Hayatımı Geri Verebilir Misin? (Komando Serisi-ll-)

İlk Tanışma

Gece odamıza geçtiğimizde Seth telefonunu alıp yastığını dikleştirdi ve sırtını yasladı. Bende saten askılı pijama üstümle şortunu giyip yanına uzandım. Yanağımı göğsüne dayayıp kalbinin üstüne kalp şekli çizmeye başladım. Bunu yapmak hoşuma gidiyordu.

“Biliyorum, anne!” dedi ve gözlerimi kaldırıp gözlerine baktım. “Evet, onu da biliyorum. Seni en son geçen sene aramıştım. Ama beni affedebileceğin süper bir haberim var sana! Bunun için hazırsan söyleyeyim. Ama istiyorsan direkt söylemek yerine dolaylı yoldan da söyleyebilirim, seçim senin!” kalp deseni çizdiğim parmağımı tutup ağzına soktu. “Birisi ile tanıştım.” Dedi gözlerime bakarak. “Hatta dünya güzeli bir kızla tanıştım.” Derken ise gözlerime daha yoğun bakıyordu. “Evet, anne! O harika birisi ve inan bana herkes ona hasta. Ama o bana!” derken ise ukalaca sırıttı. “Bende onun için aramıştım. Bizimkileri bir araya toplayabileceğin bir gün bul ve bana haber ver. Müstakbel karımla sana yemeğe geleceğiz.” Gözlerini kısıp gözlerini devirdi. “Hayır, anne! Ona kurşunların altında evlenme teklifi etmedim.” Deyince kahkahamı bastırmak zorunda kaldım. “Hayır, o kadar da romantik bir evlilik teklifi değildi… Hayır, anne! Ona sadece evlen benimle dedim!” Seth, yüzünü buruşturarak telefonu kulağından uzaklaştırdı. Kadının sesi hafifleyince ise kulağına geri götürdü. “Anne! Ona mağara adamı gibi davranmıyorum. Kendimce yöntemlerim elbette var! Anne bağırmayı kes! Kendimi sekiz yaşında gibi hissetmemi sağlıyorsun… Tamam, anne veriyorum!” deyip gözlerini devirdi ve telefonu bana uzattı. O anda kalbimin atışı arttı ve kulaklarımda yankılanmaya başladı. Titreyen elimle alıp kulağıma götürdüm.

“Merhaba!” dedim donuk bir şekilde.

“Bak, oğlumu tanıyorum. Sana sadece evlen benimle dediğine de inanamıyorum. Bu çok kabaca! Ama ona evet dediğin için çok sevindim! Seninle tanışmayı iple çekiyorum. Benimle tanıştıracağı ilk kız olduğunu da söylemek isterdim. Bu yüzden inan bana senden daha çok heyecanlıyım.”

“Ah, teşekkür ederim. Ama kimse benim kadar heyecanlı olamaz. Ayrıca kabaca bir evlenme teklifi etmedi. İnanın bana! Oğlunuz tam bir centilmen!” dediğimde Seth’in dudaklarına öpücük kondurdum. Yumuşak ve sıcak dudaklarına!

“En yakın tarihte yemeği düzenleyeceğime inanabilirsin ve sakın benimle sizli bizli konuşma. Bana sadece Ashley de tatlım!”

İnsanlara sadece isimleriyle hitap etmeye alışkındım. Ama bu kadın benim kaynanam olacaktı ve sanki ona saygısızlık yapacakmış gibi hissediyordum. “Ama bu biraz…”

“Hayır, tatlım! Sadece Ashley de! İstersen anne de diyebilirsin. Kendini nasıl rahat hissedersen.”

Gülümsedim. “Teşekkürler, Ashley!” dediğimde Seth öyle bir baktı ki gözlerime o anda telefonu atıp onu uyuşuna kadar öpmek istedim. “Seninle ve ailenin diğer üyeleriyle tanışmak için sabırsızlanıyorum. Umarım size layık bir gelin adayıyımdır.”

“Sesinden aldığım elektrik bana fazlasıyla layık olduğunu hissettiriyor! Oğlumun kabalığını mazur gör. Bana daha adını bile söylemedi.”

“Ah, şey çok özür dilerim. Adım Derin.” Dedim. O anda kızacak ve telefonu kapatacak sandım. Ama kapatmadı.

“Peki, şimdi diğer üyeleri organize etmem gerekiyor, tatlım. Her şey hazır olduğunda Seth’e haber veririm. Lütfen, buraya birkaç gün kalmak için hazırlıklı gelin. İyi geceler!” dedi ve telefonu kapattı. Telefonu Seth’e uzattığımda mutlulukla aydınlandığımın farkındaydım. Elimden telefonu alıp bir kenara fırlattı ve beni kendine çekip aşkla öpmeye başladı. O beni bütün yoğunluğuyla öperken aklımda tek bir şey vardı. O da Seth iki kızla ciddi bir ilişki yaşamışta olsa ailesine söylediği ilk kızdım!

Ertesi günde bir önceki günün aynısını yaşadık. Eğitimler! Yorgunluk! Açlık! Bu üç şey benim artık hayatımın bir parçasıydı. Fazlasıyla yoruluyor ve fazlasıyla acıkıyordum. Üstelik Seth’te hiç toleranslı davranmıyordu. Pestilimi çıkarıyordu. Olması gerektiği gibi! Her ne kadar bana bu şekilde davranmak onu mahvetse de zorunda olduğunu biliyordu. Adamlar bana Seth’ten daha sert davranacaklardı. Bu yüzden bunları bilmem ve her şeye hazırlıklı olmam gerekiyordu. Hem her gün daha da güçlendiğimi hissediyordum. Bugün dünkünden kendimi daha da iyi hissediyordum.