25. Bölüm

201 10 1
                                    

"Alo" dedim.
"Alo iyi günler gülseren hanımlamı görüşüryorum" dedi telefondaki kadın sesi. "Evette ben kiminle görüşüyorum" dedim. Aklımdan binbir türlü olay binbir türlü hadise geçti dualarım dilime yer edindi. " ben sena yıldırım sizi ... bankasından arıyorum gülseren hanım müsait miydiniz?" Dedi.
Derin bir nefes alıp şükür çektim "buyrun müsaitim" dedim.
" gülseren hanım öncelikle iyi akşamlar şimdi sistemimizde bir aksaklık nedeniyle yaptırdığımız arşiv araştırmasında babanızdan kalan bir mektup ve bir miktar para bulduk. Sizleri en geç yarın bankamıza bekliyoruz. Sizin adınıza kayıtlı olduğu için yalnız gelmeniz tavsiyemizdir" dedi. Şaşkınlıktan bayılacaktım neredeyse.

"Tamamdır ben yarın uğrayacağım iyi akşamlar dilerim" dedim. Ve kapattım.
Aklımdaki deli sorular beynimi bulandırıyordu. Acaba ne zaman bırakmıştı. Mektup... babam bana mektupta bırakmıştı. Acaba neyle alakalıydı. Kafamdaki soruları bir kenara bırakıp yarın cevaplarını bulacağımı bilerek durakta indim.
Düşüncelerimi zihnimden ne kadar temizlemeye çalışsam da yapamıyordum. Çok merak ediyorum.

Babam...babam acaba bana neden mektup bıraktı. Yada sadece neden bana?
Para?niçin bana para bıraktı.
"Gülseren!" Sesi ile irkilerek yerimde sıçradım.
Sesin geldiği yöne baktığımda gördüğüm şeyle şok geçirdim.
Serkanın ta kendisiydi. Yavaş adımlarla yanıma yaklaştı ve "korkuttuğum için özür dilerim iyi misin" dedi.
Kafamı sallayıp ardıma bile bakmadan yoluma devam ettim.
Arkamdan öylece bakakaldığına adım gibi eminim. Evin kapısını çaldım. Ablam ve yiğenim (ablamın karnındada olsa) beni karşıladılar.
"Merhabalar nasılsınız efenim" dedim.
Ablam gülümsedi sonra bana sarıldı. "İyiyiz iyiyiz geç içeri bakalım" dedi bende ayakkabılarımı çıkarıp içeriye geçtim.
Kafamdaki düşünceleri de bir kenara attım sonra devam ederim.

Elimdeki poşetleri ablamın mutfak tezgahına bıraktıktan sonra salona geçtim nerdeyse herkes beni beklemiş.
Gülümsedim ve herkese iyi akşamlar diledim oturdum. Yaklaşık iki saatlik güle oynaşa bir sohbet ve eskileri yad etmemizden sonra su almak için mutfağa gittim.
Ardından tekrar telefonum çaldı.
Arıyan barıştı. Elim ayağıma dolansa da balkona kendimi atıp açtım.

"Alo" dedi. Sesini bile özlemiştim.
"Alo efendim" dedim.
"Gülseren nasılsın" dedi. Nefes nefeseydi.
"Ben iyiyim de sana bişey mi oldu barış niye nefes nefesesin" dedim. İçimi telaş kapladı.
"Çok zamanım yok gülseren sesini duymak için aradım" dedi. Sesi kötü geliyordu.
"Barış noldu söyler misin" dedim sesim çatallaşmıştı farkındaydım gözlerim zaten dolmak için hazırda bekliyordu.
"Bişey yok güzelim. Kendine dikkat et allaha emanetsin" dedi sesi zorlanıyor gibiydi. Yaşlar gözlerimden firar etti.
"Barış nolur söyle noldu vuruldun mu barış! Bar-" dedim ki telefon kapandı.
İçimdeki korku ve telaş benliğimi yitirmemi sağladı.
Fakat sakin olmalıydım çünkü ablam hamileydi ve onu strese sokamazdım.

Elimi yüzümü sildim. Derin bşr nefes aldım ve telaşımı korkumu erteleyip bir bahaneyle evden çıkmalıydım.
Yavaşça salona girdim. Herkes bana baktı.
"Şey ben galiba bizim evin ışıklarını açık unutmuşumda komşularda hırsız girdi sanmış ben bir kapatayım geçte oldu kalksam iyi olur" dedim.
Tek düze konuşup kimseyle göz teması kurmadım.

Ablam ayağa kalktı. "Gülseren sen iyi misin canım benim rengin gitmiş biraz solmuş gibisin kötü bişey yok ya" dedi.
Yutkundum. Derin bir nefes çektim.
"Hayır abla allah korusun evi merak ettim hırsız felan dediler ya" dedim. Sonra da ekledim. "Siz beni merak etmeyin hafize annelere geçerim ben yatıya kalmaya" dedim.
Ne kadar itiraz etselerde dinlemeden çıktım.
Karargaha gitmeliydim ama nasıl?

Taksi çağırmıştım. Biner binmez adma karargahın olduğu yeri bilip bilmediğini sordum bildiğini söylediğinde hemen oraya gitmesini söyledim.
Bir yandan ağlıyor bir yandan deli gibi korkuyordum.
Ya ona bişey olduysa?!
Allahım sen koru (amin)
Onu seviyorsun itiraf et salak altı aylık bişey için aşık oldun ona sonra bırakıp gidince ağlayacaksın.
Kes çeneni! Şuan sırası değil!

YALANCI SONBAHAR[+18]Where stories live. Discover now