Hogwarts'da günler tahmin ettiğimden de hızlı geçiyordu. O hafta Noel için evlere ayrılmadan önceki son ders haftamızdaydık.Dersler oldukça yorucu ve zorlayıcı geçiyordu. Son senemiz olduğu için sıkıca derslere sarılmış çalışıyorduk. Bu senenin sonuna yaklaşınca olacağımız FYBS'e zemin hazırlıyorduk.
İşte o günlerin birinde oldukça soğuk bir hava varken, büyük kütüphanedeki her zamanki yerimizde hep beraber ders çalışıyorduk.
"Kendi tılsımımı bir türlü oluşturamıyorum." dedi Peter oflarcasına. "Bu kadar zor olmaması gerekiyor. Tılsım dersini kolay diye seçmiştim."
Sirius küçümseyici bir bakışla Peter'a baktı. "Tılsım dersi seçmek tam da senin gibi korkak bir farenin işi, ha! Üstelik bir de yapamıyorsun. Hadi ama dostum ne kadar zor olabilir ki?"
Peter hiçbir zaman Sirius'un dediklerine alınmazdı (aslında hiç birimiz Sirius'un dediği şeylere alınmazdık). Peter elindeki tılsım kitabını bıraktı ve parşömenine çizgiler atarak bir şeyler yapmaya çalıştı.
Tılsım dersi oldukça eğlenceli ve basit bir dersti. Tılsım dersi almayı seçmemiştim çünkü oldukça yoğun bir programım vardı.
Ben de o sırada KSKS ödevim için Imperius Lanetini araştırıyordum. Ancak kütüphanede bulduğum kitap bizim dilimizde değildi. Latinceydi. Kelimeleri anlamakta zorlanıyordum ve sürekli olarak sözlüğe dönmem gerekiyordu.
Kafamı kaldırıp bizimkilere baktım. James arkasına yaslanmış, yanımda yerde kitap okuyan Lily'i izliyordu.
Koltuğun yanındaki küçük yastığa uzanıp James'in kafasına fırlattım. "Hey!" dedi şaşkın bir sesle. "Sınavda Lily Evans'ın yüz hatlarını mı soracaklar Potter!" dedim sahte bir sinir takınarak. Lily kırkırdamaya başladı ve kafasını önüne eğdi.
James biraz utanmış gözüküyordu. "Sınav mı? Kim umursuyor ki sınavları?" dedi gerçek bir umursamazlıkla. O sırada hepimiz yaptığımız işi bırakıp James'e döndük ve bir ağızdan "Ben?" dedik.
James güldü ve bizi umursamayarak "Benim umrumda olan şey Quidditch ve onda da takdir edersiniz ki gayet iyiyim." dedi gururlu bir sesle.
"Ömrün süpürge üstünde Top peşinde mi geçiçek sanıyorsun Çatalak?" dedi Remus gözlerini okuduğu kitaptan ayıramayarak. "Aynen öyle." diye karşılık verdi James.
Lily yumuşak bir sesle konuşmaya başladı. "Hogwarts'dan başarıyla ayrılmak istiyorsan Quidditch yetmeye bilir James."
James gülümseyerek onu onayladı. "Haklısın ben de zaten kitabımı arıyordum." diyerek etrafına bakmaya başladı.
Lily gülerek bana dönünce ben de gülmeye başladım. Remus sonunda kafasını kitaptan kaldırarak bana ve Lily'e baktı. "Siz ikiniz susacak mısınız yoksa sizi birer parşömene mi çevirmem gerekiyor?" Elinde duran Biçim değiştirme ile ilgili olan kitaba ufak bir bakış attıktan sonra ağzımıza hayali bir fermuar çekerek kitaplarımıza döndük.
~~
Yatakhanede yatağımın yanındaki büyük camdan yağan karı izliyordum.
Saat epey bir geç olmuştu. Karanlıkta kar yağışını izlemek her zaman çok daha güzeldi.Bir anda karın yağışını sadece izlemek değil de yağan karın altında olmak istediğimi farkettim.
Geç saatte yatakhanelerden herhangi bir yere gitmek kesinlikle yasaktı ve eğer yakalanırsam ceza yiyebilirim diye düşündüm. Ama eğer "yakalanırsam" dedim kendi kendime gülümseyerek. Ayağa kalktım ve yünlü paltomu beyaz pijamalarımın üzerine geçirdim. botlarımı da giyerek yavaş adımlarla koridora çıktım. Kale karanlıktı asamı çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Tale || a riddle story
FanfictionBlack ailesinde yaşayan ve Druella Black'in kızı olan Amelia, kuzeni Sirius Black'le her soylu ailenin yaptığı gibi bir akraba evliliğine zorlanınca Sirius'la birlikte bunu reddedip Black evinden ayrılır. Çapulcular ismini verdikleri arkadaş grubuyl...