Yeni bir bölümle merhaba! Lütfen oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın askolarım. Kaç defa söyledim yine söyleyeyim: Yorumlarınız benim için çok değerli ve beni fazlasıyla motive ediyor! :)
O halde yeni bölüme geçelim. Keyifli okumalar dilerim!
Bölüm Şarkısı: Amber Run – I Found
UYARI: Bölüm başında cinsel içerikli sahne yer alıyor. Yaşınız küçük veya rahatsız olduğunuz bir durumsa okumayıp es geçmenizi tavsiye ederim.
________
Odanın içinden gelen adım seslerini duyuyordum. Odada tek başıma, yatağımda yatıyordum. Kimin geldiğini merak ediyordum, ancak gözlerimi aralayıp yatağımın ucuna oturanın kim olduğuna bakamayacak kadar çok uykum vardı. Yatağın kenarı içe çökünce bacağım onun dizine değdi.
Ani bir elektriklenme hissettim bacağımın kenarında. O gelmişti. Gözlerimi açmama gerek kalmadan kim olduğunu hemen kavramıştım.
Saçlarımın arasında gezinen parmaklar ve boynumun üzerinde dolanan içimi ısıtan dudakları hissetmek çok başkaydı. Her ne kadar gözlerimi açmak istemesem de gözlerim yavaşça aralandı. Ufak tatmin oluşlarla ortaya çıkan iniltiler beni kendime getirmek için fazlasıyla yeterli olmuştu.
Ben hala yattığım yerde kıpırdanmaya çalışırken Hakan'ın "Çok güzel kokuyorsun," demesiyle uyku halinden sıyrılarak kendime geldim. Kim bilir ne zamandır aynı pozisyonda, yanımda oturuyordu. Çok çabuk adapte olmuştum yanımda olmasına. Onu görebilmek için başımı olabildiğince kaldırdım. Saç tellerimi tuttuğu elini burnuna yaklaştırıp derin bir nefes aldı.
İçerisi hâlâ karanlıktı. Demek ki gün daha doğmamış, güneş ışınları henüz ortaya kendini sermemişti.
"Bir gün şu saçlarını örelim," dedi gülerek. Saçımın ucundan tutup çekiştirdi. Kaşlarımı çattım ama kızmamıştım. Saniyelik gelişen can havliydi. Canımı bile isteye acıtmayacağını biliyordum. Fiziksel olarak yani.
Tamamen ona doğru döndüğümde dizi bacağımın üzerine çıktı. "Burada ne işin var?" Ondan beklemediğim performansları sergiliyordu. Halimden memnun olmadığımdan değil, aksine uzun süredir kendimi hiç bu kadar huzur dolu hissetmemiştim. Bana yakınlığı baş döndürücüydü.
Dibimde olması, saçlarımı tutup sevmesi, iltifat etmesi ve dudaklarının tenimde gezinmesi...
"Seni özledim," dedi, uzun bir süre sonra itirafta bulunuyor gibi çıkmıştı sesi.
Güldü ve "Tahmin edemeyeceğinden çok," diye ekledi. Anın büyüsüne kapılmış giderken bir anda diğer elini belimin oyuntusuna yerleştirdi. Göbeğime doğru yol aldı ve narin parmakları üstümdeki tişörtün ucuna gitti, elini tişörtün altına sokup tenimi okşamaya başladı. Eli, tenimi ürpertecek kadar buz gibiydi.
Daha yeni yeni ayılmaya, olanları idrak etmeye çalışırken onun soğuk elini göbeğimde gezinip durması beni tamamen uyandırmaya yetmişti. Gözlerimi kapatıp onu iyice hissetmek, tatmak istedim ama yapmadım. Onu seyretmek, ne yaptığını veya bir sonraki hamlesini ne olacağını görmek için bekledim.
Normalde kendi içimden neden şu anda bunları yaptığını sorgulardım, fakat o kadar güzeldi ki her şey, sorgulamaya başlasam büyünün ortadan yok olacağını düşündüm ve hemen vazgeçtim. Kaçıp gitmesini istemiyordum. Onu istemediğimi düşünmesi ise hiç istemiyordum.
"Tenin yumuşacık."
Saçımı serbest bırakmasıyla diğer eli boşta kaldı. Sol eli hala göbeğimin üzerinde gezinip dokunuşlarından ürpermeme neden olurken, sağ elini yüzüme yerleştirdi. Yüzünden okunan tatminlik ve mutluluk duygusu paha biçilemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLLERİN DOĞUŞU - EPOCHAL (1. KİTAP)
FantasyKİTABIN GİRİŞ KISMINDAN: Epochal efsanesine göre, anneler ve babalar doğacak olan çocuklarına tanrı ve tanrıça isimlerini verirse çocuklar kısmen onların güçlerine sahip olurlar. Efsaneye inanan birçok insan olduğu gibi inanmayanların sayısı da epey...