2

35.9K 1.7K 143
                                    

Babamın adımı seslenişi ile birinin beni kolumdan tutup, eve doğru çekişi bir olmuştu. Evin çevresindeki karmaşa arasında zar zor görebildiğim anne ve babamın iyi olduğuydu, kurşun onlara değmemişti. Sedef korkudan bağırmış olmalıydı. Herkes eve doğru koşarken üçüncü bir atış sesi daha duyulmuş ama devamı gelmemişti. Eve girince beni çeken kişiye doğru bakabilmiştim. Murat'ın dikkatli bakışları ise pencerenin dışındaydı.

Beni bırakıp, babamların yanına geçerken annem hızla gelip bana sarıldı.

"Yeşim! İyi misin kızım?"

"Hı hı." derken babamın polisi aradığını duydum.

O sırada gözlerim Melis'i kolunun altına almış olan Caner'e kaydı. Anneme biraz daha sıkı sarılırken çok geçmeden Mete, elinde ilk yardım çantası ile geldi. O an gördüğüm şey ile korkuyla annemi bırakıp, babama koştum. Babamın kolunda kan sızıyordu.

"Baba!"

"Merak etmeyin, sadece sıyırdı." dedi arkamdan gelen Sedef ile beni sakinleştirmeye çalışırken. Annem de yanımıza geldiğinde Hakan Ulusoy babama doğru "Neler oluyor?" diye sormuştu. Adam haklıydı, evine gelmiş ve büyük bir tehlikenin içinde kalmalarına sebep olmuştuk.

"Ne diyeceğimi bilemiyorum, herhangi bir hasar varsa karşılamaya hazırım." derken Mete babamın gömleğinin kol kısmını kesmişti, babam oturmuş, müdahale etmesine izin vermişti.

"Kimdi o? Bir fikriniz var mı?"

"Ben savcıyım, muhtemelen ceza alan suçlulardan biridir, yakınıdır... Bilmiyorum."

"Dikiş lazım, hastaneye gitseniz iyi olur." derken yaranın durumuna bakıyordu. Kolunu sıkıca sararken kan kaybını önlemeye çalışıyordu.

Polis sirenlerini duyduğumuzda ise hepimiz kapıya doğru ilerlemeye başlamıştık.

*

Akşam odamda otururken bugün yaşadıklarımızı düşünüyordum. Konuşamamıştık, babam yaralanmıştı ve polisler henüz bunu yapanın kim olduğunu tespit edemediği için kapımızda bizi korumakla görevli birileri vardı. Pencereden dışarı, polis arabasına doğru baktım. Sonra da yatağıma ilerleyip, tekrar oturdum.

Kapım tıklatılıp, açıldığında Sedef'in sesini duydum.

"Yeşim, iyi misin?"

"Fena değil." dedim gelip bana sarıldığında. 

"Babamlar seni çağırıyor."

Derin bir nefes alırken ondan ayrıldım ve kapıya doğru ilerledim. Bugün ki kaçışımı konuşacaktık. Salona girdiğimizde doğruca gidip, babamın yaralı olmayan tarafına oturdum. Yanağına bir öpücük kondurduğumda bana bakıp, gülümsedi.

"Nasılsın baba?"

"Daha iyi canım, asıl sen nasılsın?"

"Melis hakkında ne düşünüyorsunuz?" dedim direkt.

"Bana çok benziyordu." dedi Sedef şaşkınca.

"Ben de çok şaşırdım ama o pek senin gibi cadıya benzemiyordu."

Sedef anneme kaşlarını çatarken babamın da güldüğünü gördüm. Gözleri beni bulduğunda yüzümdeki düşüşü net olarak görmüştü. Gülümsemesi büyüdü.

"Yeşim, Yeşim'im, sen benim kızımsın, bizim ailemizsin, kimse senin yerini alamaz ama heyecanımızı da anlıyorsun değil mi? Senin yaşında bir kızımız daha varmış, senin bir kardeşin daha varmış... Buradaki mucizeyi görebiliyor musun?"

Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin