36. Bölüm

152 6 8
                                    

"İyi ki biz aşkım iyi ki biz" dedim
...
Kiraladığımız Arabaya binmiş az önceki heyecan ve sevinci atamamıştık.
Artık Anne ve baba oluyorduk.
Sevdiğim adam baba oluyordu.
Bir canlı vardı karnımda ve bu bize aitti.
Ne kendime be de karnımdaki canlıya güvendim sadece barışa güvendim.

Şimdi ise güzel haberi vermek üzere hafize annelere gidiyorduk. Yolda ablamı aramak aklıma geldi. Hızlıca telefonumu çıkarıp ablamı aradım.
"Alo abla napıyorsun" dedim.
"İyi kuzum ya gülbadeyle uğraşıyorum biraz huysuz bugün" dedi.
"Noldu hasta mı" dedim.
"Yok ya aşı olduk ya ondan sen biye aramıştın gülüm" dedi.
"Abla gülbadeye kuzen geliyor da ondan aradım" dedim.
"Kim geliyor kız gene kimi getiriyorsunuz eve" dedi. Anlamamıştı güzel ablam.
"Yok abla şimdi gelmiyor zaten daha 7 ayı falan var" dedim.
"Nerden geliyor kı- kız gülseren yoksa düşündüğün şey mi" diye cırladı.
"Evet abla evet hamileyim!" Dedim.
"Yaa güzelim benim çok sevindim allah kucağına almayı nasip etsin" dedi.
İçimden amin dedim amin abla
"Amin inşallah neyse sonra uzun uzun konuşuruz ablacım şimdi hafize annelere gidyoruz" dedim.
Kıkırdadı "hadi bakalım öptüm sizi" dedi ve kapattı.
Barışa baktım gülümseyerek arabayı sürüyordu.
İkinci defa kalbimin sesini dinledim.
Ben ona iyi bir anne olamasam da barış çok iyi bir baba olacaktı.
Umarım bebeğimiz barışa benzerdi.

Aslında benim bu bebeği kabullenmedeki dönüm noktam kalp atışlarını duymamdı. İçimdeki canlıya kıyamazdım. Babam sandığım adam zamanında bahçede yavru bir kedi görüp cağırdığımda bana ilk sorduğu şey kalbine baktın mı atıyor mu olmuştu. Ondan öğrendiğim ilk şeyi yapmıştım zaten yavruya kalbi atıyordu ama gözleri kapalıydı.
"Atıyor baba bak" demiştim eline almıştı yavruyu ellerini göğüs kafesine koymuş "afferin kızıma benim bu yavrucak canlı kanlı ölmemiş hadi gidelim veterinere götürelim baksınlar bu bebeğe" dedi.
"Evet baba sen demiştin ya kalbi atana kıyılmaz günah diye karıncalarında kalbi atar mı?" Diye sormuştum masumca.
"Her canlının kalbi atar gözümün nuru onlara kıymak çok günah eğer yoluna çıktıysa allahın bir bildiği vardır" dedi.
Kıkırdayıp o yavru kediyi kurtardım diye sevinmiştim.
Geçmişe dalıp gitmem bile yüzüme tebessüm eklememe sebep oldu.
Biraz hüzünlü bir tebessümdü.
Babam sandığım adamı anmıştım gene
Sonra içimden bir ses
Affettim seni babacığım
Affettim...
Dedi. Ben bu sesi çok iyi tanıyordum.
Küçük gülserendi bu.
Babası babası olan gülseren. Mutlu ve huzurlu gülserendi.
Gözümden bir damla yaş yanağıma doğru süzüldü.
O adam ne kadar biyolojik babam olmasada babamdı.
Babamdı... dahası yoktu.

"Yavrum sen niye ağlıyorsun" diyen barışla kafamı ona çevirdim.
Gülümsedim. "Annenlerden sonra babamın mezarına da gidelim mi?" Dedim. Kafasını sallayıp "gidelim güzelim gidelim ama ağlama artık bak hem bebeğimizde üzülüyor" dedi. Güldüm.
"Daha bizi duymuyor bile nasıl üzülecekmiş" dedim.
"Hayır bir kere o seni durmasa bile duygularını hissedebiliyormuş" dedi
"Muş derken kim dedi sana bunu" dedim.
Suratıma baktı kaldı birkaç saniye.
"Kızma ama sen abinlerde uyurken beni uyku tutmadı bende internetten biraz araştırma yaptım. Hani belki kabul edersin bebeği...bebeğimizi diye" dedi.
Güldüm.
"Yerim seni ya barış" dedim.
"Yesene" dedi.

Yavaşça yaklaştım. Dudaklarına öpücük kondurdum. Geri çekilecekken barış karşılık verip dudaklarıma yapıştı.uzun uzun öpüştük taki nefes ihtiyacı hissedip geri çekilene kadar.
"Şimdi...şimdi biz birdaha...şey yapamayacakmıyz" dedi nefes nefese
"Ney...ney yapamayacakmıyız" dedim bende nefes nefese.
"Sev...sevişemeyecek miyiz" dedi. Nefeslerimiz hala düzene girmezken
"Bil...bilmem dokt...or beye sorarız" dedim.
Derin bir nefes alıp "olmaz" dedi.
Bende artık nefesimi toplamıştım.
"Nedenmiş o doktora ayıp olmaz" dedim.
"Hayır ya allah allah sorma ben beklerim dokuz ay nolacak sanki gerekirse ömür boyu beklerim" dedi. Gülümsedim.
"Yaaa barışşş" dedim. Sırttı.

"Hadi artık arabadan inmemiz lazım" dedi. Hızlıca arabadan inip eve doğru çıkmaya başladık. İnanılmaz açtım.
El ele kapının önüne geldik. Heyecanla barışın elini sıkıyordum.
Dejavu hissi yaşıyordum.
Barış kapıyı tıklattı. Az sonra kapı hafize teyze tarafından açıldı
"Hoşgeldiniz yavrularım buyrun buyrun" dedi. Gülümseyerek hoşbulduk dedik.
İçeriye geçtiğimde evin içinde şahane yemek kokusu vardı.
"Ohh mis gibide kokuyor ha gene döktürmüşsün hafize sultan" dedi barış.
Hafize anne ise kıkırdadı "hadi bakalım o zaman geçelim sofraya" dedi ve beraberce sofraya geçtik.
Tam yemeğe başlayacaktık ki
"Yemekten önce benim size bişey söylemem lazım" diye barış böldü.
Herkes ona pür dikkat bakıyordu ki
"Bir sandalye eksik burda" dedi.
Be saçmalıyordu bu?
"Yoo oğlum dört kişilik bu masa" dedi hafize anne. Şaşkındı kadıncağız benim gibi.
Babalık başına vurdu bizimkinin
"Hayır anne eksik işte şuraya bir mama sandalyesi lazım" dedi.
Yahya amca güldü. Hafize anne hala anlamamıştı.
"Eh anne ya sana noldu sen zamanında cin gibi kadındın ya torun geliyor torunn!" Dedi barış biraz yüksekçe.
"Ayy inanmıyorumm" dedi hafize anne gülerek. "Ayy yahya rüyamda gördüğüm yumurtadan çıkan civciv buna işaretmiş bakk" dedi kıkırdadı.
"Allah hayırlısıyla kucağımıza almayı nasip etsin evladım. Vallahi çok mutlu oldum yemeğimizi yiyelim de ben gelinimle şöyle bir dedikodu yapayım" dedi göz kırptı. Gülümsedim.
Herkes mutlu bir şekilde yemeğini yemeye koyuldu.
Öyle acıkmışım ki tabağımda ne var ne yok silip süpürmüştüm.
Hayatımda bu kadar yediğimi  hatırlamıyorum.

Hafize anneye ne kadar yardım etmek istesem de beni salona göndermişti. Kendisi bulaşıkları halledip geleceğini söylemişti. Barışla babamda salonda koltuğun üstünde tavla oynuyorlardı.
Uzaktan onalara bakıp gülümsedim.
Yandaki tekli koltuğa kendimi bıraktım.
Çok yemiştim çok.
Yarım saat geçti geçmedi hafize anne gelip yanımdaki tekli koltuğa oturdu.
"Eee nasıl gidiyor kızım çok zor oluyor mu" dedi. Gülümsedim "yok hafize anne sadece biraz bulantım oluyor o kadar allaha şükür duyduklarım kadar değil" dedim. Gülümsedi.
"Ne kadarlık bakalım" dedi.
"İki buçuk aylıkmış bizde bugün öğrendik" dedim.
Gülümsedi "iyi yavrum iyi ama belli yani eline yüzüne bir renk gelmiş" dedi güldüm.
"Bak ben bu sıpaya hamileliğimi hiç anlamamıştım. Benim bir teyzem vardı ziyarete gittiğimizde bir midem bulanıyo bir başım dönüyo falan teyzem dedi ki bana sen hamile olmayasın . Aklıma o an dank etti kızım gidip hastaneye kan verdim falan bir baktım hamileyim. Nasıl korktum sorma. Birde ben yalnızım ya anam atam yok başımda nasıl bakacam afalan diye sen gene şanslısın yavrum ömrüm yeterse beraber büyütürüz torunumu" dedi. Derin bir nefes aldı.
"Anam ben küçükken ölünce yalnız kaldım. İşte öyle böyle kendimi büyüttüm bir şekilde evlendim. Ama hep korkardım kendimden derdim bir yavrum bir evladım olsa ben ona bakamam çünkü başımda anam yok. Ne edecem nasıl edecem bilmem nasıl besleyecem nasıl giydirecem nasıl emzirecek nasıl yıkayacağım hiçbirini bilmem yani işte yahya amcanla konuştum dedim ki ben bilmem cocuk bakmasını benden çocuk bekleme dedim. Allah ben kere razı olsun bir gün gelip demedi çocuk isterim diye" derin bir nefes alıp gülümsedi. Barışa bakıp "sonra ben bu sıpaya hamile kaldım ama hiç anlamadım. Gel zaman git zaman anladım öğrendim ama ilkin öğrendiğimde çok korktum. Nasıl bakacam ya bişey olursa ya eksik kalırsam diye ama allaha şükür büyüttüm bunu. Baksana şimdi koskoca adam oldu.ben onu ölen annemin yerine koydum.Yahya da bana yardım ederdi hep. Beraberce büyüttük korktuğum kadar değilmiş be yavrum. Ama benim en kıymetlim bu sıpadır. Canım benim canım" dedi gülümseyerek elini dizime koydu.
"Eğer bir tane bile aklında şüphe varsa emin ol ben arkandayım kızım. Korkma ben sana yardım ederim büyütürüz yavrumuzu"dedi.
Barışa baktım. Bize bakıyordu. Gülümsedim. Ve aylardır içimde affedemediğim hafize anneyi o an affettim.
O da benim gibi yaralıydı.
Yavrusuyla sarmıştı yarasını.
Barışın gülümsemesiyle emin oldum.
Bebeğimiz bizim şansımızdı.
Bebeğimiz benim şansımdı...
...
Çok mutluyum aaa dostlar!
Gülseren ve barışın çocuğu resmi olarak var artıkkkk

Gülserene herkes yardımcı olmak istiyor bu bir karışıklığa sebep olacak mı?
Acaba gülserenin hem öz ailesi hemde koruyucu ailesi be tepki verecek.

Gülseren bebeği doğrumak istediğindeki barışın iç tepkisi ve sesi neydi sizce?
Yorumlarınızı bekliyorum:)
(Yıldıza basıver kızz!)

YALANCI SONBAHAR[+18]Where stories live. Discover now