Abimgil ile sarıldıktan sonra arabaya binip eve doğru yola koyulmuştuk. İçimde tarifsiz bir duygu hakimdi. Pişmanlık değildi, korku değildi peki neydi bu duygu?
Kendimi ilk defa bu kadar bencil hissetmem normal miydi?
O insanlara bu kadar soğuk davranmam peki. Yaptığım, söylediğim, dinlediğim her şey artık anlamsız gelmeye başlamıştı. Ben bu değildim. Ben değişmiş miydim? Galiba evet. Galiba hem fiziksel anlamda hem ruhsal anlamda değişen tek kişi bendim.
Ellerimi montumun cebine soktum ve camı izlemeye devam ettim. Akıp giden yolu, süraat halindeki araçları izledim bir süre.
"Galiba bizim ile gelmek istemeyen birileri var baba!" Mert abimin sesi ile kafamı nihayet camdan ayırıp ona baktım.
"Anlamadım?"
"Seni zorla götürüyor muşuz gibi duruyorsun da o yüzden söyleyeyim dedim. Malumunuz ben dürüst bir adamım." dedi.
"Yok. Uykumu iyi alamadım o kadar, hem ben her zaman arabadayken camdan dışarıyı seyrederim ki! Bu bu güne özel değil yani!" dedim ve tekrar cama döndüm.
" Aykızım, biri bir şey mi dedi? Niye bu kadar mutsuzsun?" abimin de meraklı sesi ile kendimi açıklamam gerektiğini düşünerek kafamı camdan ayırdım ve onlara döndüm.
" Sadece onlara nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Ben bu yaşıma kadar beni yetimhaneye bırakan aileme karşı öfke beslemişken bunların tam tersi duygular beslemeye başlamak tuhaf hissettiriyor. Belki de onlara haksızlık yapıyorumdur, onların da yaşadıkları pek iyi şeyler değil. " içimdeki çoğu şeyi dönmüştüm ve rahatlamıştım.
Ben buydum ne kadar içe dönük birine benzese bile değer verdiğim insanlara karşı her zaman şeffaf olmuşumdur.
Derin bir nefes verip dolan gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. Onlarla yakınlaşırsam beni büyüten aileme haksızlık olmaz mıydı?
Ben gerçekten bencil bir kız mıydım? Ölen bir annem vardı ve ben onun mezarını bile ziyarete gitmemiştim.
Arabada büyük bir sessizlik hakimdi, en son babamın dolan gözlerini görebilmiştim.
Ben çevremde ki insanlara mutsuzluk ve göz yaşından başka ne getirmiştim ki zaten.
"Bu konuyu eve gidince detaylıca konuşalım." dedi abim gaza biraz daha basarken. Dikiz aynasından göz göze gelince kafamı olumlu anlamda salladım ve cebimden telefonumu çıkardım.
Giray'dan bir mesaj vardı. ( hatırlamayanlar için kuzeni ama üvey)
" Müsait olduğun bir zaman geri dönüş yapar mısın?"
"Müsaitim. Bir şey mi oldu?"
"Yarın bize gel sana anlatmam gereken mühim konular var."
"Burada söyle işte, meraklandım beni."
"Beni ilgilendirmez, eğer yarın gelirsen öğrenirsin."
"İyi yarın oradayım."
Araba evin önünde durunca telefonu kapatıp arabadan indim. Ayaklarımı yer sürterek ilerlemeye başladım. Mert abim kolunu omzuma atıp beni göğsüne çekince itiraz etmeden göğsine sindim.
" Çok mu üstüne geliyorum? " diye sordu kulağıma yaklaşıp.
" Hayır zaten bu sizin ile alaka bir konu değil."
"Seni asla bilinçli şekilde kırmak istemem." diye ekledi. O görmese bile gülümsedim.
"Biliyorum, seni tanıyorum." dedim.
O sırada babam ve abim çoktan içeri geçmişti, bizde içeri geçtik. Abimgil önden biz arkalarından salona girdik ve kanepeye oturduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYKIZ ( GERÇEK AİLEM )
Teen FictionDaha 5 yaşındayken ailesinden koparılan Aykız yetim haneye verilir. 1 hafta sonra bir aile Aykız'ı evlatlık alır. Ama Aykız dört abi ve bir ikizinin olduğunu bilmemektedir. Zamanla büyür ve 17 yaşına gelir. gerçek ailesine gelen esrarengiz bir mektu...