<<Bu bölümde istismar ve şiddet içeren sahneler mevcuttur.>>
16 Ağustos 2016
ABD/Colorado
13.40
"HAYIR! Hayır! HAYIR!" Seth'in bağırmasıyla uyandığımda bana öfkeyle baktığını gördüm. "Bunu neden yapıyorsun?!" dedi bana sert bir şekilde. Onun sesine yine herkes başımızda toplandı. "Buraya gelmemen gerektiğini biliyordun!"
Elimi gözlerime koyup ayılmaya çalıştım. Çünkü dün bütün gün onun yine tavan yapan ateşini düşürmekle uğraşmıştım ve uyuyalı en az bir saat olduğundan da emindim. Üstelik yorgundum ve kendimi hiç iyi hissetmiyordum.
"Üzgünüm, Seth! İyi olduğunda gideceğim ve inan bana dışarıya hiç çıkmadım. Yani güvendeyim!"
"NE DEMEK GÜVENDEYİM!" diye kükreyince herkesin nefesini tuttuğunu anlamam için onlara bakmam gerekmiyordu. Seth, beni itikleyip yataktan çıkmamı sağladı. "Hemen git buradan!" sonra uzanıp tam serum iğnesini çıkarıyordu ki bileğinden tutum.
"Söz hemen gideceğim. Ama lütfen ona dokunma. Dün ateşin kırka çok yaklaşmıştı. Lütfen, Seth! Sadece yatamaz mısın?" gözlerini indirip üstüme bakınca hala onun kanının bulaştığı kıyafeti değiştirmediğimi fark ettim. Ama o kadar olanlardan sonra bunu düşünmemem gayet normaldi.
"Yaralandın mı?" diye sordu. Anında öfkesi uçup gitmişti. Başımı iki yana salladım.
"Onlar senin kanın! O yüzden o yataktan çıkma, Seth! Senden sadece bunu istiyorum!" yerdeki çantamı alıp kalabalıktan Begüm ile Danny'ye baktım. "Gitme vakti!" Danny ve Begüm, kafasıyla onaylayınca onlara doğru yürüdüm.
"Sana söylemiştim, Türk bebeği!" dedi Tiffany kahkaha atarak. "Onu tanıdığımı söylemiştim. Kıçına tekme yemenin tadını çıkar!" Omzumu ona geçirip yanından öfkeyle geçtim ve ağlayarak merdivenlerden ikişer ikişer inmeye başladım. Bundan nefret ediyordum. Seth'in beni kovmasının nedenini bilsem de bundan nefret ediyordum ve bu beni kırıyordu. Elimin tersiyle ıslanan yüzümü silip büyük demir kapıdan çıkıp bahçeye çıktım. Hummer'ın yanına gidip kapısını açtım. Çantamı öfkeyle içine atıp üstüme baktım.
"Hemen gitmek istediğine emin misin?" Danny'ye döndüm. Üzgündü.
"Bunu geldiğim günden beri biliyordum. O yatağında uslu durduğu sürece gitmem önemli değil. Eğer burada kalırsam o yatakta asla uslu durmayacak. O yüzden gitmem mantıklı olanı!"
"Dün bütün gün başında bekledin!" dedi Begüm sertçe. "Geldiğin gün ise onun yanında kalıp dinlenmeyi reddettin. Yaptığı şey minnetsizlikti! En azından bunun için teşekkür edebilirdi."
Gözlerimi Begüm'den Danny'ye çevirdim. "Latince biliyorsun, değil mi?" başıyla onayladı. "Maritus mea ne demek?" Danny, gözlerini kocaman açtı. Neredeyse yuvalarından çıkacak kadar açılmıştı hem de. "Ne? Kötü bir şey mi?"
"Bunu nereden duydun?" dedi.
"Seth, ilaçların etkisi altındayken ona sadece böyle seslenmemi söyledi. Ama bu doktorun hoşuna gitmişe benzemiyordu. Bana bu kelimeyle umutlanmamam gerektiğini söyledi." Danny, birden etrafa bakındı ve beni Hummer'a itti.
"Hemen gitmelisin! Hem de hemen! Bu kelimenin ne anlama geldiğini o sana söylemeden sana söylemeye hakkım kesinlikle yok. Ama şunu söyleyeyim eğer bunu ilaçların etkisi ile söylediyse bile bunun anlamının çok büyük olduğunu bil! O yüzden güvende olman için elimden geleni yapacağım. Türkiye'ye dön!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Geri Verebilir Misin? (Komando Serisi-ll-)
Storie d'amore"SETH!" diye bağırdığımda ağaçların dallarındaki kuşlar uçtu. Olduğum yerde dönüp etrafa daha da odaklanmaya çalıştım. "SETH! Neredesin?" Ses gelmeyince koşmaya başladım. Ayaklarım her toprağa vuruşunda kalbimin atışı gibi kulağımda yankılanıyordu...