anlamış olacak ki durumu kurtarmaya çalışıyordu.

"Hadi Can, sen de gel Allah aşkına nefes al." Abimle birlikte evimden çıktıklarında Keremle yine yalnızdık.

"İzmir'e gidiyorsun?" Kafamı salladım.

"Gitmesen olmaz mı?" Beni nasıl etkileyeceğini biliyordu. Elleriyle belimde çizdiği halkalarla etkisi altına gidiyordum.

"Olmaz, davet ettiler. Hem normalde Antalya'ya gideceklerdi. Altay İzmir'e hiç gitmediğimi söylediği için İzmir'e gidiyoruz. Ben gitmesem olmaz." dediğim şeyle arkamdan bana sarılıp bedenini bedenime yasladığında ağzımdan ufak bir mırıltı çıkmıştı.

"Bensiz, bir hafta mı geçireceksin?" dediği şeyle kafamı sağa sola salladım.

"Lütfen Keremciğim üç gün, bir hafta demeyelim." Üç günü kocaman bir haftayla değiştirmişti.

Kerem yeri geldiğinde çok güzel drama queenlik yapabiliyordu.

"Bebeğim, özlemeyecek misin hiç?" Sorduğu soruyla gülümsedim.

"Özleşelim biraz yahu." Kafasını boynuma gömdüğünde gitmemi istemediğini o kadar net anlamıştım ki. Son eşyalarımı ufak bavuluma koyduğumda ofladı.

"Hayatının aşkını orada bulacaksın demek?" Sorduğu soruyla gülümsedim.

"Evet, ne sandın."

"Hayatının aşkının bir işi çıkmış, İstanbul'da kalıyormuş. Sen de gitme."

Arkamı dönüp kollarımı omuzlarının üstünde birleştirdim. O beni nasıl etkisi altına alabileceğini biliyordu, ben neden bilmeyeyim?

Aramızdaki mesafe çok azdı.
Yutkunduğunu gördüm.

"Takımın bu tatile ihtiyacı var, aynı bana ihtiyaçları olduğu gibi."dediğim şeyle dudaklarıma büyülenmiş gibi bakıyordu.

"Benim de sana ihtiyacım var."

"Ben hep senin yanındayım zaten bebeğim." Kendini biraz daha yaklaştırmıştı.

Dudaklarına bıraktığım uzun soluklu öpücükle yeniden doğmuş gibi bakıyordu etrafa.

"Bence bu sana üç gün yeter."

"Valla yetmez."

"Hadi ama Kerem, Hayatının sonuna kadar her saniye seninle olamam ki." dediğim şeyle kaşları havalandı.

"Ne demek olamam ufaklık? İzmir'de hayatının aşkını bulup beni bırakacak mısın yani?"

Sorduğu soruya güldüm.

"Hayır, bırakmayacağım."

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin