11. BÖLÜM: HAYALLER GERÇEKLEŞTİRİLMEK İÇİNDİR
"UNO!" diye bağırdı Erin kartını attıktan sonra. Onun yüksek çıkan sesiyle yüzümü buruşturdum. Pamir'in suratında da benimle aynı ifade oluşmuştu.
"Hastanedeyiz geri zekalı. Az sessiz ol." Tüm grupla tanışalı birkaç saat olmuştu. Siyah saçlı çocuğun adı Pamir'di. Deha'yla basketbol takımından arkadaş olduklarını öğrenmiştim. Ela gözlü çocuğun, Karan'ın, ise Deha'nın müzik grubunda gitarist olduğunu öğrenmiştim. Gruptaki tek kız olan Milena ise gruba Pamir tarafından dahil edilmişti ancak hepsi aynı üniversitedelerdi. Hepsiyle ayrı ayrı konuşmuş, vakit geçirmiştik ve en sonunda UNO oynamaya karar vermiştik. Oyunun başından beri ortamda bir çekişme hâkimdi. Bir tur dakikalarca sürüyordu ve herkesin birbirine laf atması ise kaçınılmazdı.
"Hah dört kart çek sarı kafa!" diye şakıdı Milena Erin'e dönüp. Erin ise somurtmuş ve homurdanarak kartlara uzanmıştı. Solumda Deha vardı. Onun yanında Pamir, ayak ucuma oturmuş Erin ve Karan, son olarak sağımda oturan Milena ile hastane yatağında çember oluşturmaya çalışmıştık.
"Eğleniyor musun?" Deha'nın sıcak nefesi kulağıma değdiğinde başımı hafifçe sola çevirdim. Gözlerim gözlerini bulduğunda ise kocaman gülümsedim.
"Uzun zamandır böylesine samimi bir ortamda bulunmamıştım. Çok eğlenceliler." Gülümsedi. Onlara yandan bir bakış atıp yeniden birleştirdi gözlerimizi.
"Seni sevdiler. Yoksa hepsi ayrı ayrı soğuk nevaledir."
"Erin bile mi?" diye sordum şaşkınlıkla. Başını salladı.
"Erin bile."
"Çifte kumrular! Kaynatmayı bırakın da oyun oynayın." Erin'in sesiyle birlikte bakışlarımı Deha'dan çektim. Hepsinin gözlerinin üzerimizde olması bir tık yanaklarımın kızarmasına neden olmuştu. Sıra bendeydi. Ortadaki karta bakıp kartlarıma göz attım. Mavi kartım olmadığı için tek atabileceğim dört kart çek kartıydı ve bu kart kesinlikle Deha'ya gidiyordu. Kartı ortaya bırakıp bakışlarımı ona çevirdim.
"Ooh yarasın paşama!" dedi Erin, bir elini göğsünden aşağıya kaydırarak.
"Kurşun yedin sol yanından." diye devam ettirdi Karan alaylı ses tonuyla. Milena ise sağımdan beni dirseğiyle dürtmüş ve "Aferin kız." demişti kocaman gülümseyerek. "Acıma sakın." Kıkırdadım. Bakışlarım Deha'yı bulduğunda sahte bir sinirle kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Oldu mu şimdi Mavi Civciv? Ağızlarına sakız ettin beni." Omuzlarımı silktim. Pamir bir elini Deha'nın omuzuna koyup pat patladı.
"Bunun üstüne bir soğuk su iyi gider kardeşim." Deha iyice somurturken daha fazla alay etmelerine müsaade etmeden ona doğru uzandım. Dudaklarımı yanağına bastırıp saniyeler sonra geri çekildim.
"Tamam üzülme, yapmam bir daha." dedim gülümseyerek gözlerine bakarken. Deha'nın ise yüzünde muzip bir sırıtma oluşmuştu. Yandan bir bakış attı bana.
"Öpücüğümü de aldığıma göre..." Kart çekmeden kartlarından bir kart alıp ortaya bıraktı. Bu yine bir sonraki oyuncuya dört kart çektiren karttı. Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken diğerlerinin de benden farkı yoktu.
"Ulan biliyordum ya!" dedi Erin kartlarını savururken. "Bu adamla oyun falan oynanmaz bak. Hep aynısını yapıyor. Tam seviniyoruz kaybedecek diye, herif yine yapıyor yapacağını."
"Erken sevindik." dedi Karan düşünceli bir şekilde. Hepsinin ciddi tepkisi ister istemez gülümsememe neden olmuştu. Bir kart oyununda bile bu kadar hırslanıyorlarsa biz Monopoly gibi oyunlar asla oynayamazdık. Onlar beni kesin yerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA'DAN MEKTUP (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Ben gerçekten bir papatyaydım. Haklıydın. Papatyalar ölünce güzel kokarmış. Ben de artık güzel kokuyorum."