- 52 -

163 38 98
                                    

"İyi misin?" diye sordu Johnny, yanındaki koltuğa oturmaya çalışan Deniz'e

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İyi misin?" diye sordu Johnny, yanındaki koltuğa oturmaya çalışan Deniz'e. "Aslında bakarsan hayır, değilim." diye itiraf etti Deniz, elindeki peçeteyi ağzından çekerek.

Mide bulantısı yüzünden on beş dakikadır lavaboda olan kadına "Hamileliğin ilk aylarında bu çok normal. Bunun için bir ilaç var mı bilmiyorum." dedi.

"Bilsen de şu an pek işimize yaramaz." diye cevap verdi Deniz kendi kendine gülümsemeden önce. "Uçaktayız. Amerika'ya gidiyoruz."

Kadının kendi kendine mırıldandığı cümleler, olayın gerçekliğine alışmaya çalıştığını gösteriyordu. O koridorun karşısında, çaprazlarında sevgilisinin omzunda uyuyan kız kardeşine dalmış haldeyken "Şu an hissettiklerin normal." diyen Johnny sözleri ile ilgisini çekti.

"Ne hissettiğimi nereden biliyorsun ki?"

"Korkuyorsun." diye cevap verdi Johnny. "Heyecanlısın. Bunlarda karnındaki bebek için hissettiğin endişelerde ekleniyordur. Geleceğin belirsizliği de senin korkularını oldukça arttırıyor olmalı."

Deniz şaşkın bir halde adamı kafası ile onayladı.

Johnny gözlerini yanındaki kadına çevirdiğinde onun şaşkın yüzünü görünce güldü. "Empati yeteneği." diye omuz silkti, kendisine merakla bakan kadına cevap olarak.

"Bildiğim bir şey daha var." Deniz sessizce adamın ağzından çıkacak bir sonraki cümleyi beklemeye başladı.

"Zeynep... O senin her adımda yanında olur ve asla seni yalnız bırakmaz. Bunun için ona borçlu hissetmeni de istemez. Senin ve bebeğinin iyi olması onun için yeterli olur çünkü. Ve bizler de, yani yeni arkadaşların olarak; sizi asla yalnız bırakmayız. Şu an geleceğin bilinmezliği ile kendini boşa kaygılandırma. Eminim orada bizler için güzel bir şeyler var."

Deniz bir süre ciddi yüz ifadesi ile düşündükten sonra kıkırdayarak gülmeye başladı. Johnny kadının bu tepkisine içinde bir yerlerde kırıldığını hissetti.

"Özür dilerim." dedi Deniz, gülmesini biraz azaltınca ve yüzündeki gülümseme ile devam etti. "Filmlerdeki yaşlı bilgeler gibi konuştun. Bir an için aklıma Kung fu Panda'daki kaplumbağa geldi. Gerçekten özür dilerim."

Johnny gülmemeye çalışırken onu onaylamayan bakışlarla kafasını sağa sola salladı. "İşte en çok bu özelliğiniz Zeynep'le aynı. Birkaç dakika olsun ciddi kalamıyor musunuz?"

"Acılarımızla alay etmezsek kafayı yeriz." diye omuz silkti Deniz. "Ve teşekkürler yaşlı bilge adam."

Johnny kendisine minnetle gülümseyen kadına aynı şekilde gülümsedi. Ardından Deniz, üzerinde örtülü olan battaniyeyi iyice üzerine çekmeden önce boynunun altına bir yastık koydu ve gözlerinin üzerine bir uyku bandı taktı.

Johnny çaprazında sarmaşdolaş uyuyan diğer çiftlere baktıktan sonra uyanık kalan bir tek kendisi olduğunu farketti. Elinde kaldığı yeri belli etmek için içinde parmağının olduğu kitaba ayracını yerleştirerek kapattı.

Oturduğu koltuğun üzerindeki bölmeden kendi için ayrılmış battaniyeyi alarak diğerleri gibi uyumak için koltuğunu ayarladı.

Tam uyumak üzereyken yanında harektlenen kadın ile gözlerini tekrar açtı. Hareketliliğinden dolayı sol omzunun açılmış olduğunu gördü. Bir süre kararsızlık yaşadıktan sonra kadının üzerindeki battaniyeyi düzeltti.

Yanındaki koltukta uyuyan kadını izlerken gözlerinin ağırlaşmaya başladığını hissettiğinde "İyi geceler Deniz." diye mırıldandı ve kendisini esir almak isteyen uykuya teslim oldu.

--

Deniz tahtadaki sebzeleri doğrarken çalan kapının zili onu aklındaki derin düşüncelerden kurtardı. Amerikaya geldiği bir haftada kapı hiç çalmamış olduğu için bir an şaşkınlıkla kaşlarını çattı.

Zeynep anahtarını asla unutmazdı ki onun şu an eve geleceğini hiç düşünmüyordu.

Kapıya ulaştığında Johnny'nin geldiğini görmek için deliğinden baktı. Arkasındaki adamı bekletmemek için hemen kapıyı açarak onu karşıladı.

"Johnny?!" dedi şaşkınlıkla.

"Hey." Johnny çekingen bir gülümseme ile elini kaldırarak kadına selam verdi. Deniz yüzünü anında kovaman bir gülümseme kapladı.

Son üç gündür evde yalnızdı.

Tony süperkahraman işleri yüzünden bir yere çağrıldığı için Zeynep onun evinde yolunu gözlüyordu. İlk defa böyle bir yere gittiği için Zeynep'in yüreği ağzında oldupunu biliyordu bu yüzden gün içinde birkaç kere onunla telefonda konuşarak rahatlatmaya çalışıyordu.

Dışarıyı tek başına dolaşmak gibi bir cesaret de gösteremediği için evde tıkılıp kalmıştı.

Johnny kadının tepkisi ile rahatlayarak gülümsemesine karşılık verdi. "Hoşgeldin. Gel içeriye lütfen." Kapının yanına çekilerek adamı içeriye buyur etti.

"Zeynep henüz gelmedi malesef ve bugün gelir mi bilemiyorum. Tony bir yere git-"

"Biliyorum." diye durdurdu Johnny onun konuşmasını. "Zeynep ile konuştum, öğrendim. Belki arkadaşlığım hoşuna gider diye uğramak istedim sadece."

Deniz adamdan gördüğü jest karşısında afallamış bir şekilde gülümsedi.

"Ben... şey çok teşekkür ederim, gerçekten çok memnun olurum. Şey ayakta kaldın geçsene içeriye ben de yemek hazırlıyordum." Johnny'yi de peşine takarak evin holünden, yemek yaptığı mutfağa geçti.

"Yemeklerle aran nasılsın?" diye sordu Deniz kızarmakta olan bifteği tersine çevirirken. "Yemek yemekte oldukça ustayım." Johnny'nin cevabı Deniz'i güldürdü.

Johnny kadının yüzünü dikkatle izlerken gülümsemesi biraz düştü. "Tony seni ilk gördüğünde Zeynep olmadığını anlamıştı. O gün nasıl anladığını merak etmiştim şimdi Zeynep'le o kadar da benzemediğini görebiliyorum."

Mırıldanarak söylediği sözler kadının da şaşkınlıkla gülümsemesini soldurdu. "Bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi?" diye sordu, merakla.

Johnny omuz silkerek cevap verdi. "Bilmem"

Tam bu sırada çalan telefon Deniz'in aklını karışmış bir şekilde bıraktı. Johnny telefonunun melodisini tanıdığında hemen cevap verdi.

Bir süre dinledikten sonra şaşkınlıkla bir nida patlattı Johnny. Deniz'in de merakla neler olduğunu anlamaya çalışırken "Hangi hastanedeyiz demiştin?" diye sordu Johnny konuştuğu kişiye.

"Tamam ben de Deniz'le birlikteyim zaten, biz de hemen geliyoruz."

"Ne hastanesi, kime ne olmuş?" diye sordu Deniz, korkuyla rengi solmuş bir şekilde.

<▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 784
Yayınlanma Tarihi: 7 Nisan 2023

Biliyorum kısa ama burada kesmezsem gizem yaratamazdım cjldjcşdkvşdmgşg

Bölüm hoşunuza gitti mi

Umarım hoşunuza gitmiştir

Oy vermeyi unutmayın lütfen

Bir de Tony Stark hayranları için kitaplığımdaki Mission: Love Again kitabını önermeden edemeyeceğim

Sevgi ve sağlıkla kalın
_Binsan_


İki AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin