43.BÖLÜM

125 12 10
                                    

Düşünmek istemiyordum yaşamak istemiyordum sanki bir kolum kopmuştu onu bir daha görememek insanın canını nasılsa acıtıyor nasılda yakıyor ona son kez sarılamadım ona kızdım o kadar pişmanım ki bu belayı hep ben açtım başlarına hepsi benim yüzümden hepsi. Keremin o son bakışı aklıma geldikçe vücuduma bir sızı gidiyordu gözlerim dolmaya başlıyordu canım yanıyordu.

Gözlerimi açmak istiyordum ama açamıyordum göz kapaklarım ağırlaşmıştı çok ağlamaktan gözlerim acıyordu zorla da olsa açtım hastanedeydik hava kararmıştı sol kolumda serum vardı kafamı sağa çevirdim Atlasla göz göze geldik hemen arkasındaki koltukta Lale yatıyordu.

"Ne oldu bana"

"Bayldın"

"O ölmedi dimi bunların hepsi kabustu dimi"

Elimi tutu.

"Bak Kumsal acını o kadar iyi anlıyorum ki bende aynılarını yaşadım ama güçlü durmak zorundasın bak Lale sabahtan beri ağlamaktan yorgun düştü Kaya desen perişan aynı şekilde Fırat da öyle onları anca sen toplarsın"

"O ölemez ölemez neden anlamıyorsunuz beni"

"Kumsal oda bir insan sen neden anlamak istemiyorsun"

Kendimi toparlamaya çalıştım gözlerimden yaşlar akmaya başladı sesimde yükseldi.

"Ölmez ölemez benden önce ölemezdi"

Lalede kalktı kolumdaki serumu hızlıca çektim çıkardım Atlas kollarımdan tutmaya çalıştı

"Kumsal dur yapma"

"Bırak bırak beni ben onu göreceğim"

İçeriye Kaya girdi.

"Kaya söyle şuna beni bıraksın ben Keremi görmek istiyorum"

"Kumsal yapma böyle"

"Lan siz ne çabuk kabullendiniz o bize söz verdi ölemez"

"Kaya çabuk hemşirelere haber ver"

Kaya çıktı daha sonra bir hemşireyle içeriye girdi hemşire yine iğneyi vurdu ve yine koca bir karanlık ve boşluk hissi...

Atlasın anlatımıyla;

Bu sahneler bu görüntüler o an ablamın ölümünü gözümün önüne getirdi bende en son öyle onu görmüştüm çok zordu unutmak daha doğrusu unutamıyor insan aklına geldikçe sızlayan kalbin onun anıları onun gülüşleri onun yokluğu Kumsal anlamıyorsun diyordu oysa ki onu en çok ben anlardım kabullenmek istemiyordu zaten hemen kabullenmesini de beklemiyordum hele ki Kumsal gibi bir kız için zor olacaktı ama ne olursa olsun ben hep onun yanında olucaktım. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve kırmızı olmuştu Kumsalın bu hali canımı acıtıyordu ben onu böyle görmeye alışık değildim benim gördüğüm tanıdığım Kumsal her ne olursa olsun her şeye karşı dimdik duran cesur bir kızdı ilk defa onu böyle savunmasız bu kadar korkak bu kadar güçsüz dağılmış gördüm. Her insanın bir kırılma noktası vardı ve Kumsalın kırılma noktası da sevdiklerini kaybetmesiydi onun toparlanması için elimden geleni yapacaktım...

"Atlas iki dakika gelsene bir şey konuşmamız lazım"

"Lale sana emanet"

Kayanın yanına gittim ve oturduk.

"İyi misin"

"Keremi kaybettim ben"

Kayada ağlıyordu.

BEYAZ SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin