Size Regulus ve Riddle'ı takip ettiğim gece gördüğüm tuhaf bir düşten bahsetmek istiyorum, o kadar gerçekçiydi ki.Rüyam bahçede, taş zeminli yerdeki çeşmenin orda geçiyordu.
Yüksek olmayan duvarın üzerinde elimde İksir dersine ait kitaplarımla oturuyordum. Hava soğuktu. Bu bir rüya olmasına rağmen soğuk duvarı da havayı da hissediyordum. Ellerim buz tutmuştu ama içeri de girmiyordum.
Birini bekliyordum. Bekledim, bekledim, bekledim...
Bir süre sonra Evan yanıma geldi. Nefes nefese kalmış gibiydi. yanımda dikilip soluğunu düzene sokmaya çalıştı. Daha sonra benim gibi duvarın üzerine oturdu. Bir süre bana bakmadan okulu izledi. Sonra bana döndü gözleri. "Üşüyorsun Amelia, içeride de konuşabilirdik." Başımı hızla olumsuz anlamda salladım. "Hayır içerisi çok kalabalık."
Evan tebessüm etmeye başladı. "Önemli bir şey söyleyeceksin galiba." Başımı bu sefer aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. Bir elini omzuma koydu ve hafifçe dokundu. "Ee, Hadi meraklandırıyorsun beni."
Derin bir nefes aldım. "Öncesinde bir şeyi bilmem gerek." Vücüdumu duvarda tam olarak ona dönebileceğim bir konuma getirerek oturdum. "Hala Andromeda'ya karşı bir şey hissediyor musun?" Andromeda'nın ismini duyunca bir saniye duraksadı ve gözlerini kaçırdı. "Andromeda mı, bu da nerden çıktı?" diye sordu. "Sadece cevap ver Rosier, lütfen."
O da vücudunu bana çevirerek oturdu ve tam olarak gözlerimin içine baktı. "Hayır, Andromeda benim için bitti." Gülümsedim. "Son zamanlarda biraz uzağız fark ettin mi?" diye sordum ona. Kafasını eğdi ve hafifçe gülümsedi. "Çapulcular seni hiç yalnız bırakamıyor Black." Tekrar gözleri bana döndüğünde devam ettim. "Hayır çapulcular yüzünden değil. Sen de biliyorsun." Gülümsemesi silindi yüzünden.
"Başlarda Andromeda yüzünden olduğunu düşünmüştüm ancak değil. Bu farklı bir şey. Çok düşündüm ve sanırım neden olduğunu anladım." Bir kaşını havaya kaldırdı. "Nedenmiş?"
Biraz ona doğru yaklaştırdım kendimi. "Şu yeni gelen çocuk, Riddle, yüzünden." affalayan ifadesiyle suratıma bakmaya devam etti. "Bunun Riddle'la ne ilgisi olabilir?"
"Onunla arkadaşsın ve o benden nefret ediyor. Basit."O da bana yaklaştı. "Başka birinin duygularına göre sana karşı tutumunu değiştireceğimimi söylemeye çalışıyorsun? Eğer düşündüğün buysa beni çok kırdığını bilmeni istiyorum."
"Nedenini anlayamıyorum, belki de hakkında çıkan dedikoduların etkisidir ama-" sustum. Devamını getirmedim. O ise diretti. "Ama?" Derin bir nefes alıp devam ettim. "Sen ondan korkuyorsun Evan." Evan gözlerini kısarak bana bakmaya başladı. Bana tamamen yaklaşarak aramızda bir santim boşluk bıraktıktan sonra yavaşça bana doğru eğildi ve fısıldadı. "Korkmuyorum." Her bir heceyi bastırarak söylemişti. Gözlerim istemsizce bana çok yakın olan dudaklarına kaymıştı. Zar zor çıkan sesimle konuştum. "Kanıtla."
Gözleri tehditkar bir hal aldı. "Pekala." dedi oldukça kısık bir sesle dudağıma doğru. Sonra bir elini yanağıma yasladı ve beni tamamen kendine çekerek dudaklarımızı birleştirdi.
Evet bu bir düştü ama onun dudaklarını bile hissettim. Uzun bir süre boyunca ayırmadı dudaklarımızı ta ki çok yüksek bir sesle biri "Rosier!" diye bağırana kadar.
Daha sonra gözlerim açıldı ve kendimi yatakhanede, yatağımda buldum. Yatağımda doğruldum ve derin soluklar almaya başladım. Hayatım boyunca hiç bu kadar gerçek hissettiren bir rüya görmemiştim.
Ne anlam çıkarmam gerektiğini bilmiyordum. Rosier'ı fazla mı düşünmeye başlamıştım?
Saat hala oldukça geç olduğu için daha fazla düşünmeden geri uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Tale || a riddle story
FanfictionBlack ailesinde yaşayan ve Druella Black'in kızı olan Amelia, kuzeni Sirius Black'le her soylu ailenin yaptığı gibi bir akraba evliliğine zorlanınca Sirius'la birlikte bunu reddedip Black evinden ayrılır. Çapulcular ismini verdikleri arkadaş grubuyl...