Depoya geldiğimizde –ki burada sinyal bozucu manyetik cihazlar bulunuyordu- karanlık koridorda Sam ve Seth’i takip ettim. Danny ve Robert’ta arkamızdan geliyordu. Yine manyetik sistemi olan bir kapıya geldiğimizde Sam cebinden bir kart çıkardı ve onu kapının yanındaki ekrana tuttu. Kapı bir tık sesiyle açıldığında altı adamın yere bağlı bir şekilde otururken bulduk.
Hepimiz duvara yaslanırken, Seth onlara yaklaşıp tam önlerinde bir ölüm meleği gibi dikildi. Bacaklarını omuz hizasında açmış kollarını göğsünde bağlamıştı. Şuanda onu arkadan da görüyor olsam suratının ciddi anlamda tüyler ürpertici sertlikte olduğunu biliyordum.
“BANA BAKIN!” diye kükredi. Hepsi korkuyla başlarını kaldırıp Seth’e bakınca Seth, hepsinin suratını dikkatlice izledi. “Bizi neden takip ediyordunuz?” hiçbiri tek kelime bile etmeyince Seth Sam’e döndü. “Getir.” Dedi ama sonra bana döndü. “İzlemek zorunda değilsin, asker!” bunu adamların yanında bilerek söylediğini biliyordum. Ama hayır, izleyecektim. O yüzden başımı iki yana salladım.
Sam, elindeki bir kutu çantayla gelinle Seth anında alıp kutu çantayı yere koydu ve kapağını açtı. İçinde küçük huni gibi bir şey vardı ve yanında da bir karış büyüklüğünde siyah bir silah vardı. Seth, onları alıp huniyi silahın namlusuna taktı ve hızla ilk baştaki adama dönüp dizinin üstüne kurşun sıktı. Ama fiuv sesinden başka bir ses çıkmadı. Adam haykırması dışında!
“Şimdi!” dedi Seth sert ses tonuyla. “Bir daha sormayacağım! Bizi neden takip ediyordunuz?”
Kimseden yine ses çıkmayınca Seth bu sefer adamın diğer dizinin üstüne sıktı ve adam acıyla boğazlarını patlatırcasına haykırdı. “Co şuradaki kızın kim olduğunu bulmak istiyordu!” dedi. Şuradaki kız derken çenesiyle beni işaret etmişti. “Ve buldu!”
Seth'in silah tutan eli öfkeyle titretmeye başladı. Ama sonra kendini toparlayıp “O nerede?” diye sordu. Adam bu sefer terler içinde kalmış bir şekilde kafasını öne eğdi. Seth, hiç acımadan bu sefer adamın omzuna ateş etti. “NEREDE?”
Adam acı dolu feryadının arasından “Yakalandığımızı bildiği için çoktan yerini değiştirmiştir!” dedi. Nefes almaya çalıştı. “Co, Onu canlı istiyor!” dediğinde Seth kurşunu adamın alnına sıkınca adam büyük gürültüyle yana doğru devrildi. Öbür adamlar ise korkuyla yerlerinde kıpırdanmaya başladı. Ama Seth, şuanda öfkeden gözü dönmüş durumdaydı.
Seth bacağının birini titretirken “Gidebileceği yerlerin hepsini bana şimdi söyleyeceksiniz! Kimlerle çalışıyor, kimlerle iş birliği yapıyor, destekçisi kim! Her şeyi bana seve seve olmazsa zorla söyleyeceksiniz!” dedi. Bakışlarımı Danny, Sam, Robert’a çevirdim. Ama suratları sert bir şekilde sadece bakıyorlardı. Danny’nin bluzunun ucundan tutup çekiştirdim.
“Az önce adamı öldürdü!” diye fısıldadım. “Buna izin mi vereceksin?”
Danny bana doğru eğilip “Adamların hepsini zaten öldürmek zorundayız! Başka bir yolu yok. Bunların hepsi senin peşine takılan o mafya kılıklı adamlarla aynı değil, Derin! Sen öldürmezsen o buradan çıktığı anda seni öldürür!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Geri Verebilir Misin? (Komando Serisi-ll-)
Romance"SETH!" diye bağırdığımda ağaçların dallarındaki kuşlar uçtu. Olduğum yerde dönüp etrafa daha da odaklanmaya çalıştım. "SETH! Neredesin?" Ses gelmeyince koşmaya başladım. Ayaklarım her toprağa vuruşunda kalbimin atışı gibi kulağımda yankılanıyordu...