Bölüm 11

702 67 15
                                    


"Amy, Amy! uyan. Hadi ama
uyanmalısın.. Amelia Black!" Gözlerimi açmak için savaş verirken, başımda bağırıp duran Sirius'a en acı verici lanet büyülerini yapmak istiyordum.

"Sana çok önemli haberlerim var!" Yattığım yerden yavaşça doğrularak gözlerimi ovaladım.

Camdan dışarıya baktım hava henüz yeni yeni aydınlanıyordu. Saat en fazla altı olmalıydı. "Eğer bana yeniden saçma bir büyü göstermek için bu işkenceyi çektirdiysen azkabana gitmek pahasına seni öldürürüm." dedim en sinir bozucu sesimle.

"Hayır dinle, sana bir iyi bir kötü haberim var." Artık tamamen uyanmıştım ve büyük bir ciddiyetle onu dinledim. "Kötü olandan başla."

"Amcamız, Alphard, ölmüş." gözlerim fal taşı gibi açıldı ve yataktan hızla kalktım. "Ne?!" Sesim oldukça yüksek çıktı. "Nasıl, neden?" diye sordum çaresizce. Alphard amca ailemde sevdiğim sayılı insanlardan biriydi.

"Sebebi bilinmiyor." Elindeki parşömeni uzattı. "Bu sabah Regulus bir baykuş göndermiş. Bunları yazmış." yazıyı okurken gözlerime inanamadım.
Alphard amca dün gece 02.00 sularında vefat etmişti ve bize yüklü bir miras bırakmıştı. Üstelik tüm mirasını sadece Sirius ve bana bırakmıştı.

"Evet, iyi haber tekrardan zenginiz." dedi Sirius.

"Gerçekten çok üzüldüm. Alphard Amcayı çok severdim." dedim tekrardan yavaşça yatağa otururken.

"Cenazesine gidebilecek miyiz?" Sirius başını salladı. "Bir cenazesi olmayacak." dediği şeye anlam veremeyerek kaşımı havaya kaldırdım. "Ne demek cenazesi olmayacak. Parça parça konuşmayı kesip düzgünce anlatır mısın şunu?!"

Sirius derin bir iç çekerek yatağa oturdu. "Bizimkiler tüm mirasını bize bıraktığını öğrenmişler. Haliyle onu da silmişler aileden. Cenaze yapmayı reddediyorlar." dedi üzgün bir ses tonuyla.

"Çizgiyi aşıyorlar. Bu kadar taş kalpli olamazlar. Adam ölmüş! Neyin gururu bu?" Ne desem boştu. Black ailesi böyle bir aileydi işte.

"En azından ölsek bile bizi umursamayacaklarına dair şüphemiz kalmadı." dedi. Bu üzücüydü. Bir insanın arkasında ailesinin olmadığını bilmesi çok üzücüydü.

"Peki ya şimdi ne olacak?" Sirius ellerini saçından geçirdi ve cebinden asasını çıkardı. Asanın kıvrımlarıyla oynarken, "Regulus bizi ziyaret etmek istiyor." dedi.

"Neden? Regulus her zaman ailemiz ne dediyse onu yaptı. Eğer bizi ziyaret ettiğini öğrenirlerse-"

"Önemli olduğunu söyledi, anlam veremediğimiz bir şeyler oluyor." Aklım çok karışmıştı. "Ne zaman gelecek?" diye sordum. "Akşama kalmaz burada olur." başımı sallayarak onayladım. "Peki öyleyse."

~~

Regulus'un gelişi James, Remus ve Peter'ı da bizim kadar şaşırtmıştı. O geldiğinden beri derin bir sessizlik içinde Potterların salonunda oturuyorduk ve hiç kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.

Regulus oldukça gergin gözüküyordu. Ellerini nereye koyacağını bilemiyor, oldukça rahatsız olduğunu yüz ifadesinden belli ediyordu.

Sıkıcı sessizliği Mr.Fleamont bozdu. "Amcanızın ölümüne çok üzüldük Regulus, Işıklar içinde uyusun."

"Teşekkür ederim, hepimiz çok üzüldük. Beklemediğimiz bir anda oldu." diye karşılık verdi Regulus.

"Babamın geldiğinden haberi yoktur sanırım." Sirius kıstığı gözlerini Regulus'a dikerek sormuştu.

"Haberi olsaydı duvardan beni de silerlerdi." dedi acı bir gülümsemeyle.

"Ne duvarı, ne silmesi?" diye sordum.

Black Tale || a riddle storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin