2.1

5.1K 259 115
                                    

Moralim böyle en dipte falandı.

"Sıkıldım ya ben." Yunus moralimin düştüğünü anlamış olacak ki oyunbozan rolünü benim için kendi üstüne almıştı.

"Abi valla film izlesek daha güzel olur lan. Ne dersiniz Harry Potter serisini bitirmeye uyumadan." Abim konuştuğunda gülümsedim. Biz küçükken denemiş ve pek başarılı olamamıştık.

"Ben de bir şeyler almaya gideyim, öyle olmaz kuru kuru." dediğim şeyle Kerem konuşmaya başladı. "İçeride var?"

"Başım ağrıyor, hava almış olurum."

Abim tek gitmemi istemiyor gibiydi. "Ben de gelirim seninle." Abim de ayaklandığında kafamı salladım.

"İstediğiniz bir şey var mı?" İstediklerini söylediklerinde onları onaylayıp markete doğru ilerlemeye başlamıştık.

"Kerem'in sevgilisi mi varmış hiç bahsetmedi?"

Duyduğum şeyler beni muhtemelen üzecekti ama yine de ben bilmek istiyordum.

"Sevgili değiller diye biliyorum. Sadece bir kıza karşı hissettiği duygular var." Abime söylemek istedim ama ağzımı açamadım. Sessizliğime karşı devam etti konuşmaya.

"Normalde hoşlandığını söylüyorduk ona ama o bugün sabah daha net bir şekilde geçti karşımıza. Kızın kim olduğunu bilmiyorum, Bildiğim tek şey kıza deli gibi aşık olduğu." Aşık olmak...

Demek ki sevmeyi biliyordu ama beni sevmiyordu.

"Sen nereden biliyorsun peki deli gibi aşık olduğunu." Sorduğum soruyla gülümsedi.

"Çok belli."

"Nasıl? Kızı tanımadığını söylüyorsun nasıl belli ediyor olabilir ki?"

"Abiciğim, erkekler birbirini anlar. Kızdan bahsederken gözlerinin içi gülüyor resmen. Bazen diyorum ki Kerem orada mısın yani. O kadar güzel bir heyecanla anlatıyor ki kızı." güldüm.

Buna verebileceğim tek cevap buruk bir gülümsemeydi.

"Nasıl bir kızmış peki?" Abimin muhabbeti çakmaması için dua ettim.

"Çok güzel diyor sürekli. Onu gördüğünde kalbi hızlanıyormuş beyefendinin. Kızı her gittiği yere götürmek istermiş. Uyurken son gördüğü ve son duyduğu sesin o kız, uyandığındaysa aldığı ilk kokunun o kızın olmasını istediğini söyledi."

Gözlerim dolacaktı, biliyorum.

Yunusla beraber hazırlıyorduk yiyeceklerimizi. Kerem ve abim de salonda televizyonu ayarlamaya çalışıyorlardı.

"Bana ne zaman söyleyecektin?" Yunus'a karşı sorduğum soruyla bakışları merakla bana döndü.

"Neyi?"

"Kerem'in aşık olduğu kızın varlığını."

Yunus'un sesi kesilmiş ve önüne dönmüştü. Ne diyeceğini bilemez bir hâldeydi.

"Almam gereken cevabı aldım."

O gece belki de en şiddetli ağlamamı yaşayacaktım. Bir erkek için ağlamak güçsüzlüktü ve ben ilk defa ailem dışındaki bir erkeğe bu denli değer vermiştim.

Onunla yaşamak istediklerimi o benimle yaşamak istemiyordu ve üstüne onları yaşamak istediği biri vardı.

Salona geçtiğimde tekli koltuğa yayılmıştım. Ayaklarımı koltuğun yanından sarkıttığımda iyice buranın şeklini almıştım.

Açılan film serisinde nereye kadar uyanıktım bilmiyorum. Aklım başka bir yerdeydi, odaklanamıyordum.

İlerleyen saatlerde abim uyuyakalmıştı. Yunus ve abimin sesinin kesilmesinin sebebi bu olsa gerek. Telefonumdan saate baktığımda saatin 4 civarı olduğunu fark ettim.

6. filmin sonlarına doğru geliyorduk. Bakışlarım Kerem'e kaydığında onun da bana baktığını fark ettim.

Abimlerin üstü açıktı ve bu şekilde üşürlerdi.

Ağzımı oynatarak battaniye diyip ikisini gösterdim.

Kafasını sallamıştı. Arkasından gidip yardım etmeyi amaçlamıştım.

Odasına girdiğim anda odanın kapısını kapamıştı, ses dışarı çıkmasın diye.

"Neden kapadın?" Sorduğum sorunun yanında meraklı bakışlarımla ona bakıyordum.

"Benden neden kaçıyorsun?" Sorduğu soruya alayla güldüm.

"Aşık olduğun kız yanlış anlamasın diye." Gözlerimi devirip battaniyelerin olduğu dolaba doğru ilerlemiştim.

Arkamda hissettiğim bedenle yutkundum.

Deja vu mu denir?

"Abinle bunu mu konuştunuz? O yüzden mi geldiğinde beş karış suratla bakıyordun etrafa." Nefesi boynuma geliyordu ve huylanıyordum.

"Ne alakası var? Senin hayatın beni ilgilendirmez." Beni kendisine doğru döndürdüğünde Kerem ve dolap arasında kalmış olmanın gerginliği vardı üzerimde.

"Kim olduğunu söyledi mi?" Kafamı olumsuzca salladım.

"Bilmeme gerek olmadığını düşünmüş olacaksın ki sen de söylemedin."

Kendini bana doğru biraz daha yaklaştırdığında tamam dedim, ben bittim.

Hafif çıkmış sakalları yanağıma değerken o kulağıma fısıldadı.

"Belki de sen olduğun için söylememişimdir." Yok.

"Yalan söyleme." dediğim şeyle mırıldandı.

"Ne güzel kokuyorsun." Konudan çok bağımsız bir şekilde söylemişti bunu.

"Ben yalan söylemem Bilge." Bütün bedenimin kendini bıraktığını hissettim.

"O kızın ben olduğuma inanmamı beklemiyorsun herhalde? Benden hoşlanmadığını söyledin."

"Hayır ben öyle bir şey demedim. Sadece hiçbir şey demedim çünkü beni abin olarak gördüğünü düşündüm veya kardeşin. Dolayısıyla bana karşı hissettiğin bu duyguların gerçek oluşu beni şaşırtmıştı." Gözlerimin içine bakmaya başlamıştı.

"Altay o gün sana çiçek gönderdiğinde seni kaybetmekten korktum. Sonuçta sen o adamla çok yakınsın ve daha öncesinde evinde bulunan Altay maketini düşününce... Ne bileyim Bilge, onunla mutlu olursun sanmıştım ve seni düşünmüştüm. Şimdiyse bencillik yapıp bizi düşüneceğim."

Bizi...

"Seni seviyorum ve bunu söylemekten çekinmeyeceğim."

"Seni seviyorum, senin de bildiğin gibi." Dediğim şeyle beraber yüzümü elleri arasına almıştı.

"Çok seviyorum." son dediği şey buydu.

Dudaklarımız birleştiğinde kelimeler anlamını yitirmişti. Hiçbir kelime şu dakika yaşadığımız hisleri anlatmaya yetmezdi. Beni kendine doğru çektiğinde bunun gerçekliğine o kadar inanamıyordum ki.

Kollarım ne zaman boynunda birleşmişti, bilmiyordum. Bildiğim tek şey, gerçekten hiçbir şey bilmediğim olmuştu.

Şükür kavuşturana! Güzel bebek çiftim benim. Çok seviyorum yahu. 💘💘

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin