7. BÖLÜM: Bitiş Noktası

149 15 7
                                    

Bölüm şarkıları:
Halledebilirdik -Birileri
Zamanın dışında boşluğun içinde -Birileri
Medya: Kayla & Korel

7. BÖLÜM: BİTİŞ NOKTASI

"Haftalardır buraya yazmıyorum. İçimden gelmiyor. Artık sana seslenmek, sana sesimi duyurmak bile istemiyorum. Gittikçe değişiyorsun. Aslında değişen sen misin ona da emin değilim. Sanırım ben de değişiyorum. Sana olan bakışım, hayata olan bakış açım değişiyor. Sana söylemediğim hastalığım şu sıralar daha çok benimle beraber olmaya başladı. Çok sevdiğin sarı saçlarımı aldı benden. Artık yoklar. Ama çözümünü buldum. Yeniden gülümsememi sağlayacak çözümü o buldu benim için oysa bunu bulanın sen olmasını isterdim. Senden daha çok o yanımda şu sıralar. Bana hiç olmadığın kadar çok destek oluyor bu sürecimde. Belki de sitem ediyorsundur bana. Ben bilmiyorum, diye. Bilme Korel. Sen artık benim hakkımda hiçbir şey bilme.

Seni hayatımdan çıkarmak istiyorum ama geçirdiğimiz o zamanlar sanki böyle bir karar almamam için çabalıyor gibiler. Sürekli aklımdalar. Hem gülümsetiyorlar hem de can yakıyorlar. Oysa sevgi can yakar mı Korel? Öyleyse senin sevgin neden yakıyor canımı? Aklımı karıştırıyorsun. Kalbim beynimle çatışıyor. Bu aptal kalbim hâlâ senin yanında ancak beynim neyin doğru neyin yanlış olduğunu biliyor. Yoruldum Korel. Ben artık çok yoruldum.

Kayla.

16 Ekim 2023"

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Aldığım her nefes boğazımdaki yumruya takılıyordu sanki. Ne yaparsam yapayım rahatça bir nefes alamıyordum. Hayır, hastalıktan ötürü değildi. İçimdeki can kırıklarıydı ruhuma batan. Elimdeki defteri sıktım. Rüzgâr saçlarımı savurdu. Ah saçlarım mı? Bana ait olmayanlar mı?

Omuzumda hissettiğim elle irkilerek gözlerimi araladım. Karşımda gördüğüm tanıdık yüz kasılan vücudumun gevşemesini sağlamıştı. Elimi kaldırıp yavaşça omuzuna vurdum.

"Beni korkuttun!" Şakayla karışık söylemimi ciddiye alıp mahcup bir ifadeye büründü.

"Özür dilerim."

"Ciddi değilim Deha." Duraksadım. "En azından sinirim konusunda ciddi değildim yoksa cidden irkildim." Gülümseyip omuzuma bıraktığı ceketi biraz daha serdi olduğu yere. Hissettiğim sıcaklıkla iyice sokuldum cekete.

"Neredeyse kışa gireceğiz artık Kayla. Sence de üstüne bir şey alma vakti gelmedi mi?" Gözlerimi kırpıştırdım. Yüzüme tatlı olduğunu düşündüğüm bir tebessüm yerleştirdim hemen.

"Ama çıktığımda soğuk değildi." Ciddiyetle bana bakmayı sürdürdüğünde ofladım. "Tamam, haklısın." Yüzündeki ciddiyet dağıldı ve dudaklarını bilmiş bir edayla bükerek "Biliyorum." diye böbürlendi. Kıkırdadım. Son zamanlarda beni güldürebilen tek kişiydi Deha. Ona gerçekten minnettardım. Yanıma oturdu yavaşça. Ona yer açmak amacıyla biraz kaydım. İkimiz de iyice yerleştiğimizde etrafıma bir göz attım. Hastanenin bahçesindeydik. Hava fazlasıyla serindi bu nedenle dışarıda çok da insan yoktu. Tek tük hastalar yanlarında birer hemşireyle birlikte hava almak için bahçede turluyorlardı. Biz ise koca bahçede kenarda köşede kalmış bir bankta oturuyorduk. Arkamızda kocaman bir ağaç vardı. Sonbaharın sonlarında olduğumuzdan yaprakları çoktan dökülmüştü. Son zamanlarımın çoğu bu ağacın altında geçiyordu. Düşünüyordum, yazı yazıyordum, boş boş oturuyordum, gökyüzünü izliyordum... Hayatımın büyük bir kısmı şu an hastaneden ibaretti. Bir nevi burada yaşamaya başlamış gibiydim. Birkaç gün önce kontrolüm vardı ve bu kontrol sandığımız gibi iyi geçmemişti. Deniz Ağabey çok da iç açıcı şeyler söylememişti bize. Hâlâ ne kadar zamanımın kaldığını dillendirmese de anlayabiliyordum artık. Zamanım gerçekten de yetmeyecekti. Tahmin edemediğimiz bir şekilde kemoterapi işe yaramamıştı. Kitle küçülmek yerine büyümüştü ve kanser diğer organlarıma sıçramıştı. Saçlarım... Onlar beni terk edeli birkaç hafta olmuştu ama Deha sayesinde benim olmasa bile saçlarım vardı. Bir sabah uyandığımda odamda sürüsüne bereket perukla karşı karşıya kalmıştım. Her renkten vardı. Deha ise gülümseyerek tepkilerimi izlemişti.

PAPATYA'DAN MEKTUP (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin