Bölüm 16

654 61 29
                                    


Kurutulmuş bir Abelia çiçeği...

Donmuş gözlerle elimdeki kurutulmuş çiçeğe bakıyordum. Gerçek ve hayali ayırt edemez hale geldiğimi farkettim. Bir düşün içerisinde miydim? Yoksa bu benim gerçekliğim miydi?

Yatakhanenin ortasında hala kendime gelememiş bir vaziyette dururken, tüm bunların kaynağında olan kişi bir yıldırım gibi zihnime çakıverdi.

Riddle.

Tüm bu olanlarla bir bağlantısı olmak zorundaydı. Buraya ilk geldiği günden beri gözüm onu hiç tutmamıştı. Her zaman bir şeyler karıştırıyormuş gibi şüpheci davranışları, bu onlarla bir bağlantısı olduğu yönündeki düşüncemi kanıtlar nitelikteydi.

Çiçeği cebime tıkıştırıp yatakhaneden ayrıldım. Slytherin Ortak Salonunun içinden hızla geçerken Rosier'ın yüzündeki ihtişamı ve elindeki kitabıyla koltukta oturuyor oluşu bile ilgimi çekmemişti. Gözlerim dört bir yandan Riddle'ı arıyordu. Koskoca kalenin içinde delirmişcesine onu arıyordum ancak hiç bir yerde yoktu. Umudu kestiğim anda geçmiş olduğum koridorda boş bir sınıfın içerisinden yankılanan bir ses dikkatimi çekti.

''Tu ne te soucies pas du tout de moi, My love'' Sesin geldiği yere doğru iyice yanaştım ve hafif aralık sınıf kapısından içeriye göz attım. İşte! Riddle ordaydı. Miss Lis'le birlikte tabiiki .

''İlgilenmem gereken önemli şeyler olduğunu biliyorsun.'' Adele yüzünü buruşturdu ve memnuniyetsizliğini belirtti. Yine de ellerini Riddle'ın boynuna sarmaktan geri durmamıştı. ''Benden daha önemli şeyler mi?'' Riddle yarım bir gülüşle sesini kısarak kıza doğru eğildi. ''Hayır.'' Adele bu sefer memnun görünüyordu. Sevgilisinin dudaklarını öpmek için uzandı ancak Riddle buna izin vermedi. Adele affalamış gibi gözüküyordu. Bu sefer Riddle kızın kafasını çevirerek kapıyı gösterdi. ''Sanırım yalnız değiliz.''

O anda korkudan mıdır yoksa yakalanmanın verdiği ani heyecandan mıdır bilmem, bir anda kapıyı kapatıp hızla ilerlemeye başladım ama kapı saniyeler içinde tekrar açıldı ve duyulan iki büyük adım sesinden sonra tüm gün delicesine aradığım kişiyi karşımda dikilirken buldum.

Sanırım artık o beni arıyordu.

''Bir yere mi gidiyordun Black?'' direkt olarak gözlerimin içine bakarak sorduğu soruya karşılık vermemi bekliyordu. Ağzımın içinden -ben,ee- ve başka anlaşılmayan bir kaç ses çıktı. Cürretkar adımlarla üzerime yürümeye başladı. ''Annen sana kapı dinlemenin yanlış bir şey olduğunu öğretmedi mi?'' sesinde korkutucu bir sakinlik vardı. ''Ben sizi dinlemiyordum, yani içeri girecektim -gerçekten yalnızca içerde biri var mı diye bakmak istedim -Yani aslında ben, sen orda mısın diye..'' saçmaladığımı farkedince sustum. Korkudan yüzüne bakamıyordum çünkü kızgın olduğunu düşünüyordum ancak baktığımda suratında eğlenen bir ifade olduğunu gördüm. Bu içime birazcık su serpmişti ta ki bana onu neden aradığımı soruncaya kadar.

''Demek beni arıyordun, ha?'' bana daha çok yaklaştı. ''Sebebini öğrenmek istiyorum.''

O sırada bir anlığına neden onu aradığımı bile unutmuştum. Sonra cebimdeki çiçeği hatırladım. Etrafıma kısa bir bakış attığımda Adele'in sınıf kapısının ordan bizi izlediğini gördüm. ''Burada söyleyemem.'' baktığım tarafa bakınca yalnız kalmak istediğimi anladı ve Adele'e bir şey söylemeden önümden yürümeye başladı. Ben de arkasından onu takip ettim.

Merdivenlere çıkan koridorun sonundaki duvara yaslandı ve kollarını doladı. ''Sana harcayacak çok vaktim yok, şimdi konuş.'' dedi sakin bir ses tonuyla.

''Bana neden Abelia diyorsun?'' gözlerini kısarak bana baktı. ''Bunu sormak için mi beni arıyordun?'' yaslandığı duvardan çekildi ve gitmeye yeltendi. O sırada cebimdeki kurutulmuş çiçeği çıkardım ve avcunun içine bıraktım. O an ilk defa Riddle'ın yüzünde şaşkınlık gördüğüme yemin edebilirim. Kocaman açılmış gözlerini saklamıyordu bile. Sonra bi anda yüzü ciddileşti ve avcunu sıkarak kurutulmuş çiçeği un ufak etti. Tozlarını havaya bıraktıktan sonra bana döndü. ''Bu çirkin çiçek de nereden çıktı?'' dedi. Gülümsedim. Rüyamda söylediği cümlenin aynısını söylemişti. ''Abelia çiçeği.'' gözlerinin içine baktım. Bir ifade arıyordum ancak bomboştu. ''Aynı zamanda parfümüm de bu çiçek ama dur sen zaten bunu biliyorsun, değil mi?''

Black Tale || a riddle storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin