10. BÖLÜM: Sar Beni

130 15 3
                                    

Bölüm şarkısı: Seni Buldum Ya -Kaan Boşnak

10. BÖLÜM: SAR BENİ

"Üşüdün mü?" diye sordu Deha. Başımı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. Merakla gözlerini yüzümde gezdirdi. Başı eğikti, gözleri doğrudan gözlerime bakıyordu. Dağınık kumral saçları alnına dağılmıştı. Kısık gözleri, dağınık saçları ve dudaklarındaki gülümsemesiyle bir ressam tarafından çizilmiş bir tabloyu andırıyordu adeta. Her şeyiyle bir bütündü. O her şeyiyle büyüleyici bir adamdı. Hele kalbi... İşte ona diyebilecek tek bir söz bile yoktu.

"Hayır." dedim sorusuna karşılık. "Burası sıcak." Evet, burası sıcaktı. Şu an kolları arasındaydım ve bu sıcaklık hiç tatmadığım bir sıcaklıktı. Yanıtım Deha'yı gülümsetti. İçten gülümsemesi kalbime dokundu ve kalbim daha önce atmadığı kadar hızlı çarpmaya başladı.

"Neden günlerdir yanımda yoktun?" diye sordum hâlâ bakışlarımı yüzünde gezdirdiğim sırada. Dudakları muzipçe kıvrıldı.

"Beni mi merak ettin?" Dudaklarımı büzüp bakışlarımı kaçırdım.

"Yoo..." diye mırıldandım. Dudaklarının arasından alaylı bir kıkırtı çıktı.

"Kesin öyledir." Kollarını daha sıkı sardı bedenime. Üstümüzde hâlâ montlarımız vardı ama Deha bir battaniye daha örtmüştü. Feneri havaya bırakmış ve gecenin karanlığında süzülmelerini izlemiştik. Sonrasında fark etmediğim renkli minderlere yerleşmiştik, sıcak çikolata eşliğinde oturuyorduk. Tam şu an zamanın durmasını dilemiştim içimden çünkü bu an paha biçilemezdi ve ben sonsuza kadar bu anda kalabilirdim. "Ağabeyimden bu sürpriz için izin almaya çalışıyordum ve tabii diğer sürprizler için de." Gözlerimi kocaman açıp merakla yerimde doğruldum. Deha'nın kolları bu hareketimle belime inmişti.

"Söyle!" dedim heyecanla. "Ne sürprizi?" Gözümün önüne gelen mavi saçlarımdan bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bu esnada pürüzsüz teni yanağımı da okşamayı ihmal etmemişti.

"Sürpriz söylenmez Maviş." dedi gülümseyerek. Beyaz dişleri dudaklarının ardından parladı. "Adı üstünde." Ben ise söylediği kelimeye takılmıştım.

"Maviş mi?" Başını salladı.

"Evet, Maviş. Artık sarışın değilsin ve mucizeyi yaratacak olan sarışın Kayla değil," Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Nefeslerim sıklaştı. Doğrudan gözlerime bakıyordu. Dudakları yavaşça kıvrıldı. "Maviş olan Kayla ve ben bu maviş Kayla'yı çok sevdim." Ellerim terledi. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum ama bunu belli etmek istemezcesine gözlerimi gözlerinden çekmedim. Utandığımı belli etmek istemiyordum.

"O zaman artık civciv değilim?" dedim soru sorar gibi. Güldü.

"Evet, artık civciv değilsin ama bu demek oluyor ki sana başka bir lakap bulmalıyım." Bu dediğine göz devirdiğim esnada dudaklarıma bir tebessüm hâkimdi. Başımı yeniden omuzuna yasladım. Gözlerim kapandı. Derin bir nefes çektim içime. Dudaklarım yukarı kıvrıldı. Huzurluydum. Uzun zaman sonra ve son yaşananların ardından ilk defa böyle hissediyordum ve bu yine onun sayesindeydi. Yine beni içinde olduğum bataklıktan çekip çıkarmış, sıcak kollarının arasına hapsetmişti. Deha Araz'ın kanatları altındaydım ve bu tarif edilemez bir histi. Günler öncesinde kalbim paramparça edilmişti. Canımın hiç bu kadar yandığını hatırlamıyordum. Tek başıma kaldırabileceğim bir olay değildi ancak yanımda Deha vardı. Kırılan kalbimin her bir parçasını teker teker onarıyordu. Sanki buna yemin etmiş gibiydi. Düştüğümde ilk el uzatan o oluyordu. Yarama bir yara bandı yapıştırıyor ve ilerlemem için arkamdan destekliyordu. Korel bunu yapmamıştı. Tam tersine yaralarıma yara katmış, kalbimi hiç düşünmeden parçalamıştı. Kalbimi yanlış kişiye vermiştim ve bu benden yıllar almıştı.

PAPATYA'DAN MEKTUP (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin