Bölüm 20

435 53 43
                                    


Ertesi günlerde Profesör Dumbledore'u hiçbir yerde görmemiştim. Birkaç kere odasında da bulundum ancak orada değildi.

Hogwarts'da olduğunu düşünmüyordum.

O sabah karanlık sanatlara karşı savunma dersi için sınıfa doğru gittim. İçeri girdiğimde içeride bir tek Snape'in oturduğunu görmüştüm. Önündeki deftere birşeyler karalıyordu. Beni görünce kafasını kaldırdı bir şey demeden geri defterine döndü.

"Sana da günaydın Snape." dedim en soğuk ses tonumla. "Günaydın demedim Black." dedi sinir bozucu bir ses tonuyla. "Farkettim" diye söylendim yerime otururken. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlıyordu. Regulus içeri girdiğinde yanına gidip konuşmayı düşündüm ancak sonra vazgeçtim. Bunu daha uygun bir zamanda yapmalıydım.

Riddle ve Rosier yan yana içeri girdiklerinde Rosier'dan gözlerimi ayırmadan o tarafa doğru baktım. Rosier bir saniyeliğine gözlerini bana çevirince Riddle görüş açımıza girip onu görmemi engelledi. Oldukça çatılmış kaşlarla gözünü kırpmadan bana doğru kilitlenmişti.

İkisini de boşverip önüme döndüm.

Profesör Patrica Rakepick sonunda içeri girdiğinde derse başlamıştık. Oldukça uzun bir ders oluyordu ve canım sıkılmaya başlamıştı.

O sırada Profesör yasaklı büyüklerden bahsetmeye başladı.

"Cruciatus ve Imperius lanetleriyle birlikte, Öldüren Lanet, büyücülük dünyasındaki en korkunç ve uğursuz lanetlerden biri olarak bilinir. Sihirbazlar Konseyi, Sihir Bakanlığı'na dönüştürüldükten sonra, belirli sihir türlerinin kullanımına daha sıkı kısıtlamalar getirildi. Öldüren Lanet, Bakanlık tarafından Kara Büyü olarak kabul edildi ve Cruciatus ve Imperius lanetleriyle birlikte, 1717'de Birleşik Krallık'ta "affedilemez" ilan edildi ve Öldüren Lanet, üçü arasında en ölümcül olarak kabul edildi. Azkaban'da bir insana yapılan affedilemez bir lanet, şartlı tahliyesiz müebbet hapis cezası anlamına gelir."

Riddle pür dikkat derse odaklanmış gözüküyordu. Profesör Racepick, "Sorusu olan var mı?" diye sordu.

Riddle elini kaldırmıştı.

"İzniniz olursa benim bir sorum olacaktı Profesör."

"Elbette Riddle."

"Kusura bakmayın efendim, bu biraz özel bir soru yanınıza gelerek sorsam olur mu? Herkesin işitmesini pek istemiyorum." Profesör başıyla onay verdiğinde Tom ayağa kalktı ve kürsüye doğru ilerledi.

O sırada arkamda oturan hızla olduğum tarafa uzanarak bir kağıt parçasını masamın üzerine bıraktı. Arkamı dönüp soracağına baktığımda, "Hiçbir şey çaktırma ve önüne dön." dedi aceleyle. 

Riddle tekrardan sırasına doğru döndüğünde elimdeki kağıdı sıkıca avucumun içine aldım. Zaten Riddle'ın gözleri üzerimde değildi. Tekrardan yerine geçip oturdu.

Dersin bitimi ile Riddle'ın hızla çantasını ve kitaplarını alıp sınıftan çıkması bir olmuştu.

Rosier'da hemen arkasından çıkmıştı. Sınıf tamamen dağıldığında elimdeki kağıdı açıp okudum.

"Akşam yemeğinden sonra bahçedeki çardağın orada seni bekleyeceğim."

~Evan Rosier

Benimle konuşmak istediği bir şeyler olmalıydı. Akşam yemeğine kadar nasıl sabredecektim bilmiyordum.

~~~

Kütüphanede ders çalışmaya çalışırken zaman bir türlü geçmek bilmiyordu. Akşam için beklerken meraktan ölecektim. Etrafıma bakıldığımda Regulus'unda burada olduğunu farkettim. Sanırım artık konuşmanın vakti gelmişti.

Black Tale || a riddle storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin