Bölüm 28

509 49 29
                                    

Neşeli çan sesleri, renkli ışıklar, kocaman çam ağaçları ve berbat bir koro...Yılbaşı tüm göz alıcılığıyla Hogwarts'taydı.

Okulun çoğu neşeli bir noel için sıcak evlerine dönmüştü. 

Sirius ve ben ise bir hafta önce göndermiş olduğumuz, bu noel için eve dönmeyeceğimizi belirten mektubun Black Malikanesine ulaştığını belli eden bir haber aldık. Cezalıydık. İkimizde.

Ancak bu keyfimizi bozamazdı. Evden uzak ve arkadaşlarımızla geçireceğimiz ilk noeldi bu.

Bu sene önceki senelerin aksine Yule Balosu yılbaşı tatili için evlere dönmemizden sonra yapılacaktı. Profesör Dumbledore yaşanan aksaklıktan dolayı herkesten özür dilemiş  ve baloyu iptal etmek istemişti fakat balo için oldukça heyecanlı olan kızlar fazlasıyla ısrarcı olunca, tarih tatilden sonrası için ertelenmişti.

Çapulcular ile birlikte Londra'ya gitmek için hazırlıklarımızı yapıyorduk. 

Lily bizimle olamayacaktı. Ailesine bu sene onlarla birlikte olma sözü vermişti. James'in canı bu duruma pek sıkkın gözüküyordu. 

''Neşelen biraz Çatalak, noeldeyiz.'' diyerek gülümsedim

''Lily'den uzakta geçireceğim hiçbir gün beni neşelendiremez Amy.'' diye yanıtladı.

Peter gülerek James ile dalga geçti. ''Seni de yanında götürsün o halde. Muggle ailesiyle tanışmış olursun.'' James göz devirdi. ''O zamanlar da gelir Kılkuyruk.'' 

''Çene çalmayı bırakın da toparlanın. Daha gideceğimiz uzun bir yol var.'' dedi Remus.

''Pekala öyleyse ben zindanlara gidiyorum. Eşyalarımı toparlayacağım.''

''Fazla abartma Amy, yalnızca birkaç gün kalacağız.'' dedi Sirius ben yürürken.

Ona doğru dönüp ''Pekala'' dedim ve Slytherin Ortak Salonuna doğru yürüdüm. yatakhaneye vardığımda yanıma ihtiyacım olabilecek kadar (abartmadan) eşya aldım ve yatakhaneden ayrıldım. Evan dün geceden okuldan ayrılmış ve evine gitmişti. Ancak Riddle'ı son iki gündür olduğu gibi- yani tekrar öpüştüğümüz günden beri- görmüyordum. 

O da okuldan ayrılmış olabilir miydi?

Büyük Salona doğru yürürken etrafıma bir yerden çıkar umuduyla bakınıyordum. Göremeyince Büyük Salondan içeri girdim. Çapulcuların çoktandır hazır bir şekilde yemek masasında oturmuş beni beklediklerini gördüm. Ancak Peter da ortalarda gözükmüyordu.

''Ben hazırım, Peter nerede?'' diye sordum.

''Dumbledore'la konuşması gerekiyormuş. Henüz ayrılmayacağız okuldan.'' dedi James.

Başımı onaylar bir şekilde salladım ve etrafıma bakındım. ''Bugün hiç Riddle'ı gördünüz mü?'' diye sordum.

Soruma şaşırmış gibi gözüküyorlardı. ''Hayır ben görmedim ama neden soruyorsun ki Riddle'ı?'' dedi Sirius imalı bir ses tonuyla.

''Bir nedeni yok öylesine sordum.'' 

''Öylesine Riddle'ı mı sordun?'' dedi James.

Bir şey demeyerek gözlerimi masaya indirdim. ''Amelia biliyorum böyle düşünmüyorsundur zaten ancak sakın ona ilgi duyayım deme. Onda bir şeyler var. Normal biri değil. Tehlikeli..'' dedi Remus sakin bir tonda.

''Nerden çıktı bu şimdi. Alt tarafı bir soru sordum ne abarttınız.'' dedim biraz kem küm ederek.

''Ben seni uyarayım da.'' 

Sirius kolunu Remus'un omzuna attı. ''Kapatalım şu konuyu hem bizim Amy'mizin ne işi olur Riddle'la. Bak sana ne diyeceğim Quidditch maçı için ertelenmiş diyorlar doğru mu?'' 

Black Tale || a riddle storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin