26

19.1K 1.2K 346
                                    

Pazartesi günü okula gitmek için hazırlanırken bir süredir ders yüzü görmediğimi düşündüm. Sadece annemden sonra değil, öncesinde de çalışmayı bırakmıştım. Tek tük üniversite sınavına hazırlanma gayretine giriyordum. Bugünden itibaren acımı da geri plana atmaya çalışıp, derslerime odaklanmayı düşündüm. Benim ve geleceğim için en iyisi belki de bu olacaktı.

Sedef, ben hazırlanınca odadan çıkmıştık. Çok geçmeden Ege de aşağı inerken, arkasından gelen Melis'i görmüştüm. Mutfağa geçildiğinde herkes kahvaltı hazırlama işlemi için içeri dağılmıştı. Çünkü genelde Mehtap Hanım'ın bu saatlerde çiftlik tarafında işi oluyordu, bu yüzden de başımızın çaresine bakıyorduk.

Sedef ise bu işlere girmeden masaya oturmuş, uyukluyordu. Pek kahvaltı yapmayı sevmezdi, bu yüzden hiçbir şey söylemeden sadece kendime sandviç hazırlamaya baktım. O sırada Ege'nin iki tane sandviç hazırladığını görünce kaşlarımı çatmıştım. Normalde bir tane yerdi o da sabahları. Gözlerimi kısarak ona baktığımda dikkatini çekmiştim, bana baktı, sonra omuz silkip önüne döndü. Uyuklayan Sedef'e baktığımda eline yasladığı başı düşer gibi olmuş, geri toparlanmıştı.

Hadi hayırlısı dedim ve karışmadan kendi işime baktım. Sonra da elimizdekilerle arabaya geçtik.

*

İlk iki ders bittiğinde içeri Demir girmişti. Yorgun duruyordu ve okula da gecikmişti. Kısa bir an gözlerimiz kesişti ama hiçbir şey demeden yerine oturup, uyku pozisyonu almıştı. Ben de diğer ders için eşyalarımı hazırladım. O sırada müzik grubunun solistini sınıfın kapısında gördüm, gözleri içeride gezinmiş en sonunda bende durmuştu. Onun benim için geldiğini anlarken hemen ayaklanıp, yanına gittim. Esila, çok kibar bir kızdı. Karşımda mahcup bir ifade ile duruyordu.

"Biz olanları, daha doğrusu kaybını duyduk Yeşim. Başın sağ olsun, umarım annen şu anda çok mutlu olduğu bir yerdedir." Dediğinde sadece başımı sallayabildim gözlerimi kaçırıp, şu an burada ağlamak istemiyordum çünkü... "Buraya gelme amacım aslında senden izin almak... Belki yersiz bulacaksın ama umarım beni de anlarsın. Bir yarışmadan bahsetmiştik hatırlarsan ve emin ol hepimiz bunun için çabalıyorduk, şimdi de o gün yaklaşıyor. Eğer izin verirsen senin yerine bir başkası geçse piyanoya ama tamamen değil, sadece bu yarışma için, yedek gibi düşün-"

"Hiç önemli değil Esila, hatta tamamen olmasını tercih ederim. Bu sene kendimi böylesi aktivitelere verebileceğimi sanmıyorum. Ayrıca bana sorduğun için, nezaketin için teşekkür ederim."

Bir an duraksadı ama sonunda bana sarıldı. Şaşırdım ama karşılık da verdim.

"Çok teşekkür ederim, inan bu dönemde böyle bir şey için yanına gelmek istemezdim ama-"

"Tamam Esila, hiç önemi yok." Derken benden ayrılmış, yine teşekkürler ederek, özürler dileyerek yanımdan ayrılmıştı. Bir süre kapıda durup, dersin hocasının buraya geldiğini görünce içeri geçmiştim.

*

Çıkışa kadar ne Demir benimle konuşma girişiminde bulundu, ne de ben onunla. Sadece derslerime odaklandığım bir gün olmuştu. Başka bir şey düşünmeden, derslerime bakmış, teneffüslerde de test çözmüştüm. Hem açığımı kapatmak hem de başka bir şey düşünmeden ruh sağlığımı korumak istiyordum. En azından bir gün buna ihtiyacım vardı.

Çıkışta elimde okuduğum kitabımla kapıya giderken bir anda elimden çekilmesiyle başımı kaldırdım ve Demir'i gördüm. Kitabı almış, adına ve arkasında yazan bilgilere bakmıştı. Ben sessizce ne yapmaya çalıştığını anlamak isterken ayracımı kaldığım yere koyup bana uzattı.

Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin