Dağ evine gitmek için yola koyulduk
...
Eve geldiğimizde barışla arabadan aynı anda indik barış önce gidip odun aldı.
"Kapı kilitli gülseren cebimde anahtar var al da aç"dedi
Elimi cebine attım. Barışın yüzüne bakıyordum.kasıldı biraz anahtarı bulamadım."Gülseren hızlı olsana kollarım yoruldu ayrıca elinide döndürüp durma"dedi
"Ya bulamıyorum bu cebimde değil galiba diğer cebine bakayım"dedimEn sonunda diğer cebinde buldum ve kapıyı açtım. Barış hızla içeriye girdi sobanın yanına odunları atıp yanıma geldi.
Arkadan bir battaniye alıp bana verdi."Sen şurada iki dakika otur battaniyeyide üstüne at üstün kısa üşürsün ben sobayı yakayım"dedi. Üşüdüğümü o diyene kadar farkına varmadım.
Battaniyeyle koltuğa oturdum.Barış sobayı ustalıkla yaktı sonra ise yanıma geldi oturdu. Battaniyenin ucunu ona verdim bacaklarına koydu ve bana yaklaştı.
"Anlat bakalım dinliyorum seni"dedi"Bişey olmadı ya öyle kardelene morelim bozuldu"dedim. Doğru olmasada söylediğim yalana ben inanmazsam kimse inanamazdı o yüzden inanmış gibi yaptım.
"Gülseren ben salak mıyım gözlerinden anlıyorum bişeyler olduğunu"dedi.Kafamı aşağıya indirip göz temasını kestim. Çenemden tutup kaldırdı.
"Konuş bakalım yoksa konuşman için iyi yöntemlerim var"dedi ve gülümsedi.
N-ne yapabilirdi ki aklımda deli deli sorular geçiyordu."Bişeyim yok ya ayrıca-
"Gülseren dökül"dedi sözümü keserek.
"Tamam ya offf off" dedim ve derin bir nefes aldım. Çünkü ağlamak istemiyordum. "B-ben işe yaramazın tekiyim anladın mı hiç bir işi beceremem herkese yardım etmeye çalışırım ama beceriksizliğimden elime yüzüme bulaştırırım. Annemin başına belayım ablamında öyle ya beni ailem sevmezken bir adam sever dedim salak gibi o da sevmedi şimdi ise ailem onlardan kardelenin durumunu sakladığım için bana öfkeli. Haklılar sonuna kadar haklılar çünkü ben neye elimi atsam uğursuzlaşıyor. Ot biten yere ayak bassam kuraklaşıyor. Belayım ben belanın ta kendisiyim. Senide yarı yolda bırakmak istemiyorum ama barış ben yürüyen belayım anladın mı problemliyim. Seninde başına bela olurum bence biz bu işin başındayken vazgeçelim yapamıyorum ben herşeye yetişemiyorum olmuyor başaramıyorum. Ne hayırlı bir evlat ne güzel bir kız ne de iyi bir öğrenci oldum şu hayatta olmuyor ya olmuyor"dedim tek nefeste.İçimdekileri boşaltmış olmanın rahatlığıyla gözyaşlarımı akıttım.
Yoruldum hemde çok yoruldum.
Barış elini kaldırıp göz yaşlarımı sildi sonra beni kendine çekip sarıldı. İlk başta şaşırsamda sonradan bende ona sarıdım ve omzunda hıçkırarak ağlamaya başladım. Kendimi iğrenç hissediyordum."Gülseren bak anlıyorum her şey üst üste geldi ama bunlar geçecek inan bana bak belki teselli olmaz ama bende yaşadım zamanında çok kötü şeyler şimdi bakıp diyorum ki hepsi geçmişte kaldı ve geçti. Eğer ki bela olacağını düşünüyorsan ben kabulüm gel bela ol başıma benlik sıkıntı yok zaten hayatım çok manatona seninle belki biraz renklenir zaten altı ayda neye bela olabilirsin ki" dedi. Biz ayrıldık. Evin içi ısınmıştı.
Barış çok iyi yürekli bir insandı. Ben ona bela olabilirdim herkese olduğum gibi ama beni hala kabul ediyordu. Ağlamayı kestim. Sessizce çekilip oturdum.
"Barış bende sana bişey sorabilir miyim iznin olursa" dedim aslında biraz rahatsız hissediyordum ama merakta ediyordum.
"Sen ve eski eşin niye boşandınız" dedim.Derin bir nefes aldı. " anlatacağım ama birdaha konusunu açmak yok tamam mı" dedi. Kafamı salladım.
"Ben askeri lisedeyken bir kıza aşık oldum adı da banuydu. Çok güzel bir kızdı ama böyle herkesin baktıp tekrar baktığı türden. Böyle ona platonik aşıktım uzaktan gülüşünü izlerdim. Tabi ben lise sona kadar ona açılamadım sonra bir akşam arkadaşların gazıyla gittim açıldım ona o da kabul etti falan böyle çıktık ama ben havalara uçuyorum. Ben okulu bitirdim. Biz annemle onu istemeye gittik yüzükler falan takıldı sonra iki yıl falan nişanlı kaldık tabi o zamanlar genciz varsam 20 ya da 21 yaşındayım evlendik biz . Sonra bir yıl aynı evde yaşadık ben nöbetlere gidiyordum ama bu onu hiç sorun etmiyordu. Bir gün ben evde yokken üst komşu aradı. Dedi evinizden çok ses geliyor kavgamı ediyorsunuz rahatsız olduk. Diyemedim nöbetteyim diye kusura bakmayın deyip kapattım eve gittim. Anahtarla kapıyı açıp içeri girmemle gülüşen karım ve asker arkadaşım kazım bana bakıyor. Bu kazım dediğim adamla biz aynı okulda okuyup aynı kaptan yemek yemiş insanlardık. Tabi dayanamadım bağırdım çağırdım kazımı yumrukladım ertesi günde direkt boşanma davası açtım. Tek celsede boşandık. O şuan yurt dışında güzellik ve bakım uzmanlığı yapıyor ben ise hayatıma kaldığım yerden devam etmeye çalışıyorum. Öyle yani" dedi.
İçten içe üzülmüştüm. Hikayesi bana çok benziyordu. Aldatılmış ve kandırılmıştı birde en yakınları tarafından. Elini tutup okşadım. Ona gülümsedim. Bana bakıp buruk bir şekilde gülümsedi.
"Eee ben anlattım şimdi sıra sizde küçük hanım" dedi.
"Neyi anlatayım ki ben az önce anlattım ya" dedim. Gözlerime baktı."Tamam tamam anlatıyorum. Önce ben o zamanlar lisedeydim. Ama böyle içine kapanıktım o yıllarda babamı kaybetmiştim boşluktaydım. Bizim sınıfta serkan diye bir çocuk vardı. Benden hoşlanıyormuş arkadaşıma söylemiş işte biz onunla çıkmaya başladık bir şekilde iki yıl çıktık sonra sözlendik. Herşey çok hızlı gelişti sonra nişanlandık. Biz nişanlıyken sık kavga eder olmuştuk. Böyle ufacık şeylerden kavga ediyorduk. Sonra nikah tarihi kararlaştırıldı. Gelinlik falan herşey hazırlandı. Tabi çok heyecanlıydım aşık olduğum insanla evleniyordum meğerse aşk sarhoşu olmuşum. Gelinliğimi giydim nikah masasına oturdum. Tamı tamına altı saat bekledim masada davetliler falanda gitti ama o gelmedi. Annemlerin zorlamasıyla kalktım. O gündem sonra bana hazır hissetmediğine dair birsürü mesaj çekip kapıma geldi yanına gitmedim ve ondan sonrada bir daha görmedim onu. İnsanalara olan güvenimide onunla birlikte oradaki nikah masasına gömdüm" dedim. Ağlamamıştım çünkü bu olaya acı bir şekilde alışmıştım.
Kandırılmış aldatılmışta oldam sevilmemek duygusunu o masada iliklerime kadar hissetmiştim.
"Bu senin suçun değildi gülseren bak aldatılmakta benim suçum değildi o yüzden artık geçmişimize bir çizgi çekelim ve önümüze bakalım"dedi kafamı salladım.
Evin içi sıcakladıkça mayışmıştım. Gözlerimi zor açıyordum. İki kez daha gözlerimi açıp kapadıktan sonra karanlığa kendimi bıraktım.
YOU ARE READING
YALANCI SONBAHAR[+18]
General FictionEğer canımı yakmadan sarılırsan bana, bunu yapan ilk kişi sen olacaksın... Nilüfer,Gülseren,Kardelen Ben ortancaları Gülseren Görünmeyen yaraları olan kimseye yaranamayan gülseren... -- Barış ben kısa ve öz olarak Herşeyden önce insan olmaya çalış...