Dört ay sonra
Sabah barışın öpüşüyle uyandım. Bugün doğduğum hastaneye gidip arşiv araştırması yapacaktık.
Doğduğum hastaneyi uzun zaman arasam da beni doğurtan ebe ve doktor yoktu ortalıklarda.Doktorun öldüğü söyleniyordu. Ebe ise kayıptı. Yakınlarının numarasını aradığımda yurt dışında olabilir gibi saçma bir cevap almıştım.
Barış her zaman yanımdaydı. Şu dört ay içerisinde sindirme, hazmetme ve kabullenme aşamalarını iliklerime kadar yaşadım.
Anne dediğim kadın mektubu okuduğumu öğrendikten sonra yanıma gelip beni ilk kez teselli etti.
Şaşırdım.
Çünkü o eskidendir bana kinliydi.Barışta artık karargahta sabit olarak çalışıyor. Görevlere eskisi gibi sık gitmiyordu. Mutluydum.
Ablam... canım ablam...
Doğum yapmıştı. Bir kız bebekleri olmuştu ve adını gülbade koydular.
Benim adımın başını koymaları gözlerimi yaşartsa da yiğenim iki aylık olmuştu.
Ailemizin düzeni iyiydi.
İki gün sonra da Atalar kardeleni istemeye geleceklerdi.
Hani okuyacaktı dediğinizi duyar gibiyim.
Fakat olağan üstü bir durum olduğunu dile getirdiler. Atanın ailesiyle alakalı olduğu için pek önemsemedim.
Benim için önemli olan kardeşimin mutluluğuydu.Halsiz ve bir o kadar iğrenç günün sabahına uyandığım için mımızlanıyordum.
"Aa sevgilim hadi ama işe gitmemiz lazım" dedi barış.
Sabah sesi ekstra bir seksi çıkıyordu.
Dudaklarına bir buse kondurup.
"Ama istemiyorum uyanmak yorgunum hem ben" dedim.
Güldü. "Akşam öyle demiyordunuz ama hanımefendi." Dedi.
Utanarak kafamı yastığa daha çok gömdüm. "Ya barış açma konusunu artık yaa aaa ben sana diyor muyum hiç" dedim.
"Şey mi diyordun sen 'daha hızlı barış daha hızlı aşkım' yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum" dedi ve sırttı.
Pislik nolacak ama tatlı pisliklerden.
"Şey diyorudum barış ' harikasın bebeğim of çok darsın sal beni sal geleceğim'" dedim ona nispet olsun diye .
"Aaa çok ayıp kim demiş onu öyle" dedi ve yataktan doğruldu.
Bende gülerek yataktan doğruldum ve lavaboya doğru adımladım bugün büyük bir gündü.
Bugün doğduğum günü öğrenecek belki de annemi bulacaktım
Öz annemi.
...
Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra yola koyulduk.
Doğduğum hastanenin konumunu bulmamız biraz zor olsa da bulmuştuk. Şuan baş hekimin odasında onun bilgisayarından arşive bakıyorduk.
"Buldum sanırım" dedi özgür bey.
Heyecanla ona baktım.
"Evet evet buldum. Öncelikle seni doğurtan doktor selim topçu, hemşire ise ülker şişeci. Anne adın... dur bakayım evet o da burada. Annenin adı semra... balcan
Baban... baba adın yok" dedi. Gülümseyerek bilgisayardan kafasını kaldırıp bana baktı.
Annem... annemin adı semraydı. Semra balcan...Gülümseyerek teşekkür ettikten sonra barışla kalkıp nüfus müdürlüğüne gittik.
Annemi bulmaya...
Ellerim ayaklarım heyecandan titriyordu.
Ama aklıma takılan bişey vardı ya babam o... o neredeydi? Kimdi?
Bunları bir kenara bırakıp sevdiğim adamın elini tutup müdürlükten içeriye girdim.
Sıra numarası alıp beklemeye başladık. Çokta uzun olmayan bir bekleyişten sonra memur hanımın önüne geldik.
"Merhaba ben gülseren yavuz. Size birini sorgulatacaktım ama" dedim.
Kadın gülümseyerek "tabi buyrun kimdi" dedi.
"Semra... semra balcan annem oluyor kendisi" dedim.
Kadının elleri hızla klavyede hareket etti. Heyecanım karnıma vurmuştu karnım ağrıyordu.
"Şey kusura bakmayın ama galiba anneniz vefat etmiş" dedi.
Dondum kaldım. Ne!?
Annem...annem ölmüşmüydü...
Daha onu bulamadan ona sarılamadan beni neden bıraktığını soramadan.
Gözlerimin dolduğunu hissediyordum.
"Ama annenizin nüfusuna kayıtlı sizden büyük bir abiniz var isterseniz onunla iletişime geçin" dedi.
Boğazımdaki yumruyu yutamadım.
Annem ölmüştü. Ve hiç tanımadığım bir abim vardı.
Ben konuşamıyordum.
Anladığım kadarıyla barış isim soy isim ve iletişim numarası alıyordu. Ben sadece öylece bakuyordum."Güzelim hadi gel gidelim" diyen barışla yaşlar yanağıma doğru süzüldü. Yavaşça adımlarla beni dışarıya çıkardı.
"Barış ölümüş...ben...ben onu bulamadan hesap soramadan ona sarılamadan ölmüş barış ölmüş" dedim hıçkırarark daha da şiddetli ağlamaya başladım.
Size demiştim ya gözyaşları benim kaderimdi diye. Öyleydi.
Hayatta hep ağladım ben güldüğüm zamanlarında bedelini ağlayarak ödedim.
Barışın bana sarılmasıyla ağlamam daha da şiddetledi.
Sus demedi ağlama demedi sadece saçlarımı okşadı.
Ve ben o nüfus müdürlüğünün ortasında annesiz kaldım.
Öksüz kaldım... hiç bilmediğim annemi bulamadığım özlemiyle yanıp tutuştuğum annemi kaybettim.
Belki öleli yıllar oluyordu ama ben daha yeni kaybetmiştim annemi.
Sahi bulmuşmuydum ki? Bulunmayan bişey nasıl kaybedilirdi.
Aslında annemi değil umudumu kaybetmiştim.
Herşeye olan inancımı...
...
Barışın ısrarı üzerine iş yerimden izin almıştım. Mardine gidiyordum.
Yoldaydık.
Abimin iletişim numarasını barış aramış konuşmuştu. Abimin adını da barış bana söylemişti.
Berdan...berdan şivan.
Annemle abimin soyadının farklı olması dikkatimi çekmişti.
Fakat oraya gittiğimde gerçeği öğrenecektim. Bir de annemin mezarını.
Doğruydu. Yani abimde doğrulamış. Annem iki yıl önce kalp krizinden ölmüştü.
Belki fotoğrafı vardır umuduyla gidiyordum. Abim bir kardeşi olduğunu öğrendiğinda şaşırmamış barış öyle söyledi. Hatta "biliyorum ama ne zaman gelip bizi bulacak bilmiyordum zamanı demekki buymuş" demiş.
Bir benim haberim yoktu ailemden.
Midem bulandı.
"Barış arabayı sağa çek" dedim. Ananında sağa çekti.
Arabadan kendimi atar atmaz midemde ne var ne yoksa çıkartmaya başladım.
Barışta arabadan inip hemen dibimde bitti. Elinde su şişesi vardı ve bir yandan saçlarımı tutuyordu.
Rahatlamıştım. Son kez tükürüp ayağa doğruldum.
Barış elindeki suyun kapağını açıp bana uzattı.
"İyi misin güzelim" dedi.
Kafamı salladım. " iyiyim sanırım araba tuttu" dedim.
"Yavaş gidebilirilim ya da bir yerde konaklayabiliriz yarın devam ederiz yola acelesi yok canından önemli değil ya" dedi.Gülümseyip ona sarıldım. "Biran önce gidelim barış artık bu bilinmezlik beni yoruyor" dedim. Başıma öpücük kondurup "tamam güzelim" dedi ve ayrılıp arabaya bindik.
Yola devam etmeye başladık.
"Güzelim istersen uyu ben seni mola yerinde uyandırırım" dedi.
Kafamı sallayıp başımı koltuğa yasladım.
Derin bir nefes alıp ağırlaşan göz kapaklarımı kapattım.
...
"Güzelim uyan hadi geldik" diyen barışın sesiyle gözlerimi aralamıştım.
"Nerdeyiz?" Diyebildim uyku sersemiyle.
"Mardindeyiz hadi kalk geldik abinlerin konağına" dedi. Ne!? Ne ara geldik ya daha 8 saat yolumuz vardı en son. Ne yani sekiz saat uyumuşmuydum.
Yavaşça ayaklarımı arabadan attım. Barış koluma girdi ve konağın kapısına kadar yürüdük.
Barış kapı tokmağını çaldı. Adım sesleri ardından kapı açıldı.
"Hoşgeldiniz buyrun buyrun" dedi yaşlı bir hanımefendi.
"Hoşbulduk" dedim. Barışta ardımdan hoşbulduk dedikten sonra kadın gülümseyerek bize baktı ardından "beni takip edin" dedi.
Adımlarımızla beraber kadını takip ettik.
Kocaman bir koridor geçtikten sonra eski döşemeli bir yere girdik.
Bir adam gösterişli koltukta oturuyordu.
Sanırım abim oydu.
"Hoşgeldiniz! Buyrun şöyle buyrun" dedi ve bize koltukları gösterdi.
Gülümsedim sadece. Ardınan barış sözü devralıp hoşbulduk dedi ve koltuklara oturduk.
"Tıpkı anneme benziyorsun" dedi abim.
"Ben...ben annemi hiç görmedim" dedim acılı bir tebessüm yolladım.
"Derya hanım! Derya hanım!" Diye bağırdı. Bağırmasıyla yerimde sıçradım.
"Buyrun ağam nolmuştu" diye az önce bizi içeriye alan hanımefendi elleri pençe yanımıza geldi.
"Havine haber et misafirlerimizin geldiğini ayrıca bizim aile albümünüde getir" dedi emredercesine.
Kadın kafasını sallayıp odadan çıktı.
Sahi ağam demişti. Abim ağa mıydı?
Havin kimdi?
"Gülseren. Gülseren di değil?" Dedi bana bakıp.
Başımı sallayıp "evet" diyebildim sadece
Ayağa kalkıp yanıma yaklaştı. Bende istemsizce ayağa kalkmıştım.
Sonra bir anda beni kollarının arasına çekip sarıldı.
"Özür dilerim kardeşim özür dilerim seni yıllar önce anam ilk söylediği vakit aramam gerekirdi affet beni" dedi. Sesi titremişti.
İlk defa birine kanım ısınmıştı. Abimdi o benim abimdi
"Senin suçun yok abi" dedim
Abi... abi
Abi demek garip geliyordu ama artık bir tane abim vardı
...
İnanılmaz bir bölümdü. Birazcık ağlamış olabilirim;)
Gülserenin çektikleri cidden zor şeyler...
Acaba abisiyle tanışması hayatına neler getirecek?Acaba babası kim? Ve annesiyle abisinin soy adı neden aynı değil? Aklımda deli sorular efendim:)
Bir sonraki bölümü heyecanla bekleyin!
İyi okumalarr
(Yıldıza basıver kızz!)
YOU ARE READING
YALANCI SONBAHAR[+18]
General FictionEğer canımı yakmadan sarılırsan bana, bunu yapan ilk kişi sen olacaksın... Nilüfer,Gülseren,Kardelen Ben ortancaları Gülseren Görünmeyen yaraları olan kimseye yaranamayan gülseren... -- Barış ben kısa ve öz olarak Herşeyden önce insan olmaya çalış...