3.3

4.2K 212 76
                                    

"Bence Kerem'e haksızlık ediyorsun." Abim, Yunus ve ben oturuyorduk. Abimin dediği şeyle kaşlarım çatılmıştı.

"Tam olarak nerede?"

"Sonuçta Selin'i seviyorum dememiş."

"Siz erkeklerin çoğu gerçekten aptal. Peki bana hiç haksızlık edilmiyor mu? Benim duygularımı neden kimse düşünmüyor? İlişki dediğin şey karşılıklı fedakarlık gerektirir." Yunus arkamdaydı, biliyordum. Abim niye Kerem'i bu kadar fazla savunur olmuştu?

"Çok üzülüyor Bilge, çok özlüyor seni." Özlesin. Hep böyle olmaz mı zaten? Kaybettiğinde anlaşılmaz mı değeri?

Çalan telefonumu cebimden çıkardım. Annem arıyordu, görüntülü.

Onları salonda bırakıp odama gittim ve aramayı cevapladım.

"Anneciğim?" Sorgular bir ses tonu vardı yüzümde.

"Nasılsın kızım? Ne yaptın halledebildin mi?" Kerem'den bahsediyordu.

"Ayrıldık." Şaşkınlıkla bakıyordu yüzüme.

"Seni sevmiyor muymuş?" Kafamı olumsuzca salladım. "Hayır, seviyormuş ama nedense ben bu sevgiyi pek hissedemiyorum." Annem şefkatle bakıyordu.

"Güzel kızım... Bazen hatalar yapılabilir. Seni bırakıp onu tercih etti mi?" Kafamı olumsuzca salladım.

"Sadece arkadaş olduğunu söyledi. Ben arkadaş olmalarını istemiyorum."

Annem buruk bir gülümsemeyle baktı yüzüme, onun gözleri dolmuştu.

Acınacak hâlde miydim ki? Neden ağlıyordu?

"Anne?"

"Hep mutlu olmanı istedim, aynı kaderi paylaşmayalım diye dua ettim." Ona şaşkınlıkla bakıyordum. "Bu ne demek anne?"

"Yıllar önce... Benim de bir sevgilim vardı. İlk aşkımdı hatta. Zorunluluktan ayrıldığı eski sevgilisi geldiğinde beni görmezden geldi." Şaşkınlıkla baktım ekrana. O yüzden mi ne diyeceğimi bilemiyorum kızım demişti ben olayı anlattığımda.

"Babam?"

"Biz o zamanlar babanla çok yakın arkadaştık. Baban beni seviyordu, biliyordum. Ama o adam hep birbirimizden uzak tutmaya çalışmıştı bizi. Ben nereden bilebilirdim hayatımın aşkının, sevgilimin uzak tutmaya çalıştığı o genç adam olduğunu."

Yutkundum.

"Pişman değilim, üzülmüyorum da. İyi ki babana o şansı tanımışım." Bu hikayenin babam olan tarafı...

"İyi misin?" Altay, idmana gelmişti ancak sadece izleyebiliyordu. Atılan dikişler dolayısıyla bir maç oynayamayacaktı.

"İyiyim, sen iyi misin peki?" Omuz silktim.

"Kötü olmam için bir sebep yok." Gülümseyerek baktı yüzüme.

Arda idman arası yanımıza doğru koşmuştu. "Bugün ne bu güzellik Bilge Hanım? Işık gibi parlıyorsunuz." Gülümseyerek saçlarını karıştırdığımda beni uzaklaştırmaya çalıştı.

"Karizmamı bozuyorsun" dediği şeyle kahkaha atmıştım. "Yesinler senin karizmanı." Yanaklarını sıktığımda ben o an anladım.

Biz gerçekten Arda'yla abla kardeş gibiydik.

Küçük kardeşler, ablalarından uzun olurlar mesela. O bile vardı bizde!!

Çevirmem gereken dosyaları hatırlayınca ayaklanıp odama doğru ilerledim.

"Nereye?" Altay'ın sorusuyla arkama baktım. "İşimin başına. Ben sizin kadar kazanamıyorum maalesef." Yalancı bir üzgünlükle konuştuğumda gülümseyip peşimden geldi.

"Kolpacı, dünyanın parasını alıyorsun sen de." Yani, bir bakıma doğruydu.

Sonuçta öyle her zaman iş yapılabilecek bir yerde çalışmıyordum, Fenerbahçe'de çalışıyordum.

Gözlüklerimi takıp dosyalarla boğuşurken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştim bile.

Altay sadece izliyordu.

Bakışlarımın ona kaydığını gördüğünde gözlerini kaçırıp telefona baktı.

"Saatin 8 olduğunu bilmen gerekebilir." Şaşkınlıkla ona bakıyordum.

Saat akşam sekizdi! Herhalde haftalık dosyaların hepsini çevirmiştim.

Bilgisayarı kapatıp montumu almak için ilerledim.

"Yemek yiyelim mi?" Duraksadım. "Bak Altay... Seni sevdiğimi bilirsin, üzülmeni istemeyecek olmamı da. Ancak seninle sa-" sözümü devam ettirmeme izin vermeden kendisi konuşmuştu.

"Biliyorum sadece arkadaş olabiliriz. Bana karşı duyguların olsun demiyorum ki ben sana. Eğer sana aşık oldum desen de inanmam. Çünkü Kerem'i hâlâ seviyorsun. Sen Kerem'i nasıl seviyorsan ben de seni öyle seviyorum. Ne sen bana vazgeç diyebilirsin ne de ben sana benimle ol. Yani bu yemek sadece arkadaşça olacak, merak etme." Kafamı salladım.

"Üzgünüm." Kırgın değildi.

"Üzgün olma, sana kızmıyor, kırılmıyorum." dediği şeyle gülümsedim.

Yemeğinin ardından kendimi eve attığımda yorgun olduğumu hissedebiliyordum.

Bu olaylara çok fazla kafa yormuş olmalıydım ki, artık kafam kaldırmıyordu.

Bu olaylara çok fazla kafa yormuş olmalıydım ki, artık kafam kaldırmıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bilgeakay: 💙

altaybyndr1, 10ardaguler ve 477 kişi beğendi.

altaybyndr1: Gözlükler de olsa tam olurmuş.
bilgeakay: Sevmiyorum, gözlükleri.
altaybyndr1: Çok yakışıyorlar :)
bilgeakay: Eyvallah kaptanım.
altaybyndr1: Eyvallah..

10ardaguler: Odanı diskoya çevirmişsin.
bilgeakay: Ev ziyareti yaparsan, karaoke yaparız ŞEÇXPEMXPESĞWÖDĞEÖ
10ardaguler: Beş dakika sonra kapıdayım ŞEÇCPELĞFFPEŞPD
merthakanyandas: Oğlum bensiz mi lan?
bilgeakay: abi kusura bakma, gel sen de.
merthakanyandas: Kırıldım hanımefendi.
bilgeakay: Senin için tesisteki odamı diskoya çeviririm abim :D
merthakanyandas: Hee Saruhan da öyle diyordu :))

yunusakgun17: Kaarrddeeşşim 🤪❤️‍🔥
bilgeakay: Oyyy 💘

canakay: 🐵🐵
bilgeakay:🦧

Altay'ı bu hikayede düşününce aklıma Attila İlhan'ın şiiri geliyor :(

Gözlerin gözlerime değince,
Felaketim olurdu ağlardım.
Beni sevmiyordun, bilirdim.
Bir sevdiğin vardı duyardım.

Ah Altay'ım, Ah Bilge'm...

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin