0.1

8K 296 59
                                    

"Abicim, biz dışarı çıkıyoruz. Gelmek ister misin?" Abimin sorduğu soruyla bakışlarım ona çevrildi. Dün mezun olduktan sonra güzel bir işin beni bulmasını bekliyordum.

"Nereye gidiyoruz?" Sorduğum soruyla gülümsedi.

"Keremle buluşacağız. Bence bowlinge hayır demezsin?" Dediği şeyle gülümsedim.

Annem, babam, abim ve ben biz küçükken hep oynardık. Sonra abim İstanbul'a taşınmıştı evlendiği için. Daha sonrasındaysa ben de kazandığım üniversite sayesinde kendimi İstanbul'da bulmuştum.

Annemler Trabzon'da kalmışlardı, düzenlerini bozmak istememişlerdi. Gülümseyerek odama gidip rahat bir şeyler giydim. Kapıyı kilitleyip çıktığımızda Kerem, çoktan evin önüne gelmişti.

Yoldaki süre boyunca Fenerbahçe hakkındaki tweetleri okumuştum. Geldiğimizi belli eden konuşmalardan sonra telefonumu cebime atıp arabadan inmiştim.

"Kaybeden kazanana yemek ısmarlasın." Abimin dediği şeyle gülümsedim.

Üniversite dışında işte de çalışıyordum. Cafede garsonluk yapıyordum, durumumuz her ne kadar iyi olursa olsun bir şekilde üzerilerindeki yükü kaldırmak istiyordum. Zaten, evdeki ihtiyaçları abim karşılıyordu ve ona yük oluyor gibi hissediyordum.

Abimle Defne abla takım olduklarında ben de Keremle olmuştum.

Normalde staj olduğu için sürekli yorgun olduğumdan erkenden yatıyordum dolayısıyla abimle dışarı çıkmaya enerjim kalmamış oluyordu. Abim, Galatasaray'ın fizyoterapistiydi ve Keremle tanışıyor olmaları çok doğaldı. Tabii hiç aklıma gelmemişti.

"Paramı harcayamayacağım, o yüzden kazanalım." dediğim şeyle gülümsedi.

Abimle kıl payı yendiğimizde sırf gıcıklığına abimle uğraşmaya başlamıştım.

Abim de el mecbur hepimize yemek ısmarlamıştı.

Hamburgeri öyle bir iştahla yiyordum ki, abi parası çok ayrı oluyordu.

Kerem, çalan telefonunu ciddiyetle cevapladı. Bakışları konuşma esnasında bana kaydığında gözlerimi kaçırmıştım. Telefonu kapadıktan sonra konuşmaya başladı.

"Bilge, Fenerbahçe'nin tercüman açığı varmış. Hemen başvuru yap, tabii istersen." dediği şeye şaşkınlıkla bakıp hemen siteyi açtım.

Başvuru formunu doldurup gönderdiğim meraklı bakışlarım ona dönmüştü.

"Yemek yediğimiz gün, Fenerbahçe'ye olan bağlılığını gördüğümde orada tercümanlık yapmanın seni ne kadar mutlu edeceğini fark ettim. Bizim kulüpteki abilerle konuştuğumda eğer Fenerbahçe'de böyle bir açık olursa hemen haber vermelerini istedim." Açıklamasına kocaman gülümsedim.

"Çok teşekkür ederim!" Heyecanla ellerimi çırpmıştım.

"Abin bayağı dil bildiğinden bahsetti." Kafamı salladım.

"Türkçe dışında 5 tane." Şaşkınlıkla bakıyordu. "Neler peki?" İlgiyle konuştuğunda sonunda bu konuşmayı yapabileceğim biri olması o kadar güzeldi ki. Abim pek ilgilenmiyordu. Tabii sürekli Galatasaray'da tercüman olmamın daha iyi olacağını söylüyordu orası ayrı.

"İngilizce, Almanca, Portekizce, İtalyanca ve İspanyolca." Hayranlıkla baktığında ister istemez gururlanmıştım.

Dile yatkınlığım vardı ve bununla gurur duyuyordum.

İnsanlar her zaman dilcileri küçümsemişlerdir. Evet, belki matematiğim o kadar iyi olmayabilirdi ancak dil öğrenmek demek başka insanların kültürlerini öğrenmek demekti. O kadar kural, o kadar kelime.. İnsanlar henüz Türkçe'yi adam akıllı konuşamazken ben ana dilim gibi 5 tane dil konuşabiliyordum. Bence bu küçümsenecek bir şey değildi.

"Bence kabul edilirsin." Ağzından bal damlıyor Kerem. Umarım edilirim.

Geldi! Gerçekten geldi.

Koşarak odamdan çıkıp salona gittiğimde kocaman bir çığlık atıp abime sarıldığımda, abim ne olduğunu henüz anlayamamıştı. ''Kabul edildim! Başvurum onaylandı, görüşme için çağırdılar!'' dediğim şeye gözlerini devirse de içten içe bu kadar mutlu olduğum için o da seviniyordu.

''Bence Kerem'e bir teşekkür etmelisin.'' dediğinde haklıydı. Belki de bu kadar erken haberim olmasaydı, bu başvuru bu kadar çabuk değerlendirilip onaylanmayacaktı. Abimin gönderdiği numarayı kaydedip ne yazsam diye biraz düşündüm.


Bilge: Yardımın için teşekkür ederim :)

Bilge: Sayende kabul edildim.

Bilge: Dile benden ne dilersen diyeceğim de,

Bilge: İstediğin şeyleri en iyi yerlerden karşılayabilirsin. :((

Bilge: Yine de teşekkürler, bu iyiliğini unutmayacağım.

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin