1.1

4.9K 249 60
                                    

Mert Hakan'ın bizi getirdiği restorana bakıyordum hayranlıkla.

Şaşkınlığımı gizleyememiş olacağım ki Mert Hakan gururla bana bakıyordu.

"Merto, sen biliyorsun bu işi." Gülerek söylediğim şeye eyvallah demişti.

Yemekleri söyledikten sonra herkes kendi arasında konuşmaya başlamıştı.

Altay, kız arkadaşını da getirmişti. Onlar ikisi konuşurken ben de etrafa bakıyordum.

Altay'dan sonra Fenerbahçe'deki en yakınım Mert Hakan'dı.

"Bilge, seni geçenlerde Aktürkoğlu ve Akgünle görmüşler." Magazinci taklidi yaparak konuştuğunda ben de gülmeden edememiştim.

Altay, sevgilisi ve birkaç kişinin de bakışları bizi bulmuşken büyük bir çoğunluğu kendi arasında konuşmaya devam ediyordu.

"Merto kız dedi ya abim Galatasaray'da diye." Kafamı olumsuzca salladım.

"Abimle alakası yok. Arkadaşlarım olduğu için görmüşsünüzdür, genel olarak özellikle son zamanlarda sürekli birlikteyiz." Altay kafasını sallamıştı cevabına verebileceği tek karşılık olarak.

"Aktürkoğlu iyidir." İrfan da konuşmaya katıldığında gülümsedim.

"Kerem gerçekten çok iyi." dediğim şeyle kafasını sallayanlar olmuştu. Hep derim, ezeli rakiplerin ebedi kardeşliği diye.

Arda kenarda köşede oturmuş konuşmaları dinliyordu. "Ardacığım? Sen nasılsın?" Sorduğum soruyla gülümsedi.

Arda'yı severdim. Hem büyüklerine karşı saygılı hem de yaptığı bu spora karşı.

"İyiyim Bilge abla, sen nasılsın?" Gülümsemiştim.

"İyiyim."

Yemeklerden sonra kısa bir sohbetin ardından ayaklandım.

"Mertciğim yemek için çok teşekkür ederim, saat geç oldu ben yavaş yavaş kaçayım."

"Biz bırakırız seni." Altay'ın söylediği şeyle zahmet olmasın diyecekken kendimi bir anda arabasında buldum.

"Ben o evde kalmıyorum da, aslında kendim gitsem daha iyi olacak."

"Peki ya nerede kalıyorsun? Oraya götürelim. Saat geç oldu, tek gitme." Altay, düşünceli bir tavırla konuştuğunda gülümsedim.

"Pekala şurdan ilerleyeceksin." Ona yolu tarif ettiğimde sitenin önüne gelmiştik.

"Kerem de burada oturuyor, öyle demişti zamanında." Kafamı salladım.

"Teşekkürler bıraktığınız için, iyi akşamlar." Arabadan inip binaya doğru ilerledim.

Bu gece Kerem'deki son gecemdi, muhtemelen. Yarın eşyaları yerleştirmiş olacaktık.

Zili çaldığımda gülümseyerek kapıyı açmıştı. "Hoşgeldin, Yunus da içeride."

"Bilge hoş geldin." Yunus sevinçle konuştuğunda onlarla ne kadar iyi anlaştığımı fark ettim.

"Kıyafetlerin aynı yerde duruyor." Kıyafetlerin dediği de bana verdiği pijamalardı. Giydiğimde çok komik oluyordum ve benimle saatlerce dalga geçiyorlardı.

"Hadi çabuk git gel, daha maç atacağız seninle." Ellerindeki konsollara bakıp sırıttım.

Üzerimi değiştirip geldiğimde Yunusla Kerem'in arasındaki boşluğa oturmuştum.

Üçümüz de televizyona odaklanmıştık.

"Evet Bilge, sence kim kazanır?" İkisine de gülümseyerek baktığımda içimdeki ses Kerem dememi söylemişti.

"Kerem kazanacak." Yunus yüzünü ekşitip bana baktığında Kerem de ona sırıtıyordu.

"İmkanı yok." Yunus'un söylediği şeyle omuz silktim.

İmkanı varmış. Kerem, art arda goller attığında Yunus şaşkınlıkla bakıyordu.

"Normalde bu kadar iyi oynamaz!" dediği şeyle kahkaha atmıştım.

İlerleyen saatlerde ben defalarca kaybetmiştim.

"Merak etme güzellik ben sana öğreteceğim." Yunus kolunu omzuma atıp Kerem'e baktığında bir anda kendini çekip benden uzaklamıştı.

"Uykum geldi." Yunus'un bu hâline gülümsedim.

"Bilge, Yunus da bu akşam burada kalacak ama. Nasıl yapsak?" Kerem'in sorduğu soruyla dudak büzmüştüm bilmiyorum diye.

"Sen benim odama geç, biz ikimiz kalırız burada." Kafamı sallamıştım. Önünden ilerliyordum. Odasına geldiğimizde ona yardım etmek için nevresimlerin olduğu dolabı açtığımda O da arkamdaymış. Yetişmeye çalıştığında ensemde hissettiğim nefes yutkunmama sebep olmuştu.

O an öyle kalmıştım. Kaskatı kesilmiş, hiçbir şey yapamıyordum.

Arkamı döndüğümde burun buruna gelmiştik ve işin garibi ikimiz de çekilmemiş, bu durumdan kaçmamıştık.

Gözlerinin içine baktığımda daha önce gözlerinin rengini bu kadar net gördüğümü hatırlamıyordum.

Gözlerim saliselik olarak dudaklarına kaydığında hemen kendimi toparlayıp kafamı iki yana salladım kendime gelmek için.

"Yuh!"

İçeriye giren Yunus'un tepkisiyle Kerem'i aniden itmiştim. Kerem, bu endişeme sırıtırken Yunus'un yüzünde zaten imalı bir sırıtış vardı.

"Yunus ne gülüyorsun? Hayır neye gülüyorsun?" Sorduğum soruyla sırıtmasının yerini kahkaha aldığında ona göz devirmiştim.

"Tamam ne kızıyorsun? Ne bağırıyorsun?" dediği şeyle gözlerimi bir kez daha devirmiştim.

Kerem, nevresimleri alıp zorla Yunus'u odadan çıkarmıştı. "İyi geceler Bilge." Yüzündeki sırıtmaya engel olamadığı belliydi.

"İyi geceler 7 numara." dediğim şeyle gülümsemesi daha da büyümüştü.

Ufaklık || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin