Gözlerimi açtığımda ormanın içinde yatıyordum. Ne? Ne olmuştu? Hızla üstümü başımı kontrol ettim. Ama üstümde kot, mavi askılı badi ve mavi Converse ayakkabılarım vardı. Ayrıca hepsi de tertemizdi. Kafamı etrafa bakmak için çevirdiğimde saçımda bir şey olduğunu fark ettim. Uzandığımda onu alıp bakmamla şaşırmam bir oldu. Bu bir güldü! Onu koklayıp sevinçle etrafı aradım. Ayağa kalkıp koşmaya başladım.
“SETH!” diye bağırdığımda ağaçların dallarındaki kuşlar uçtu. Olduğum yerde dönüp etrafa daha da odaklanmaya çalıştım. “SETH! Neredesin?”
Ses gelmeyince koşmaya başladım. Ayaklarım her toprağa vuruşunda kalbimin atışı gibi kulağımda yankılanıyordu. Ama onu bulmak zorundaydım. Bulmalıydım. Hızımı artırıp ağlayarak koşarken gülün dikenleri elime batıyordu. Ama umursamıyordum. Soluklanmak için durduğumda yine etrafa bakındım.
“Seth!” diye haykırdım. Ağlarken ne kadar haykırabilmiştim bilmiyordum. Ama beni duyardı. “Lütfen, Seth! Bu kadar acı yeter. Dayanamıyorum.”
“Buradayım.” Dediğinde başımı hızla yanıma çevirdim.
Gözlerimi kısıp ona doğru yürüdüm. En son gördüğümden daha da fazla yakışıklıydı ve mavi gözleri karanlıktı. Uzanıp dokunmak istiyordum. Ama kaybolmasından korkuyordum. “B-ben...”
“Buraya neden geldin?”
Gözlerimi kısıp “Bilmiyorum. Buraya nasıl geldim, bilmiyorum. Ama uyandığımda buradaydım ve sende buradasın. Bunun bir rüya olduğuna eminim.” Dedim acıyla.
“Geldiğin yere git, Derin.” Dediğinde kafamı iki yana salladım.
“Neden bunu yapıyorsun? Neden beni sürekli bir yerlerden kovup duruyorsun? Neden canımı yakıyorsun? Bunu yapma! Beni öldürdüğünün farkında değil misin? En azından iyi olduğumdan emin olmak istesen buda yeterli olurdu.”
Bana kaşlarını çatıp daha da kararan bakışlarla “Sadece git.” Dedi. “Gittiğinde ne demek istediğimi anlayacaksın. O yüzden geldiğin gibi git.”
“Biliyor musun? Senden nefret ediyorum.” Olduğum yerde geri döndüm ve koşmaya başladım. Ama her adımımda tuhaf bir hisle bütün vücuduma ağrı giriyordu. En son ağrılara dayanamadım ve olduğum yere çöktüm.
ж
Ağrılarla uyandığımda yaptığım tek şey haykırmaktı. Bütün gücümle haykırıyordum ve bu lanet ağrı dinmek nedir bilmiyordu. Üstelik üstümden bir tır geçmiş gibi hissediyordum. Ama o sırada birilerinin yanımda olduğunu fark edince sıkılı olan gözlerimi gevşetip bulanık bir şekilde etrafa bakındım.
“Lütfen kafanızı kımıldatmayın.” Dedi bir kadın. Ama bunu söylemesi nedense biraz geç olmuştu çünkü boynumda bir şey hareket etmemi engelliyordu. Peki ama neden bulanık görüyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Geri Verebilir Misin? (Komando Serisi-ll-)
Romantik"SETH!" diye bağırdığımda ağaçların dallarındaki kuşlar uçtu. Olduğum yerde dönüp etrafa daha da odaklanmaya çalıştım. "SETH! Neredesin?" Ses gelmeyince koşmaya başladım. Ayaklarım her toprağa vuruşunda kalbimin atışı gibi kulağımda yankılanıyordu...