Ama şuan asansöre binmem pekde mantıklı değildi. Zaten elektrik gidip geliyordu. Eğer asansörde kalırsam daha kötü şeyler olabilirdi.
Daha fazla zaman kaybetmemek adına merdivenleri çıkmaya başladım. Tek dileğim Poyraz ve Akın'ın yukarıda olmasıydı.
Elektrik bir anda kesilince irkildim ve arkama baktım. Ses kesilmişti, hızımı biraz daha arttırıp son basamağı çıktım. Odamın olduğu katın ışığı hala yanıyordu. Yerde gördüğüm baygın bedenle elimi ağzıma götürdüm.
Yerde yatan Poyraz'dı! Bir anda merdivenlerden ses gelmeye başladı. O kişi buraya geliyordu!
Belki pencereden Atakan'a seslenebilirdim. Koşarak Poyraz'ın yanına çöküp nabzını kontrol ettim. Atııyordu ama nabzı çok zayıftı. Yerden kalkıp açık olan kapıdan içeri girdim. Akın'da yerde baygındı, ses çıkarmamak için kendimi zor tutuyordum şuan.
Hemen onunda nabzını kontrol ettim. Onun durumu Poyraz'a göre daha iyiydi.
Hemen cama koştum ama kilitliydi. Atakan hala orada oturuyordu. Etrafta camı kırmak için bir nesne aramaya başladım. Sonunda bulduğum cam sürahiyi elime aldım. Tam o sırada odanın kapısı kapandı ve aynı zamanda elektrik gitti. Oda gece olduğu için karanlıktı.
Sürahiyi fırlatacağım sırada güçlü bir el bileğimi yakaladı.
"O sürahiyi atmak gibi bir hata yaparsan, sonuçlarınada katlanmak zorunda kalırsın!" duyduğum ses ile sertçe yutkundum.
Elimden sürahiyi alıp sertçe masaya koydu. Çıkan tok ses irkilmeme neden oldu.
"Sandığımdan akıllı çıktın. Asansöre binseydin bu kadar uğraşmazdık!" alayla çıkan sesi sinirimi bozarken kendimi zor tutuyordum.
"Poyraz ve Akın'a ne yaptın!?" diye bağırdım.
"sadece sorun çıkarmamaları için bir önlem aldım. Ama Poyraz biraz fazla kaba kuvvet seviyor anlaşılan, adamlarımı pert etti!" dedi sona doğru artan sesi ile.
"Ne yapacaksın bana, ne istiyorsun benden!?"
"Güzel soru." dedi ve ışığı açtı.
Gözlerim kamaştığı için yüzünü net göremedim. Daha sonra yüzü netleşti.
Poyraz'dan bir iki yaş küçük gibi duruyordu. Zayıf ama güzel bir vücudu vardı, aynı zamanda esmerdi.
"Daha yaşlı sanmıştım seni." dedim doğruyu söyleyerek.
"Dürüstlüğüne hayran kaldım küçük hanım." dedi gülerek.
"Babamın emri üzerine geldim. Yani kötü adam ben değilim." dedi ciddileşerek.
"Ben pek bir fark göremiyorum! Aynı haltın farklı rengisin!" dedim sesimi yükselterek.
Zaman kazanmam şarttı! En azından Atakan gelene kadar.
"Bu biraz sert oldu gibi!" dedi ve kolumu yakaladı.
"Yürü gidiyoruz!" dedi ve yürümeye başladı.
"Sebepsiz yer bir kızı alıkoymak suç! Bum mu senin adamlığın! Şeref yoksunu!" dedim kolumu çekerek.
Cümlelerim karşısında afallamış ve bir süre suratıma bakmıştı.
" Sandığımdan daha cesaretlisin. Olsun severiz." dedi.
"Senin o ağzını yırtarım hayvan herif." dedim ve omzundan ittim.
"Şuan zaman kazanmak için konuştuğunun elbette farkındayım. Durma devam et! Sonuçlarına nasıl olsa katlanacaksın!" dedi ve devam etti.
"Ama sana bir düşman tavsiyesi, babam benim kadar nazik davranmayacak sana." diye kulağıma fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYKIZ ( GERÇEK AİLEM )
Teen FictionDaha 5 yaşındayken ailesinden koparılan Aykız yetim haneye verilir. 1 hafta sonra bir aile Aykız'ı evlatlık alır. Ama Aykız dört abi ve bir ikizinin olduğunu bilmemektedir. Zamanla büyür ve 17 yaşına gelir. gerçek ailesine gelen esrarengiz bir mektu...