GİRİŞ

713 23 15
                                    

GİRİŞ:

Saat 23.50'yi gösteriyor. Yine seni beklediğim bir gece daha başlıyor benim için. Aylardır kabul etmek istemesem de seni düşünmeden bir günüm dahi geçmiyor. Sahi, neredesin? Kaçtın mı? Korktun mu? Kalbin mi izin vermedi yanıma gelmene? Söylesene hangisi? Canın mı acıyor beni görünce? Buna da yok bir cevabın sanırım. Sorun değil, ben senin sessiz kalışlarına alışkınım ne de olsa. Sen susuyorsan şayet ben susmayacağım, daha doğrusu susamayacağım. Şu an oturup bu satırları yazıyorum sana çünkü sen beni dinlemiyorsun ve artık ben de beni dinlemeni istemiyorum çünkü bugün yeterince dinledim seni. Bu da sorun değil... Artık değil. Zaman çok değerli değil mi sence de? Hayatımın tüm yıllarını boşa harcamış gibi hissediyorum oysa. Hiçbir hayalim gerçekleşmedi, gerçekleştiremedim. Zamanım yetmedi, ama sorun değil. Yine gülümsüyorum. Sen görmüyorsun tabii. Görmeni isterdim bir zamanlar ama hayır, artık değil.

Yanımda yine en yakın arkadaşım var. Aylardır ben yaşayayım diye yapmadığı şey kalmadı, hâlâ daha pes etmeden yanı başımda duruyor. Damarlarıma akıyor, canımı acıtıyor ama biliyorum ki ben yaşayayım diye yapıyor. Yaşayayım diye yakıyor canımı. Peki ya sen? Senin de mi sebebin buydu yoksa korktun mu yine? Korkmuşsundur sen, hassassın. En azından ben öyle inanmak istiyorum. O en yakın arkadaşım var ya, senin çok sevdiğin sarı saçlarımı da aldı benden, ama sorun değil. Bu da sorun değil, yenisi çıkar. Çıkar değil mi? Sarı saçlarım yüzünden hep papatya derdin bana. İlk başta tatlı bir lakap olarak düşünürdüm bu ismi fakat artık öyle düşünmüyorum. Nedenine geleceğim. Papatya'nın yaprakları döküldü, bu onun yine de bir zamanlar papatya olduğunu değiştirmez, değil mi? Bazen de güneşe benzetirdin beni. Saçlarım güneş, gözlerim ise güneş ışıkları... Öyle aydınlık bakarlardı sana çünkü. Etrafa parıltılarını dağıtırdı. Şimdi onlar da söndü, gece çöktü. Artık gündüzü değil, geceyi yansıtıyorum ama ay ışığım yok. Gözlerim ışık saçamayacak kadar yorgunlar. Peki ya kalbim? Kalbim yıllardır senindi. Sanırım artık değil. Yıllardır fark etmediğim bir gerçeği daha söylemek istiyorum sana. Bana hiç güzel koktuğumu söylemedin. Oysa burnunu saçlarıma yasladığında üstüme boca ettiğim parfüm kokusunu almalıydın. Bunu bana hiç söylemedin. Birkaç gün önce annem geldi yanıma. Sarıldı, öptü, kokladı... ve ilk onun ağzından duydum güzel koktuğumu. O an anladım. Ben gerçekten bir papatyaydım. Haklıydın. Papatyalar ölünce güzel kokarmış. Ben de artık güzel kokuyorum.

00.00

PAPATYA'DAN MEKTUP (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin