0.7

5.2K 224 50
                                    

"Kek diyorum, çok güzeldi. Ellerine sağlık, marifetlisin de." Güldüğümde o da gülümsemişti. Gerginliğimi almak için konuşuyordu, belliydi.

"Can ile kan bağının olması çok stresli değil mi?" Şakayla söylediği şeye kahkaha atmıştım.

"Kesinlikle, çok yorucu." Tesisin köşelerinde fotoğraflar vardı. Belli başlı zamanlarda çekilmiş fotoğraflar.

Kerem ve Fatih Terim, Abimle Mertens, İcardi ve Kerem. Yunus ve Kerem. Full takım...

Gerçekten onlar da bir aileydi, bizim gibi.

"Abi bir sorun mu var?" Abimle yalnızdık. Defne abla arkadaşlarıyla dışarıdaydı.

Abim sanki içinde tuttuğu siniri kusmak için bekliyordu.

"Hayır, yok." İnanmamıştım, ben biliyordum çünkü abimi.

"Hani birbirimizden saklamayacaktık hiçbir şeyi? Hani hep beraberdik, bizi bizden başka kimse anlamazdı?" Söylediğim şeyle derin bir nefes verdi.

"Defne'yle aramız bozuk. Bir süredir ne bileyim, mesafeli. Sanki bir şeyi unutmuşum gibi..." Söylediği şeyle ona destek olmak istercesine yanına gelip ona sarıldım.

Abimin üzülmesini istemiyordum. Abim bu zamana kadar ben üzülmeyeyim diye elinden geleni yapmıştı. Kimi zaman ailemizi karşısına almıştı kimi zaman çevresindeki insanları.

Abim benim her şeyimdi.

"Ben duşa gireceğim ya." Kalkıp yanımdan ayrıldığında sadece arkasından bakakalmıştım.

Birkaç dakika sonra çalan telefonuna baktım.

Aktürkoğlu yazısına gülümsedim.

Arkadaşlıkları çok güzeldi. Nasıl bu kadar yakınlardı, neden böyleydi bilmiyordum.

Yabancı olmadığı için çağrıyı cevapladım.

"Alo?" Söylediğim şeyle kısa bir sessizlik olmuştu. "Bilge?" Başka kim olacaktı, aşk olsun sesimden tanıyamıyor musunuz arkadaşlar?

"Kerem?" Onu taklit ettiğimde güldüğünü duydum.

"Can nerede? Bizim dışarı çıkma planımız vardı beni ekti sanırsam." Yapma be.

"Biraz gergin de, duşa girdi."

"Defneyle alakalı değil mi?" Ona da anlatmıştı, tabii ilk ona anlatmış olması biraz beni üzmüştü. Azıcık ucundan.

"Evet, bana da şimdi anlattı. Neden benden sakladı anlamıyorum. Neyse, istersen çıkınca arasın seni ama onun duşu kırk saat sürüyor." dediğim şeyle hangi birine cevap vermesi gerektiğini düşündü.

"Sana söyleyecekti ancak Defne'ye karşı tavır alma diye söylemedi. Evet haklısın kırk saat bekletecek beni burada, morali bozuktu diye buluşacaktık da neyse ben de döneyim o zaman."

"Eğer planladıysanız, gel bize. Bensiz mi konuşacaksınız?" dediğim şeye güldü.

"Tamam, geliyorum."

Kerem, gelmişti abim hâlâ çıkmamıştı.

Kapısını tıklattığımda beş dakika diye seslendi. Tamam daha rahat on beş dakikası vardı.

"Bilge, sana bir şey söylemem lazım." Kerem beni germişti.

"Söyle Kerem? Ne oldu? Korkutuyorsun beni." dediğim şeyle çekingen bir tavır takındı.

"Defne sanırım abini aldatıyor." Kaşlarım çatılmıştı. Bu da ne demek oluyordu şimdi?

"Ne diyorsun sen? Nerden çıkardın bunu?" Sorduğum soruyla yüzü düşmüştü.

"Buraya gelirken bir adamla gördüm, bayağı samimi." Abime söylersek çok büyük kavga çıkardı ve boşanacakları zaman bu abimin karşısına gelirdi.

"Abime söylemeyeceğiz." Dediğim şeyle kaşlarını çatmıştı. Ancak o da biliyordu söylersek neler olacağını.

"Ne yapacağız?" Kısa bir sessizlikten sonra kondurmuştum cümlemi.

"Ajancılık oynayacağız."

Kerem'in arabasına bindiğimizde Defne Abla- hatta sadece Defne, Defne'nin çıkmasını bekliyorduk.

Bugün izinliydim, bu konu abim için çok önemliydi.

"Çıktı."

Arabayı çalıştırdığımızda bindiği taksiyi takip ettik. Saçlarıma kondurduğum Siyah perukla dikkat çekmiyordum.

Gittiği yerde inip yürüyerek devam edecektim, eğer inerse tabii.

Geldiğimiz yer spor salonuydu. Keremle birbirimize baktık, ne yani? Sadece spora mı gidecekti?

Kerem, Yunus'u arayıp bir şeyler söylediğinde yüzünde galibiyet ifadesi vardı.

"Giriş sağladım."

Arabadan indiğimizde Kerem'i de tanınmayacak duruma getirmiştik.

Taktığı şapkası ve kulaklığıyla Kerem'den daha farklı biri gibiydi.

Kıyafetleri de aldığımızda içeriye girmiştik.

Defne'nin gülüşerek konuştuğu adama bakıyordum. Adam göz kırpıp uzaklaştığında bakışlarımı o ikiliden ayırmadım.

Defne'nin kız arkadaş grubu da geldiğinde kaşlarım çatılmıştı. Kızlarla mı buluşacaktı?

Mola vereceği sırada adamla kaş göz yapıp lavaboları işaret ettiğini gördüm. Önce Defne kızların yanından ayrıldığında ardından adam da peşinden gitmişti.

Keremle birbirimize baktığımızda ikimiz de şaşkındık.

"Bu adam o adam." dediği şeyle gözlerimi sabır dilercesine kapamıştım.

Lavabodan içeriye girdiğimizde adam ve Defne'yi gördüğümüz pozisyon, abime anlatabileceğim cinsten değildi.

Kapıdan içeriye girmemle birbirlerinden uzaklamışlardı, tabii gözlüklerim ve peruğumla tanınmamıştım.

Kabinlerden birine girdiğimde konuşmalarına şahit oldum.

"Bu akşam diyorum sevgilim, bizim otelimizde." Defne'nin kıkırdayan sesini duymamla midemin bulandığını hissettim.

Ellerimi yıkayıp lavabodan çıktığımda Kerem merakla beni bekliyordu.

"Sen haklıydın." Abime bunu nasıl yapardı?

Ellerimin sinirden titrediğini hissetmiştim. Kerem, sakinleştirmek için ellerimi tuttuğunda bakışlarım onun gözlerine kaymıştı.

"Her şey düzelecek."

Her şey güzel olacak mıydı?

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin