Bölüm 6

836 75 8
                                    


"Ve sonra bana, sen de kitap okumaktan hoşlanıyor olmalısın, diyerek gülümsedi." Yüzümdeki kocaman sırıtış ve kızarmış yanaklarımla heyecanlı bir şekilde o sabah yaşadığım olaylardan bahsediyordum.

Sirius oturmuş olduğu koltuktan bana buruşturduğu kağıt parçasını fırlattı. "Evet tabii, çok romantik" gözlerini devirerek konuşmuştu.

"Sen ne anlarsın ki?" dedim sinirli bir ses tonuyla. "Hem bütün gün konuşmada gözleri benim üzerimdeydi. Sürekli beni izledi. Bir tartışma konusu açıldı, çoğu kişi yönelttiğim fikrin zıttı yönünde konuştu ama o beni savundu ve fikrimin bana özgü olduğunu, saygı duyulması gerektiğini söylerek beni korudu." O sırada çikolata yemekte olan Remus bana doğru çikolata uzatarak konuya dahil oldu. "Samimiyetsiz davranışlar bütünü." Yanımıza eğilerek bir parça çikolata kopartıp ağzına atan Peter da aynı fikirde gözüküyordu.

"Katılıyorum. Hareketlerini hiç doğal bulmuyorum. Bana oldukça sinir bozucu bir insan gibi gözüktü."

"Kaç kere bir sohbettiniz oldu ki bunu dile getiriyorsun?"

"Böyle hissediyorum Amy, fikrime saygı duy lütfenn." Rosier'ın taklidini yaparak benimle dalga geçti.

"Merlin! Ne biçim arkadaşlarsınız böyle sizinle duygularımı paylaşmaya çalışıyorum. Yardımcı mı olsanız?" Sirius büyük bir bıkkınlıkla bana doğru döndü.

"Yardımcı oluyoruz zaten kuzen." diyerek göz kırptı.

Kütüphanenin arka tarafına, kimsenin gelmediği bir bölüme izin alarak taşımış olduğumuz üç adet koltuk ve cam kenarındaki yerimizde oturuyorduk.

O sırada yüzü adeta kırmızıya boyanmış gibi bir kızarıklıkla James kapının ön tarafında belirdi. Hızlı ve büyük adımlarla yanımıza geldi ve sinirle kendini koltuğa bıraktı.

"Merhabalar Mr. Red iyi misiniz?" Peter şekerlik yaparak James'e yaklaşıyordu.

"Bir sıkıntı mı var James?" Remus ilgiyle James'e doğru baktı.

Sirius her zamanki umursamazlığıyla, "Ne olacak, Evans'la bizim Sümsukus'u görmüş belli ki." James gözlerini kısarak kötü kötü bakmaya başladı. "O sümsukusu bir sıçana çevirip yer altındaki bir deliğe tıkacağım!"

"Lily'i fazla göremedim şu sıralar." dedim. "Görmemene şaşmamalı, Snape'in koca burnundan gözükmüyor." diye karşılık verdi James sinirle.

Remus memnuniyetsiz bir ifadeyle James'e baktı. "Ne, yalan mı? Koca burunlu, komik saçlı, kara büyüye merakından keçileri kaçırmış bir ucube!"dedi James. Hıncını alamıyordu bir türlü. Asasını çekip karşısına çıksa buna rağmen alamayacak gibi gözüküyordu.

"Anlam veremiyorum. Onunla çok yakındık, ruhumun ve kalbimin ona mühürlü olduğunu da pekala çok iyi biliyor. Neden? Neden bu şekilde uzak duruyor benden? Neden başkasını tercih ediyor? Neden ben değil de o?" James ellerini yüzüne kapattı.

"Lily'nin de seni sevdiğini biliyorsun Çatalak. Onlar sadece arkadaşlar. Sen bunu anlamayarak bu şekilde tepki verdiğinde onu kendinden uzaklaştırmaktan başka bir şey yapmıyorsun." dedim James'e. Ellerini yüzünden çekti. Oturduğu koltuktan aşağıya kaydı ve yerde oturan benim yanıma gelerek başını omzuma yasladı.

"Ne yapacağım prenses? Ne olursun bana bir akıl ver. Bendekini yitirmek üzereyim çünkü." dedi hüzünlü bir sesle.

"Bir süreliğine de olsa ona özgür alanını tanımalısın. Onu Snape ile beraber gördüğünde yasaklı büyüleri aklından geçirmeyi bırakmalı, sanki umrunda değilmiş gibi davranmalısın. Emin ol bu işe yarayacaktır."

Black Tale || a riddle storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin