14. BÖLÜM: KALBİN KALBİME PART 2
"Ne mümkün yanındayken
Başka bir dünya düşlemek
Orası en mutlu olduğum yer benim..."
Koca konser salonundaki tek ses Deha'ya aitti. Jan mikrofonu Deha'ya devretmiş, sahneyi ona bırakmıştı. Ayaklı mikrofon Deha'nın dudaklarının hizasına kadardı. İki eli de mikrofonu kavramış, gözlerini üzerime dikmişti. Eşsiz sesiyle birlikte şarkının güzel sözleri dudakları arasından dökülüyor, izleyen herkesi etkisi altına alıyordu. O Deha Araz'dı, kendine hayran bırakmak onun için sıradan bir eylemdi.
"Ah yine hayal görüyorum galiba
Gönderilmek korkutuyor gerçek dünyaya
Onsuz bir diyara dönmek istemiyorum."
Melodi yavaş yavaş duruldu. Alkış ve çığlıklar yokluğunu aratmak istemezcesine alanda yankılandı. Diğer herkes gibi Deha'yı hayran gözlerle izleyip ellerim acıyıp kızarana kadar alkışladım. Jan yeniden mikrofona yaklaştığı sırada Deha'yla sarılıp vedalaşmışlardı. Kontrol yine grubun solistine geçerken Deha sahneden ayrılmıştı. Saniyeler sonra yanımda olacağını biliyordum.
Heyecanla gittiği tarafa doğru baktım. Birkaç saniye sonra ise tahmin ettiğim gibi karanlığın içinden belirdi. Yüzünde âşık olduğum gülümsemesi vardı. Gülüşüm daha da büyüdü. Ayaklarım benden bağımsız ona doğru ilerledi. Gittikçe hızlandım. En sonunda Deha'yla ortada buluşup kollarımı boynuna doladım sıkıca. O ise beni karşılıksız bırakmamış anında sarılmıştı belime. Kolları arasında hapsolmuştum ama bundan asla şikâyetçi değildim. Olmak istediğim yerdeydim.
"Seni seviyorum Deha." dedim başım boynuna gömülüyken. Sıcak dudakları boynumla buluştu. İçimi karıncalandıran bir öpücük bıraktı.
"Sana âşığım Kayla." İçim kıpır kıpırdı. Bu sözleri Deha'dan duymak, hayatımda hiç hissetmediğim hislerin yeşermesini sağlıyordu kalbimde. Mutluydum ama bu mutluluğu daha önce hiç tatmamıştım. Korel'le birlikteyken hissettiğim hislerin yanından dahi geçmiyordu bu duygularım. Bambaşkaydı. Tıpkı Deha gibi eşi benzeri yoktu. Buna ne deniyordu? Deha Araz etkisi mi?
Kollarımı biraz gevşetip başımı boynundan kaldırdım. O da aynı şekilde kollarını gevşetmiş ve hareket edebilmem için bana alan tanımıştı. Bakışlarımı yüzüne çıkardım. Başım hafifçe kalktı. O ise başını bana eğmiş kısık ama duygu dolu gözleriyle bana bakıyordu. Dişlerim gözükecek kadar gülümsedim. Gülüşüm ona da bulaştı fakat hemen ardından dudakları aralandı.
"Kayla..." diye fısıldadı dudaklarıma doğru. Burnumu burnuna sürttüm.
"Deha..."
"Sanırım bunu sorma faslı geçeli çok oldu ama yine de sormak istiyorum sana." Mavilerim güzel harelerine tutundu. "Kalan ne kadar vaktimiz varsa, bu vakitlerin hepsini benim yanımda, kalbimde, benimle birlikte geçirir misin?" Sorusuna cevap vermek üzere dudaklarımı aralamıştım ki devam etmeme izin vermeden devam etti sözlerine. "Sevdiğim, sevgilim, kıyamadığım olur musun Kayla? Beni kalbine alır mısın?" Yavaş yavaş dolan gözlerimle başımı salladım gülümsememi yüzümden silmeden.
"Alırım, Deha." dedim çatallı sesimle. "Sevdiğin olurum, kalan tüm vaktimi kalbinde seninle geçiririm." Eşsiz gülümsemesi dudaklarında can buldu. Yüzünü iyice yaklaştırdı yüzüme. Hayatımın en özel anını yaşarken binlerce seyircinin önündeydim. Arkamda kalan sahnede en sevdiğim grup konser veriyordu. Bir şarkı bitiyor, yenisi başlıyordu. Ben ise sevdiğim adamın kollarındaydım. Gözlerim gözlerinde, kalbim kalbindeydi. Bakmaya doyamadığım yüzü ise milimetrelerce uzağımdaydı sadece. Sıcak nefesi dudaklarıma çarpıyor, kalbimi attırıyordu. Nefesimi kesmiyor, bana nefes oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA'DAN MEKTUP (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Ben gerçekten bir papatyaydım. Haklıydın. Papatyalar ölünce güzel kokarmış. Ben de artık güzel kokuyorum."