2.8

4K 230 54
                                    

Bu Selin mevzusundan dolayı canım sıkkındı ama bunu yansıtmamaya çalışıyordum ancak beni iyi tanıyan insanlar bir sorun olduğunu anlayabiliyorlardı.

Tesiste işlerim erken bitmişti. Çıkmama daha yarım saat vardı. Çayımı alıp odama geri döndüğümde idmanı bitmiş Altay'ı odamda görmeyi beklemiyordum.

"Hoşgeldin?" dediğim şeyle bakışları bana dönmüştü. "Hoşbuldum, seni merak ettim bu aralar biraz dalgınsın. Bunun sebebi sana söylediğim şey mi?" dediği şeyle sadece ona baktım bir süre.

"Bunu bana neden söyledin Altay?" Duraksadı. "Çünkü seni seviyorum." Bana olan sevgisiyle, sevgilimin eski sevgilisinin konusunu açıp beni huzursuz etmenin mantığı neydi?

"Çünkü Kerem'in yanıp geçen aşkının bittiğine inanmıyorum. Çünkü üzülmeni istemiyorum. Çünkü seni seviyorum? Yeterli mi?" Söylediği şeylerle kafamı salladım. Ne diyebilirdim ki?

"Bak Bilge, her ne kadar beni arkadaşın olarak görüyor olsan da ben her zaman senin arkandayım. Seni üzen biri olursa ben de onu üzerim. Çünkü sevgi dediğin böyle bir şeydir. Başkasının seni üzmesini istemediğim gibi ben de seni üzmem." Sessizliğim devam ediyordu.

"Selin, İstanbul'da." dediği şeyle gerildiğimi hissetmiştim.

Yunus: Selin, gelmiş.

Yunus: Bizim tesiste.

Yunus: Bil istedim.

Aldığım mesajla gözlerimi sıkıca kapadım.

Yunus: Kerem erken çıktı bugün.

Yunus: Görmedi onu.

Neden erken çıkmıştı? Buraya geleceğini düşünmüyordum ki kapıdan içeriye girmişti yüzündeki gülümsemeyle.

"İşin bitti mi ufaklık?" Gülümsedim. Ayağa kalkıp ona sıkı sıkı sarıldığımda belki son kezdir dedim. Belki son kez sarılıyoruzdur.

"N'oluyor? Beni bu kadar özleyeceğini tahmin edememiştim." Gözlerimin dolduğunu hissetsem de kendimi sıktım, akmamıştı gözlerimdeki yaşlar.

"Çıkalım mı?" Kafasını salladı. Hırkamı giyip çantamı taktığımda ben de onun peşinden odamdan çıktım.

"Ooo Kerem Beyler buradaymış." Gülümseyerek yanımıza gelen Mert Hakanla selamlaşmıştı. "N'aber abi?"

"Eyvallah kardeşim sen nasılsın?" İyiyim anlamında kısa bir konuşma yaptıktan sonra tesisten çıktık. Arabama doğru ilerlerken Kerem, seslendi.

"Benim arabayla gidelim, yarın sabah getiririm ben seni. Bu bahaneyle sabah da görüşmüş oluruz güzelim." Saçlarıma kondurduğu öpücükle gülümsedim.

Nasıl yani? Zamanında bunu Selin'e de mi yapıyordu?

İçimde neden bu kadar büyük bir sıkıntı oluşmuştu?

Geldiğimiz cafeye gülümseyerek baktım. Burası  çok güzeldi.

Siparişlerimiz alınmıştı. "Yunus da gelir birazdan." Anlayışla kafamı sallamıştım.

Kapıdan içeriye giren Yunusla gülümsedim. Yanımıza çektiği sandalyeye oturduğunda onun da yüzünde bana karşı destek verirmişçesine gülümseme vardı.

Bu gülümseme kapıdan içeriye giren kadına kadardı.

Kerem, Yunus'un baktığı tarafa baktığında onun da gülümsemesi yerini şaşkınlığa bırakmıştı.

Kadın masamıza doğru yaklaşırken bakışlarını Kerem'den çekmiyordu.

"Selin?" Kerem'in şaşkın sesi kulaklarımızı doldurduğunda Selin olduğunu anladığım kıza baktım.

"Ne kadar oldu görüşmeyeli? İki yıl mı?" Gülümseyerek konuştuğunda ikisi de birbirine sarılmışlardı.

"Nişanlandığını duymuştum, tebrik edemedim." Kerem'in dediği şeyden sonra izim bile istemeden oturmuştu yanımıza.

"İyi ki de etmemişsin, nişanı attım." Sevgilim, sevgilimin eski sevgilisi, kumam olan en yakın arkadaşı ve ben kocaman bir aileyiz.

Şaka.

"Neden?" Kerem sorguluyordu. Neden sorguluyordu? Benim bu duruma çok canım sıkılmıştı.

"Çünkü sevginin böyle bir şey olmadığını hatırladım."

Al işte.

Yunus, sinirimi atmam için elini uzattığında masanın altından, kafamı iki yana salladım hafifçe.

Tırnaklarımı ellerime batırıyordum, sakin kalabilmek için ancak bu sefer papatya çayıyla sakinleşmem gerçekten en az Mert Hakan'ın sakinleşmesi kadar imkansız olacaktı.

"Peki ya sen? Sen evlendin mi?" Kerem'e sorduğu bu soruda merak vardı.

"Hayır, evlenmedim." Kerem'in söylediği şeyden sonra gülümsedi.

"Eğer gitmemiş olsaydım şu an evli olmuş olacaktık, muhtemelen." Sesindeki tını beni o kadar rahatsız etmişti ki.

Altay'ın dedikleri gelmişti aklıma.

O gelirse herkes gider.

Bilgem... Güzel kızım benim. Şu kurguda Bilge'yi üzmekten o kadar nefret ediyorum ki. Ancak yapabileceğim pek bir şey de yok. :'(

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin