42.BÖLÜM

127 12 10
                                    

Duygusal bir müzik eşliğinde okuyabilirsiniz.

Bazı anlar vardır sanki bir boşluğa düşmüş gibi hissederiz ve hep orada kalacakmış insan  kurtulamıyor.

Peki bir şey yüzünden siz suçlandınız mı yada vicdanen kendiniz kendinizi suçladınız mı?

"Ölüm ölen için değil kalanlar içindir" ne kadar güzel bir söz çok sevdiğin birisini kaybetmek  insana çok zor geliyor onu bir daha görememek onun bir daha sesini duyamamak ve bir daha ona ulaşamamak ne kadar zor.

Vücudundaki bir yara mı daha çok acıtır yoksa ruhunda ki bir yara mı? 

Vücuda ki yara zamanla iyileşir kabuk bağlar ama ruhundaki yara hiç bir zaman iyileşmez nereye baksan onu görüceksin gördükçe kabuklanan yaran kanayacak bu yara hiç bir zaman iyileşmeyecek ki belki zamanla unutmaya çalışacaksın ama yine olmayacak.

Ben Kumsal Sonsöz hiç bir zaman hayal kurmadım genç kızlar gibi takılamadım bir çocuk gibi eğlenemedim yada bir ergen gibi tavırlar sergileyemedim doğduğumdan beri olgun biri olmak zorunda kaldım ilk okula başladığım zaman yaşıtlarımın hep annesi babası gelip alırdı çocuklarını ama ben daha anne ve baba ne demek bilmiyordum onlara o kadar öfkeliydim ki... Sonra Kaya Kerem ve Fıratla tanıştım aynı okuldaydık sonra aramıza Lale eklendi tamam dedim Kumsal işte  senin ailen  bunlar hayatını artık onlara adamalısın onları üzmemelisin kimsenin üzmesine izin vermemelisin onları mutlu etmek zorundasın onları koruyup kollayacaksın bir anne baba nasıl çocuklarına bakıyorsa sende onlara öyle bakıp onlara sevgi göstereceksin ki mutlu olsunlar bizi ayırmaya çalıştılar ama biz birbirimize sımsıkı sarıldık dövdüler sustuk daha doğrusu susturulduk kavga ettik suçladılar bizi ama bizim kimsemiz yoktu ki kimse savunamadı bizi aç kaldık ama ayrılmadık yatacak yerimiz yoktu yine ayrılmadık donduk hastalandık yine ayrılmadık yeri geldi güldük yeri geldi ağladık yeri geldi fedakarlık yapmak zorunda kaldık ama bizim tek bir amacımız vardı her ne olursa olsun bizi ölüme kadar kimse ayırmayacaktı ve benimde bir sözüm vardı her ne olursa olsun onların arkasında durmak ve onları her türlü kötülüklerden korumak eğer onların kılına zarar gelirse kendimi sorumlu tutacaktım ve ben bunu bir kez daha söylüyorum onları koruyamıyorum Kumsal artık eski Kumsal değildi onların canı yanıyordu ve ben bunu engelleyemiyordum ve en kötüsü Kerem artık aramızda olmayacaktı artık onu aradığımda telefonlarını açmayacaktı o toprağın altında olacakken nefes alamayacaken biz nefes alacaktık onun bir hayali vardı baba olmak istiyordu kız babası hatta küçükken başımızın etini yerdi ben büyüyünce baba olacağım kızımı her türlü pislikten koruyacağım o kadar bıkardık ki artık sus Kerem derdik şimdi ise hayallerini gerçekleştirmeyecekti acaba bana kırgın mıydı acaba canını yakmış mıyımdır acaba onu kırmış mıydım acaba bana küs müydü  ve aklımda binlerce soru ama tek bir gerçek vardı artık aramızda Kerem yoktu...

"Kerem"

Oğuz kaçamaya başladı tek gördüğüm şey Keremin kalbinin etrafında bir sürü kurşun ve gözleri açık bir şekilde bana bakıyordu nasıl atlatacaktım ben bu görüntü nasıl gidecekti aklımdan  halatların içinde zorla da olsa bileklerimi parçalayarak çıkardım ayaklarımı çözüp Keremin yanına koştum. 

"Kerem hadi nefes al hadi ne olur daha çok erken Kerem daha çok erken hadi"

Sanki ben nefes alamıyor muşum gibi hissediyordum beynim durmuştu  sesleri duyamıyordum tek gördüğüm şey Keremin bana gülümseyerek bakması ellerime kan damlıyordu ellerimi yüzüne götürüm saçlarını yüzünden çektim

"Ne olur kalk söz vermiştik"

Ağlıyordum hemde deli gibi durduramıyordum kendimi.

"Daha baba olacaksın"

BEYAZ SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin