28

18K 1.3K 265
                                    

Bahsedilen amcanın gelişi cumartesi gününe kalmıştı. O sabah gittikçe soğuyan havaya rağmen çiftlik yoğundu. Bugün bana sürpriz yapan Arda ve Birce ile biraz olsun mutlu olmuştum. Bir süredir kopmuştuk. Anca Whatsapp mesajlarıyla muhabbet ediyorduk. Hoş cenazede bizi yalnız bırakmamışlardı ama o zaman da konuşacak halim yoktu kimseyle.

Birce oradan oraya gidip, ahırdaki atlara bakıyordu.

"Ay bu çok güzel Yeşim, ben buna binmek istiyorum."

"Ya kızım yine kıracaksın, kolunu bacağını. İş çıkarma başımıza." Diyen Arda'ya küfürlü bir karşılık veren Birce'ye sus diye gözlerimi pörtletip, duyan var mı diye etrafımı kontrol ettim. O ise omuz silkip, önünde durduğu atı sevmeye devam etti. Arda ise Hakan babamın atı, Karabey ile ilgileniyordu.

"Bu ne kadar güzel bir at böyle." Diyen Arda'ya gülümseyerek karşılık verirken ihtiyaç molası için yanlarından ayrılıp, çiftlik tarafındaki lavabo yerine eve doğru ilerlemeye başladım. Boş evde işimi bitirdikten sonra tam bahçe kapısından çıkmıştım ki karşımda gördüğüm adamla duraksadım. Uzun boylu, kumral saçlı, bir omuzunda taşıdığı büyük sırt çantası ile bir gezgine benzettiğim adam etrafına bakınırken benimle göz göze geldi. Koyu renk gözleri, açık teni ve yakışıklı bir yüzü vardı. Benden en az on yaş büyüktü, hatta belki daha fazla.

Acaba bu 'amcam' mıydı? Ben tam konuşacakken o söze girdi.

"Merhaba küçük hanım."

Yüzünde muzip bir gülümseme vardı, gözleri ise samimiyetle parlıyordu. İlgiyle bakıyordu bana. Evet bu adam kesinlikle benden haberdar olan amcamdı ve öz yeğenine karşı tutumu belli ki iyi olacaktı. Rahatlamak yerine kasıldığımı hissettim. İlk kez bir akrabamı görüyordum.

"Merhaba." Dedim çekingen bir ifadeyle. "Siz..." derken duraksamam üzerine bana doğru döndü tamamen. Ben de verandadan inip, karşısına doğru gidiyordum yavaşça.

"Ben amcan Kuzey Ulusoy. Sen de yeğen takımının yeni üyesi Yeşim'sin."

Beni daha önce görmüş müydü acaba? Sanki aklımdaki soruyu duymuş gibi güldü hafifçe.

"Gözlerin... Sanki Hakan abimin gözlerine bakıyor gibiyim. Umarım onun kadar huysuz değilsindir."

Amcan demişti ayrıca, Kuzey amcam... Tuhaf ama güzel geliyordu.

"Kimmiş huysuz?"

Hakan babam bahçeye girdiğinde Kuzey amcam da ona dönmüş ve gülüşerek sarılmışlardı. "Ne haber eski toprak?" diyen Kuzey amcamın Hakan babamdan anında yediği darbe ile inlemesi üzerine istemsizce güldüm.

"Eski toprak he?"

"Of, sen de hep bir şiddet be abi." Derken karnını tutarak ayrılmıştı. Yüzündeki gülümseme ise silinmemişti. O sırada uzaktan bizi gören Ege koşarak gelmiş, Kuzey amcamın üstüne atılmıştı.

"Emmim!" diye bağırdığında ise hepimiz artık sesli gülüyorduk.

"Emmisinin paşası!"

Onlar sarıldıktan sonra Ege hemen Kuzey amcanın sırt çantasını almış ve eve doğru götürmüştü. Böylece ilgi de yeniden bana dönmüştü.

"Kızımla tanıştınız sanırım?"

"Valla eve başka bir prenses daha gelmiş gibi görünüyor, Melis delirmedi mi?" derken ortama "Kuzey amca!" diye sevinçle giren Melis'i görmüş ve bir anda ifadesine coşku verip "Prenses!" diyerek ona da sarılmıştı. Bu ne ya! Herkes çığlık çığlığa giriyor ortama!

"Ya seni çok özledim!"

"Ben de seni çok özledim prensesim!" Ayrıldıklarında beni gösterdi. "İkinci bir prensesim daha olmuş ben yokken." Dediğinde ise inanamadım. Daha az önce Melis delirmedi mi demiyor muydu bu adam? Madem kızı tanıyorsun, neden üstüne gidiyorsun ki?

Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin