6.Bölüm

287 12 4
                                    

Çünkü...çünkü kardelen hamile değildi.
Bu testin doğruluğu nedir bilmiyordum çünkü daha önce hiç yapmamıştım.
Kardelen gülümseyerek bana bakıyordu.

"Erken sevinme belki test doğru değildir çünkü ben daha önce hiç yapmadım ve doğruluk payı ne bilmiyorum"dedim

Yüzündeki gülümseme donarken sıkıca sarıldım. Titrek bir nefes verdi.
"Abla napacağız o zaman nasıl anlayacağız ya çok yoruldum düşünmekten"dedi

Aklıma kadın doğumdan randavu almak geldi. "Kadın doğumdan randevu alacağım gideceğiz tamam mı güzelim bekle"dedim kafasını salladı sonra ona pijamalarını giydirip yatırdım.

Gidip internetten kadın doğum doktoruna kendi adıma randevu aldım. Nasıl giecektik hiçbir fikrim yoktu ve barışın teklifini düşünmekten başıma ağrılar girmişti. Yani aslında ta o olaydan sonra annemlere ne bir sevgilim ne bir konuştuğum var diye bahsetmedim zaten konuştuğumda olmadı.

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş benim işimde aynı ondan işte ağzımı bir kez yaktım ve birdaha yakmaya korkuyorum...

Ama ben mantıksak olarak böyle bişey yapsam çok iyi olur hem annem sevinir ve artık bana evlilikten söz etmez hemde belki okul kazanırsa kardeleni yanıma alabilirdim mantıklıydı.

Sabah arayıp Yarın bizi randevuya götürebilecek mi diye soracak hem de fikrimi söyleyecektim. Dolaptan pijamaları alıp giydim ve yatağa yattım.

...

Sabaha kadar sağa sola dönmekten ve düşünmekte uyuyamadım ama mantıklı geliyordu. En azından bana sahip çıkan biri olurdu. Sahipsiz gibi hissediyordum kendimi.

Kalkıp kahvaltı yaptım. Ardından barışı aradım. Çok uzun çalmadı kulağıma erkeksi sesi geldi.
-Alo
-Alo müsait miydin
-tabi gülseren buyur nolmuştu
-ya ben senden bişey rica edecektim
-tabi dinliyorum
-ya şey bizi yani kardeşimle beni hastaneye bırakabilir misin
-tabi ki bırakabilirim saat kaç gibi geleyim
- 11.20'de randevu var sen 10.30 gibi gelebilir misin
-gelirim gelirim
-şey birde ben düşündüm mantıklı buldum kabul ediyorum sonuçta altı ay uzun bir süre değil
-emin misin gülseren kararında
-eminim barış ama bak benim ailemlede tanışacaksın ve onlara birşey çaktırmayacağız çünkü bu mantık evliliğne benimde ihtiyacım var
-tamamdır teşekür ederim
-asıl ben teşekür ederim görüşürüz
-görüşürüz 10.30 ordayım dedi
Ve kapattı.

İyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyorum ama içimden bir ses doğru yolda olduğumu söylüyor. Başımdaki dertlerden kurtulsam şükür edeceğim.

Kardelenide kaldırıp kahvaltısını yaptırdıktan sonra hazırlanıp dün barışın beni bıraktığı yere yürüdük. Sessizdi herzaman ki gibi

Barış arabasıyla (araba dediğime bakmayın polo hoş beyaz ve tam böyle piyasa arabası) geldi bizde arabaya bindikten sonra yolda hiç konuşmadık öylece hastaneye gittik.

Arabadan indik "teşekürler" dedim
"Ne demek görevimiz"dedi ve gülümsedi.

Kardelenle kadın doğumun önüne geldik ve beklemeye başladık
...

Tüm konturoller sonucunda aslında kardelenin dış gebelik geçirdiğini öğrendik iki hafta daha gelmesek kardeleni zehirlemeye başlayacakmış ne kadar riskli birşeymiş falan filan baya bu konu hakkında doktordan bilgi aldıktan sonra ilaçlarla atlatabileceğini ve bir psikoloktan yardım alması gerektiğini özetledi.

Barışı aradım ve gelip bizi aldı kardelen yol boyu ağlamaklıydı ve hüzünlüydü.
Kandırılmış aldatılmış ve üstüne ölümden dönmüştü. Kolay şeyler değildi. Onu az çok anlıyordum
Kandırılma ve aldatılma kısmında kesinlikle iyi anlıyordum...

Barış dikiz aynasından kardelene bakıyor bir bana bakıyordu gözlerimi kırpıp gülümsedim o ise kafa salladı. Sonra elime telefonu alıp akşam telefonla konuşmamızla alakalı bir mesaj çektim beni ara diye

Mahalelnin başında indik eve gidene kadar hala konuşmamıştı kardelen ona psikolok randevusuda almıştım yolda gelirken el birliğiyle (yani tek benim ve barışın el birliğiyle) atlatacaktık bu durumları inanıyordum.

Eve geldiğimizde kardelene aç olup olmadığını sordum aç olduğunu reddedip odasına çekildi.
Bende birşeyler atıştırıp balkona çıktım ve barışı aradım.
-Alo barış
-Alo efendim gülseren
-ya şey ben bugün ailelere haber verelim bu iş biran önce olup bitsin istiyorum ne dersin
-katılıyorum sen annenle konuşunca haber et bende sana haber ederim ayrıca ailelerle konuşunca samimi olmamız gerekebilir
-tamam benlik sıkıntı yok inansınlar yeter
-aynen katılıyorum haberleşiriz
-haberleşiriz dedim ve kapattım.

İki veya bir saate annemler gelirdi. Gidip yemek hazırladım evi süpürdüm ardından kardelenin odasına çıktım uyuyordu üzerini örtüp anlından öptüm
Kıyamazdım ki ona...
Sonra kapı sesini duydum ve salona indim
Akşam yemeğinde söyleyecektim.
...
Hepimiz sofrada yemeğimizi yerken anneme göz gezdirdim.
"Anne ben bişey söylemek istiyorum"diye söze girdim heyecandan ellerim terlemişti.

"Dinliyorum yavrum"dedi dikkatle bana bakıyordu herkes
"Benim konuştuğum bir çocuk var ve biz evlenmek istiyoruz" dedim

Herkes hep bir ağızdan "ne!?" Diye şaşırma nidaları çıkarırken devam ettim.
"Bu çocuğu tanıyorsunuz zaten barış bu uzman cavuş olan biz onunla ciddi düşünüyoruz anne iznin okursa direkt yıldırım nikahı kıymak istiyoruz biliyorsun ben nişan sevmiyorum"dedim

Yaşadığım olaylar gözlerinin önünden geçmiş gibi herkes yutkundu. Ablam sözü aldı "öncelikle seni anlıyoruz gülseren ama böyle yangından mal kaçırır gibi pat diye ne bileyim çok garip oldu"dedi

"Kızım ben senin üzülmeni istemem hepiniz babacığınızın emanetisiniz zamanında bazı şeyler istediğimiz gibi olmadı allah birdaha yaşatmasın benim gönlüm var ama önce bir tanışalım bakalım neymiş kimmiş" dedi annem

Haklılardı tanıştıracak ardından nişan yapmadan evlenecektim.
"Tabi anne siz merak etmeyin o da ailesiyle konuşaun tanışmaya gelecekler" dedim herkes onayladı ve yemeğe kaldığımız yerden devam ettik

Sofrayı topladıktan sonra herkes odasına çekildi bende barışa kısa bir bilgilendirme mesajı atıp yattım karanlık kucaklayıp götürdü ve derin bir uykuda buldum kendimi

YALANCI SONBAHAR[+18]Where stories live. Discover now